Geceyi zor geçirmiştim. Babamla konuştuktan sonra hemen kabul etmesine çok şaşırmıştım. Acaba yanlış birşey mi yapıyorum diye kaç defa düşündüm saymadım. Tek saydığım şey onun o güzel kirpikleriydi. O güzel gözleri. O güzel saçları.
O felaketten sonra eve nasıl döndüğümü hatırlamıyordum. Annemden sonra ilk defa bu kadar düştüm. Bu kadar canım acıdı. Sadece var oluşu bile onu sevmeme neden oluyordu. Ne zaman dönmüşler di ki ?
Acaba beni sever miydi ?
Sevgilisi hala var mıydı ?
Doktor mu olmuştu ? Ah hayır! o çeneyle anca avukat veya öğretmen olunurdu.Şimdilik ona kendimi göstermeyecektim. Bir hafta sonra karım olacaktı. Başta istemeyecekti elbette. Ama sevecekti. Sırıtmaya başlamıştım bile salak gibi göründüğüme o kadar çok emindim ki...
Olsun ben yakışıklıyım.
Galiba kendim hakkında emin olduğum onu ne kadar çok sevdiğim ve buydu. Ayaklarımla yatakta tepindim.
Mutlu olacaktım.
Olacaktık ...-bir hafta sonra-
Son kez aynada kendime baktım.
Heyecanlı olmasam daha iyi olacaktı sanki ama olsun. O sırada ağlama sesleri duydum. Sesin geldiği yere yaklaştım.
"İstemiyorum. "
"Özür dilerim kızım. Sana layık bir baba olamadım. Ama en yakın zamanda seni kurtaracağım. "
"Biliyorum. Alacaksın beni.
Çünkü sen benim kahramanımsın. Ama acele et. ""Merak etme kızım. "
Neden ?
Neden benden bu kadar nefret ediyordu ?
Gözyaşlarımı silerek törenin olacağı yere ilerledim. Kendimi patlatacağımı düşündüm bir an.
O geliyordu...Babasının kollarında. Göğsüm kabardı. Çünkü karım kuğuları kıskandıracak kadar zarifti. Gözyaşlarını saklamak için olsa gerek kafası eğikti. Sahneye, benim yanıma geldi. Kafasını kaldırıp bana bakınca bir sendeledi. Ona gülümsedim. Tören bitince duvağını kaldırdım. Başta dudaklarına eğilsemde yanağını öptüm. Bana sarıldı. Ama büyük bir nefretle...
-akşam-
Davet üç saatin ardından bitmişti. Arabayı ben sürecektım. Yanıma oturması için kapıyı açtım. Ama Sojung kapıyı kapattı ve arka koltuğa oturdu. Yol boyunca tek kelime etmedi. Eve gidince de.
"Odam nerede?!"
"Hı ?"
"Aynı yerde kalmayacağız değil mi ?! "
Böyle yapacağını bildiğim için onun kalacağı odayı gösterdim. Eşyaları dün gelmişti zaten. Saat daha sekizdi. Bu yüzden birşeyler hazırlamıştım. Kapısını açmamla üzerime yastık atması bir oldu.
"Üzerimi giyiyorum çık !"
Lafını ikiletmeden çıktım. Beş dakika sonra çıktı.
"Ne ?!"
"Yemek ye-"
"Hayır. "
"Eeee ! Yeter be ! Sabahtan beri bu surat. Ben ölüyodum zaten seninle evlenmek için !"
"Hı !! "
"Şeyyy. "
"Aslında ben de seni sevmiyorum. Biliyorsun. Konuşmamız lazım. "
'Sevmiyorum ' işte bu sözü gerçekten sevmiyorum.
Ama yanmaktan olan gozlerimi gözlerine sabitledim."Odaya geç. "
Oturma odasına girdik. Koltuklara bir bakış attıktan sonra oturdu.
"Ben senin o itirafından sonra mahvoldum. Ya inanabiliyomusun abi dediğim adam beni sevdiğini söylüyor. Zaten daha sonrasında taşındık. Ve ben Taehyungla ayrıldım. "
Bu sözü yüzünden içimde filler zıplıyordu.
"Sonrasında babam iflas etti. Burda yeni bir iş kurmak için babandan para aldı. Çünkü battığı için hiçbir banka ona kredi vermiyordu. Parayı aldı , işini de kurdu. Ama ödeme vakti geldi. Sonuç olarak geçici olarak burdayım. Her ne kadar gerçekten evli olsak da... Ama sende az önce dedin ya. Rahatladım. Seni seviyormuş taklidi yapmak istemem. "
İyi bok yemiştim. Şu çenemi keşke tutsaydım. Şu saatten sonra 'öyle demek istemedim ' diyemezdim ya.
Mecbur bende zoru oynadım."Aslında sen bana öyle tepki verince çok üzülmüş hissetmedim. Sadece gururumu hiçe sayman beni üzmüştü o kadar. Sanırım egomu tatmin etmek için sevgilim olmanı istedim. Aşkı da bununla karıştırdım. "
"Açıksası buna biraz üzüldüm Seokjin. "
"Anlamadım ?"
"Yani beni ve arkadaşlığımızı bu saçma salak olay yüzünden hiçe saydın. Ve biz evlendik. Şimdi ne yapmamı bekliyorsun?! Seni affetmemi mi ?! Keşke o kadar kolay olsa."
Her lafında yıkılıyordum sanki. Cam parçaları batıyordu sanki kalbime. Boğazım, gözlerim ve burnum ağlamamı söylüyordu sanki.
Derince yutkundum."Beni affetmeni beklemiyorum. Bana eskisi gibi bakmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ama en azından arkadaş olamaz mıyız ?"
Gerekirse onu kafesinden çıkaracaktım. Ankanın yeniden doğuşu için gerekirse ondan vazgeçecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why?
Fanfiction"Adını hala söylemedin!!" İçeri girdi. Bana baktı ve gülümsedi. Kapılar kapanmadan bağırdı. "Kim Sojung ! Ama bu ismi çok hatırlama. Bana aşık olursun falan !" Bu sözlerinin ardından kapı kapandı. Bağırdım. "Artık çok geç !" Üzgünüm...