İyi Okumalar...
Steve daha önce Tony'i hiç böle görmemişti. Tony, koltukta bahtaniyenin altında otururken arada sırada Steve'in içini ısıtması için yaptığı kahveden yudumluyordu. Kahverengi gözlerini mavi halıdan çekmiyordu. Sürekli Pepper'ı düşünüyordu. Steve ise gözlerini esmer adamın üzerinden çekemiyordu. Yeniden ve yeniden ona aşık oluyordu. "Keşke bunu söyleyebilecek cesaretim olsaydı." diye düşünüyordu.
Tony, Pepper'ı unutmak için başka şeyler düşünmeye çalışmıştı ve şimdi fark etmişti ki Steve'i düşünmek Pepper'ı tamamen unutturmuştu. En zor anında bile yanında olan bu adamla neden sürekli kavga ediyordu? Bu kadar nazik ve iyi kalpli bir insanla neden kavga etmekten vazgeçemiyordu. Aslında önemli olan soru aşık olduğu adamla neden kavga ediyordu? Sürekli ona laf sokma peşindeydi ama Steve yine de onu evine almış ve saatlerdir başında bekliyor, onunla ilgileniyordu. Kendisini aptal hissetmişti.
Masmavi gözlerin kendine odaklandığını fark etmişti. Karşı koltukta oturan sarışın adam durmadan Tony'e bakıyordu ve muhtemelen de Tony'i düşünüyordu. Ama Tony'i neden düşünsündü ki? Gerçekten Steve'i hak ediyor muydu?
Steve bir an Tony'nin kendini düşünüyor olabileceğine bir ihtimal verdi ama Tony gibi biri neden Steve'i düşünsündü ki? Steve onu hak ediyor muydu? Evet, ikisi de aynı yanılgıya düşmüştü.
O sırada kapı çaldı, Steve hızla yerinden kalktı ve kapıyı açtı. Sharon gelmişti ve hiç de mutlu görünmüyordu.
"Steve, beni daha ne kadar zaman aksatacaksın, he? Artık benimle konuşmuyorsun bile. Ne cüretle telefonlarıma bakmazsın? Şimdi ben içeri gireceğim ve konuşacağız tamam mı?" Tony kapıdan gelen sesleri dinlerken hafifçe sırıttı. Bu kız resmen Steve'e trip atıyordu ama kendisinin yanlış zamanda yanlış yerde olduğunun farkındaydı. Yarımını içtiği kahveyi masaya koydu.
Steve, sarı saçlı kadının susması için birden onun sözünü kesti. "Bak Sharon şu an hiç sırası değil. İçeride misafirim var. Sonra konuşuruz tamam mı?"
Steve kapıyı kapatırken Sharon onu engellemek için ayağını kapının önüne koydu. "Bu şekilde kaçamazsın beyefendi."
"Sharon, lütfen. Israr etme." diye üsteliyordu Steve ama kadın bir türlü bıkmıyordu. Sarı saçlı adam en sonunda kapıyı zorla ittirdi. Sharon refleks olarak ayağını çekti ve birden kapı kapandı. Steve onun yüzüne kapıyı kapatmıştı resmen ama ona bunu ödetecekti.
Steve derin bir nefes alıp arkasına döndü ama Tony yerinde değildi. Evi aramaya başladı, ama hiç bir yerde yoktu. En sonunda pes edip Tony'nin üzerine örttüğü bahtaniyenin yanına oturdu. Masada ki kağıt gözüne ilişince hemen onu aldı ve okumaya başladı.
Yanlış zamanda yanlış yerdeydim, yüzbaşı. Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim.
-Tony
Steve yazıyı okuyunca kağıdı fırlattı. Nereye düştüğü umurunda bile değildi. Kafasını geriye yasladı ve tavana baktı. Derin bir iç çekti. Tony'nin gözünün ününde olması hoşuna gitmişti ama Sharon her şeyi mahvetmişti. Sanki bilerek o anı beklemişti. Steve asıl sevdiği kişiyle olamadığı ve ona bir şey söylemeye korktuğu için kendinden nefret etti.
Tek söylemesi gereken "Seni Seviyorum" idi. Evet bu cümle iki kelime kadar kısaydı ama kısa olduğu kadar da söylenmesi zordu.
Bunları düşünürken yerinden kalkıp cama doğru ilerledi ve sokağa baktı. Tony evden yeni çıkmıştı. Evet, sokakta yürüyordu. Hâlâ bir şansı vardı.
Sarışın adam hızla evden çıktı ve koşarak Tony'nin yanına gitti. Esmer adam hâlâ iyi olmadığı için fazla uzaklaşamamıştı.
"Tony, bekle. Nereye gidiyorsun? Kafayı mı yedin sen? Akşam oldu ve sen doğru düzgün dengeni bile sağlayamazken evine mi gideceksin?"
"Steve ben evime gitmek istiyorum. Biraz yalnız kalmalıyım sanırım."
"Bunu izin vereceğimi aklından geçirmen bile hata."
"Zaten senden izin istemedim çünkü asla buna izin vermezsin." Tony cümlesini bitirince dengesini kaybedip dizlerinin üstüne düştü. Steve yere eğildi ve esmer adamı tuttu.
"Ayağa kalkmana bile izin vermiyorum." dedi ve Tony'i kucağına alıp eve doğru ilerledi. Steve'in yatağına geldiklerinde Tony kollarını Steve'in boynundan çekti. Steve, kucağında ki Tony'i yatağa yavaşça bıraktı.
"İyi geceler, Tony."
"Hey, nereye gidiyorsun? Buna izin vereceğimi aklından geçirmen bile hata."
"Benim sözlerimi kullanıyorsun. Hem sen rahatına bak ben koltukta uyurum."
"Gerçekten buna inanır mıyım sence? Cüssesinden dolayı çift kişilik yatakta yatan adam gelmiş bana ben koltukta yatarım diyor. O koltuğa vücudunun yarısının bile zor sığacağını ikimizde biliyoruz. Zaten ben geldim diye sevgilinle görüşemedin. Seni bir de yatağından etmek istemem."
"Tony, iyi misin? Kahvenin içine ben bir şey katmadım gerçekten."
"Off, saçmalama. Yat şu yatağa."
"Emin misin?"
"Hayır, Tony'im. Neyse yat şuraya artık."
"İğrenç bir espriydi. Hem onun modası geçmedi mi?"
"Ben yaptığıma göre geçmemiştir." Tony bunu söylerken Steve yatağın sol tarafına yattı. Birbirlerine sırtlarını dönerek uyudular
Saat gece 1.40'da sahuru beklerken bölüm yayınlıyorum. Manyak mıyım neyim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
A NEW START | STONY
Fiksi PenggemarBirbirlerini seviyorlardı ve bundan bunca zamandır haberleri yoktu. Neden ikisi de söylemeye korkmuştu bu cümleyi? Altı üstü iki kelimeydi. Neden "Seni Seviyorum" demek bu kadar zordu? ----- Peter garipsemişti. Küçük çocuk babasının yüzüğü neden yer...