Mustafa'nın ağzından
Sonunda kardeşim geliyor doya doya sımsıkı kokusunu içime çeke çeke sarılıcam ve bir daha hiç bırakmayacağım.
" ya kuzen nerde kaldılar çoktan gelmiş olmaları lazım değil miydi?" ensarın sorusuna cevap olarak başımı olumlu anlamda salladım.
Gerçekten nerde kalmışlardı bunlar telefonunu elime alıp burağı aradım kardeşimi alması için gönderdiğim korumalardan birisiydi.
Birkaç kere çaldıktan sonra açmıştı.
" alo Burak nerdesiniz lan kaç saat oldu gideli bir dönemediniz." kısa bir sessizlik oldu neden konuşmuyor lan bu?
" aloo Burak orda mısın? Lan niye konuşmuyorsun?" sinirlenmeye başlamıştım.
Boğazını temizlediğine dair bir ses geldi telefondan
" buradayım abi şey olduğu için biz şey edemedik eee şey abi" ne geveliyordu acaba?
" oğlum bak be i sinirlendirmek ne diyeceksen ağzında gevelemeden söyle artık!" dediğimde derin bir nefes aldıktan sonra
" abi asrın hanım kendini arabadan yola attığı için geç kaldık şuan *** hastanesindeyiz " dediklerini idrak etmeye çalıştım birkaç saniye
" ne diyorsun lan sen?" sesim yükseldiği için ensar kaş göz hareketleriyle ne olduğunu soruyordu hemen ayaklandım ve bahçeye çıktım koşar adım ensarda peşinden koşuyordu bir yandan da söyleniyordu.
" abi gerçekten bizde şaşırdık attı kendini bir şey de yapamadık yanında aytaç vardı oda şoka uğradı ama tuttu abi son saniyede beraber düştüler" diye açıkladı.
" tamam ben hemen geliyorum orda konuşacağız daha bitmedi dua edin bir şey olmasın lan kardeşime!" deyip suratına kapattım telefonu ve hemen arabama atladım benim ardımdan da ensar binince hızlı bir çıkış yaptım bahçeden ve hastaneye doğru sürmeye başladım.
Daha bir de Giray vardı tabi onu da hastaneye gidince ararım.
" kuzen söylese ne ne olduğunu?" ensara yandan bir bakış attıp tekrar yola odaklandım.
" asrın arabadan atlamış" cümlemi bitirir bitirmez ensarın da "NE?!" diye bağırması bir oldu
" ölmüş mü?" ters ters ensara bakmaya başladım nasıl soru lan bu ALLAH' ım Yaa
" tamam yaa ağzından kaçtı öyle birden şey edince önüne bak sen kaza yapacağız yoksa" sabır dileyerek önüme döndüm.
Telefonumdan girayın numarasını bulup hemen aradım. Birkaç kere çaldıktan sonra sonunda açabilmişti.
" ne oldu beni mi özledin?" dedi alayla
" hayır senin nedeni özleyeyim? *** hastanesine gel diye aradım " bir süre sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladı.
" niye ne oldu? asrına mı bir şey oldu yoksa? mustafa onun kılına zarar geldiyse seni gebertirim! bunu o kalın kafana sok anladın mı beni?" bağırdığı için telefonu kulağından uzaklaştırmıştım. Ensar bile ne dediğini duydu be o nasıl bir bağırmaydı!
" asıl senden önce ben adamlarımı öldürürüm! Çok konuşmada dediğim yere gel seni aradığıma pişman etme beni hadi eyvallah!" suratına kapatmıştım. Bu suratına kapatma bende de huy edindi herhalde neyse şimdi konumuz bu değil.
"Kuzen hâlâ asrına ne olduğunu söylemedin" derin bir nefes verdikten sonra
" arabadan atlamış"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kravatlı mafya
ChickLitİkimizde kusursuz değildik... Bir yalanın içindeydik normalde sevmediğim yalan şuan hayatta olmamın sebebini karşıma çıkarmıştı. Evet kusurlarımız vardı hepimizin vardır. Ama kusursuz olan tek bir şey var oda Aşkımız...
