İtiraf

319 38 23
                                    

-2015-
Tam bir yıl.
Yeniden doğduğumdan bu yana tam bir yıl.
Unuttuğum nefesleri hatırlamamdan bu yana tam bir yıl.

Kısacası Sojungla tanıştığımız günün üzerinden bir yıl geçmişti. Bu süre zarfında onun okulu benim işim yüzünden sürekli görüşemiyorduk.

Ancak ayda üç defa veya dört defa buluşuyorduk. Bana benim gibi bir doktor olmak istediğini anlatıyordu. İki yıl sonra mezun olacaktı. Ve belki ona evlenme teklifi edecektim.

Bunun için ilk önce itiraf gerekliydi.

Lütfen, bir fırsat çıksın karşıma ve ona söyleyeyim.

Onu tanıdığımdan bu yana çiçek açmıştım sanki.
Babamın baskılarına karşı susuyordum. Bir süre sonra o da sıkılıyordu. Ve böylece tartışmalarımızı kısa süreli yapıyorduk.
Ve ...
Üç güzel insanla tanışmıştım.
Park Chanyeol , Jung Hoseok , Lee Minhyuk (monsta x). Bu kişiler ile hastanede tanışmıştım. Parıldayan günlerimden birinde...

Yürürken yaptığım sorgulamamı yarıda kesip evlerinin önüne geldiğimde yaptığım şeyi yaptım.
Islık. Neden bilmiyorum ama onu böyle çağırıyordum.
Beyaz elbisesiyle salına salına ve gülen gözleriyle beş dakika sonra karşımdaydı. Birbirimize sarıldık.

Birden gülümsedi. Merak ettiğim için sordum.

"Neden gülüyorsun ?"

"Senin yüzünden. "

"Niye ya!"

"Saçın çok komik. "

Sabah heyecandan sadece üzerimi giyip çıkmıştım.

"Düzelt o zaman. "

Ben ona böyle söyleyince parmak uçlarında kalkarak elini saçlarımda gezdirmeye başladı. Birden bir anlık cesaretle bileğini tuttum.
Tam ağzımı açıp onu sevdiğimi söyleyecektim ki dondurma yemek istediğini söyledi. Biraz içim burkulmuş olsada kabul ettim.

Ellerimizde dondurmalarımız , yürüyorduk.
Biraz daha yürüyünce ona âşık olduğum banka oturduk. Dondurmalarımız oraya varana kadar bitmişti.
Ama Sojung'un dudaklarının kenarında dondurma vardı. Şu meşhur sahnelerden birini gerçekleştirmek üzere ağzını sildim.

"Seni seviyorum Sojung. "

Gozlerimi dudaklarından çekip gözlerine sabitledim. Orada bir heyecan kırıntısı bile yoktu. Sadece hayal kırıklığıyla dolu dolu gözler ...

Eliyle beni göğsümden ittirdi. Ve ağlamaya başladı.

"Seokjin ... Olmaz. Sana bunu anlatmaya çalıştım. "

"Biliyor muydun ?!"

"Hayır. Bugün fark ettim. "

"Peki neden kaçmadın benden?!"

"Sadece seni mutlu etmek için... Son bir gün. Haftaya Tokyo'ya taşınıyoruz. "

"Sorun bu mu ?! Oraya gitmen mi ?!"

"Ben seni sevmiyorum. Taehyung ... Onu seviyorum. "

"Yapma"

"Üzgünüm ..."

Dedi ve ayağa kalktı. Ağlaya ağlaya gitti.
Ve ben orada kaldım.
Yaklaşık 8 saat ...

-2017-

Sabah babamın ofisine gittim. O olaydan sonra babamla aramız daha iyileşti sanki.
Ama yine de baskı yapıyordu.
Onu vazgeçirmek için arkadaşlarımla yalvaracaktım gerekirse.
Gerçi bir işe yaramayacaktı ya. Babamı yerinde göremeyince odadan çıkıyordum ki bir kutuya çarptım. Ve birsürü resim döküldü. Hepsinin üzerine kırmızı kaleme çarpı atılmıştı.
Bu resimlerde Sojung da vardı.
Resmi alıp evde bağırmaya başladım.

"Babaa !!!"

Babam bahçeden koşarak geldi.

"Ne oldu ?!!"

Resmi yere attım.

"Bu resimler ne demek oluyor baba !? Bana hemen anlat."

Babam sırıtarak yerdeki resmi aldı.

"Hayırdır. Beğendin mi kızı ?!"

"Kes sesini !"

"Tamam tamam. Bu kız bana borcunu ödemeyelerden birinin kızı. Ve tüm ailesini öldürmeyi planlıyorum. "

"Piknik mi bu ?! Planlıyormuş !"

"Sen çok oluyorsun ama. Hastaneye gitmeyecek misin ?!"

"Sakın o kızı öldüreyim deme. Yoksa o planlarını üzerinde gerçekleştirmek zorunda kalırım !"

Dedim ve ceketimi bir hışımla alıp dışarıya çıktım. Arabayı ağlamaktan süremiyordum bile.
Zar zor da olsa hastaneye vardım. Bizimkileri görünce hemen kantine çağırdım. Olanları anlattım. Hepsi fikir üretmeye çalışıyordu. Minhyuk elini masaya vurdu.

"Babana o istediği şeyi yapmayı kabul ettiğini söyle. "

"Neden ?"

"Kızla evlenirsen ve onları öldürmekten vazgeçerse bunu yapacağını söyle. "

"Olmaz ! Ben kimseyi öldüremem. "

Chanyeol da onu desteklercesine konuşmaya başladı.

"Eğer dozu çok az yaparsan..."

Hoseok gözlerini kocaman açtı.

"İlacı verdiğin kişi ölünceye kadar o parayı bulabilirler. Hatta biz bile yardım ederiz. "

Biraz düşündükten sonra istemese de kabul ettim.

Hastanedeki mesaim biter bitmez babamın yanına koştum.

"Kabul ediyorum. Ama bir şartla o kızla evleneceğim ve o aileye dokunmayacaksın. "

Bunları nefes almadan anlattım.

Babam ise gülerek omzumu patpatladı.

"Sakin oğlum. Böyle yapacağını biliyordum. Kabul ama ilk önce işe başlayacaksın. "

İstemesem de kabul ettim.
Umarım kimseyi öldürmem...
Umarım kimseyi üzmem...

Why?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin