Prensesler Ağlamaz Kuralı

3.1K 222 4
                                    

Öncelikle arkadaşlar lütfen yorum ve oylarınızı heyecanla bekliyorum. Bir yorum yazmak ve ya oy atmak çok zor değil. Ben bu hikayeye çok emek veriyorum. Lütfen biraz empati kurun. Siz insanlar okusun beğensin diye sabah akşam hikaye yazıyorsunuz. 80 kişi okuyor. Biri bile bi yorum ve oy göndermiyor.
(Multimedia'da sarı elbise var.)
Amara'nın Dilinden

Sabah kalktığımda üstüme sarı bir elbise geçirdim. Yola koyulcağımızı unutmuştum. Kontes zırhının kayışlarını sıkarken bana salakmışım gibi baktı.
Kontes bana hoş bir zırh getir.
Tabi efendim.
Dışarı çıktığı gibi geldi. Beyaz uzun bir erkek gömleği üstüne kahverengi kadın zırhı altına uzun kahverengi çizmeler...
Giysilerimi giydikten sonra yemek salonuna indim. Masada Kontes , Leila ve Krater vardı. Babamı göremeyince Krater'e resmi bir şekilde sordum.
Lord Krater ! Majeste nerededir acaba ?
Kibarlığım o hanzoyu şaşıtmış olmalı ki
Gelmeyeceklerini dile getirdiler.
Sebep söylendi mi Lord ?
Yok hayır prenses .
Pekala , yemeğe başlansın.
Lafımı söyler söylemez çatal bıçak sesleri salonu doldurdu. Nedense iştahım yoktu. Yağın üzerinde özenle pişirilmiş etimi didiklemeye başladım. Krater etini bıçağıyla sertçe doğrarken Kontes'le sohbet ediyordu. Kontes ve Krater sohbet ederken birazına kulak kabarttım.
Ah tabi lordum beni bizzat kraliçemiz yetiştirdi.
Anne baba leydi Kontes ?
Ben ve kardeşim Lusibella soylu bir elf ailesi olan Flynnlardanız . Babam Ether Flynn annem ölünce bana ve kardeşime bakamayacağını anladı ve beni ve Lusibella'yı Asrona Baranda Kraliyet Sarayına getirdi. Velayetimizi Leydi Denis ele aldı. Azmimiz kraliçenin dikkatini çekti. Ve Lusibella'yı Leydiler Okuluna yazdırdı. Beni ise manevi kızı olarak saraya , yanına aldı. Ve bende Yüksek Rütbeli Saray Leydisi oldum.
Aslında Kontes'e bazen her ne kadar kızsamda o gerçekte iyi birisiydi. Onun adına üzülmüştüm. Krater'de etkilenmiş görünüyordu. O başını sallarken Kontes elinin tersiyle gözlerini sildi.
Senin adına üzüldüm Kontes Flynn .
Ah aferdersiniz majeste.
Eliyle uşağı çağırdı. Uşak boş kadehimi doldurdu.
Yeterli çekilebilirsiniz .
Uşak eğilerek selam verdi. Ve köşesine çekildi. Madem yola koyulacaktık acele etmeliydik. Zaten herkes doymuşa benziyordu. Elimle masaya iki kez vurdum. Bu kraliyet ailesinde yemeğin sona erdiğini gösteriyordu. Herkes ayaklandı ve eğilerek gitti. Geriye Krater ve ben kalmıştık. Ayağa kalktım. Annemi gòrmeye gidecektim. Yemek salonundan çıkar çıkmaz.
Krater'in arkamdan gelişi bardağı taşıran son damlaydı. Sinirle arkamı dönmemle sarayın beton zemini çatlamaya ve sarmaşıklar Krater'in bedenini sarmaya başladı. Krater eline geçirdiğini çakısını sarmaşıklara karşı kullansada sarmaşıklar sapasağlamdı. Tam sinirimi ondan çıkarırken Krater bağırdı.
Muhafızlar !
Iki muhafız koridorun başından koşarak geldi. Krater'i bu halde bulunca korkmuşa benziyorladı. Krater bakışlarını sertleştirirken elimi bıraktım. Sarmaşıklar kaybolup zemin düzeldi.
Muhafızlar gelirken elimle durdurdum. Ikiside eğilip geldikleri gibi gittiler. Krater sinirle bana doğru yürürken arkamı döndüm ve ilerlemeye devam ettim.
Asla kraliçenin odasına gitme !
Haddinizi bilin lord Krater !
Gitmeyeceksiniz .
Sebep ?
Kraliçe bulaşıcı bir hastalığa sahip enfeksiyon kapabilirsiniz !
Bunu sana sorcak değilim asker .
Ama işte ona soruyordun aptal Amara ! Kendimi tutup ilerlemeye devam ettim. Krater hala peşimden geliyordu. Ne yani akıllansın diye onu bezelyeye mi çevirmeliydim. Annemin odasının önüne geldiğimde içeri girdim. Beş hizmetçi kenara dizilmiş emir bekliyordu. Elimle dışarı çıkmalarını işaret ettim. Yok arkadaş laf da anlamıyorlar. Kıpırdamadılar bile . Babam geldiğimi görmüştü.
Prenses Amara .
Baba .
Babamın gözleri ağlamaktan şişmişti. Bir hizmetçiyi yanıma çağırıp
Majeste için mutfaktan Elij otu getir.
Tabi efendim.
Babam annemin ellerini hiç bırakmıycakmış gibi kavramıştı. Beni fark edince annemi bırakıp yanıma geldi.
Otur şuraya Amara.
Eliyle gösterdiği koltuğa oturdum. Anneme bakarken tutamadım kendimi gözyaşlarım döküldü yanaklarımdan taş kadar sert zırhıma... Babam elinin tersiyle yanaklarımı silip elimi sıktı.
Baba annem öl-
Şşşttt Amara.
Ama baba.
Biliyorum prensesim ama anneni kurtarcak olan sensin.
Baba.
Bir damla gözyaşı beyaz zemine damlayıp küçük bir çicek açtı. Artık böyle şeylere alışmıştım. Babam yerdeki çiceğe bakıp gülümsedi. Çiceğe dokunmak istediysede çicek onun nasırlı parmaklarının dokunuşuyla yok oldu. Çiceğin yerinde mini bir buz pisti vardı. Babam orayı incelediğimi görünce eliyle çenemi kaldırdı.
Amara hiç üzülme tatlım. Elfler ölümsüzdür.
Ba-
Bak Amara sana bir kural öğreteyim Asrona Baranda Kraliyet Ailesinde prenseslere ağlamak yasaktır.
Hafifçe gülümsedim. Yalan söylüyordu. Yine de inanmak istedim. Bu sırada içeri hizmetçi girdi. Babam kıza bakarken ben tepsiyi alıp önüme koydum. Babam naptığımı anlamaya çalışıyordu. Elimdeki otu mendile bastırıp babamın göz altlarında gezdirdim. Babam işim bitince elini yüzünde gezdirip teşekkür etti. Kapının dışına çıktığımda kendimi tutamayıp yere yığıldım. Avuçlarım yüzümü kapatırken ikinci kez annemi kaybetmenin acısını yaşıyordum.

VARİS ; Kayıp Prenses Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin