"Adını hala söylemedin!!"
İçeri girdi. Bana baktı ve gülümsedi. Kapılar kapanmadan bağırdı.
"Kim Sojung ! Ama bu ismi çok hatırlama. Bana aşık olursun falan !"
Bu sözlerinin ardından kapı kapandı.
Bağırdım.
"Artık çok geç !"
Üzgünüm...
Bana gözleriyle uzun uzun ve dolu dolu baktı. Ellerini sinirle saçlarından geçirdi.
"Ah ! Saçım acıdı !!"
O zaman kahkahalarımı tutamadım. Ellerini saçlarından uzaklaştırdım.
"Daha sinirli bile olamıyorsun. "
O da gülmeye başladı. Gülüşmelerimizi kesip birbirimize baktık. Derin bir nefes alıp verdi.
"Tamam Seokjin. Bu evlilik süresince arkadaşız. "
O an boğazıma bir yumru oturdu. Öyle bir şeydi ki bu... Gözlerimin acımasını unutarak konuşmaya başladım.
"Evet. Arkadaşız ..."
En çok merak ettiğim soruyu sordum.
"Taehyungla ... Nasıl ?"
"Aslında bayağıdır kavga ediyorduk. Ve onu bir kızla mesajlaşırken yakaladım. Kızın kuzeni olduğunu söyledi bana. Ama ben inanmadım. Yaklaşık 2 aydır ayrıyız. "
"Ben de sana o silahın kuzenim olduğunu söyledim. Eminim öyledir. "
Bana tebessüm etti. Birden ayağa kalktı.
"Açım ben. "
"Hani değildin !"
"Ya öyle deme !!"
"Hadi hadi !"
Ayağa kalkıp mutfağa geçtik. Yorgun olduğumdan basit bir noodle yapmıştım. Ama Sojung sanki fırında tavuk yapmışım gibi 4 tabak yemişti.
"Ayy ... Çok doydum. "
"E bi zahmet. Utanmasan beni de yiyeceksin. "
"Konuşma da toplayalım şuraları. "
"Sen yedin. Sen topla. "
Gözlerini devirdi.
"Ofh... Tamam. "
O sırada babam aradı.
"Ben geleceğim şimdi. "
"Tamam. "
Odama girdim.
"Efendim baba !"
"Yarın gidiyorsun değil mi ?!"
"Evet !"
"Çabuk bitir işini. Ha bu arada yarın karını da al , karının ailesi ile kutlama yemeği var. Mutlaka gel. "
"Ufh tamam. Ama adamı hemen öldüremem. Şüphelenirler. "
Telefonu suratıma kapattı. O an gelen sinirle ayağımı rastgele yatağıma vurdum. Ve tabii bayağı acıdı. Yüzümü yastığıma gömüp bağırdım.
Oturma odasına girdim. Sojung yanıma oturdu.
"Ne oldu ?"
"Yarın aile yemeği var. Ona gitmemiz lazım.
"Tamam gideriz. "
"Sana hava hoş ! Beleş yemek nasıl olsa !"
Karnıma dirsek attı.
"Tamam tamam. "
Uyumak için ayrıldık. Sabah onu cübbe içinde görünce şaşırmıştım.
"Tahmin etmiştim. "
"Hı ?"
"Avukat olacağını. "
"Benden ne beklenirdi ki başka. Daha 1.yılım bu. "
"Merak etme. O çenenle 30 yıllık avukatlara taş çıkarırsın. "
Gözlerini devirip gitti. Hemen pencereye koşup bağırdım.
"Yemek yedin mi ?!?"
"Evet !"
Bu cevabı duyunca pencereyi kapattım. O da arabasını çalıştırıp gitti. Ben ise iğnelerimi hazırlıyordum. Olabilecek en düşük dozda ayarlamıştım herşeyi. Arabaya binip adamın evine doğru sürdüm. Kapıyı oğlu açmıştı. Benden bir yaş küçüktü. Adı Min Yoongi'ydi.
"Ben Min Seungcheol beyin doktoru Kim Seokjin. "
"Biliyorum seni. Hadi içeri gir. Babam odasında. "
Oldukça sıcak kanlıydı. Onu görünce suçluluk duyuyordum. Yukarı çıkınca öksürük sesleri artıyordu. Odaya girdim.
"Merhaba doktor. "
"Merhaba. Anladığım kadarıyla verem , değil mi ?"
"Nasıl anladın ?"
"Sesiniz kısık , etraf peçete dolu ve havanın sıcak olmasına rağmen bu oda epey sıcak. "
"Seni işe almakla çok iyi ettim. Önceki beni mahvetti. "
Halbuki seni ben mahvedecektim.
"Sevdiğim bir dostumu andırıyorsun bana. "
Sıçtık.
"Kimi ?"
"Gençlik aşkımı. "
"Ne oldu ona "
"Beni seçmedi. Ve öldü. "
"Çok üzüldüm. "
O ise güldü.
"Ben üzgün değilim. "
Daha fazla uzatmadan iğneleri yapmaya başladım. Zira ne kadar çok konuşsam onu daha da tanıyordum. Ve bu benim hiç hoşuma gitmiyordu.
6 saat sonra eve gittiğimde kendimden geçiyordum neredeyse...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"İyi de ben birşey hazırlamadım. "
"Bu kadar salak olduğunu bildiğimden ben hallettim. "
Bana bir takım hazırlamıştı. Tamam kabul güzeldi ama papyonu vardı. Hayatımda ilk defa düğünde takmıştım. Beni o kadar sıkmıştı ki... Ama Sojung'u kırmamak için kabul ettim. Restorana gittik. Tam bir kaostu. Çünkü babam olanlardan Sojung'un haberinin olduğunu bilmiyordu. Bu yüzden iğrenç imalarda bulunuyordu. Normalde bilse böyle buluşmazdık bile. Daha sonrasında kalktık. Restoranın kapısından çıktık. Valenin arabayı getirmesini beklerken Sojung'a baktım. Saçları önündeydi. Papyonumu çıkardım. Ve onun saçına bandaj gibi bağlamaya başladım. Yüzlerimizin arasında çok kısa bir mesafe vardı. Nefesi dudaklarıma çarpıyordu. Tam onu öpecektim ki bir ses bizi böldü.