Media: Cesar & Samira
1
4. BÖLÜM: "BİZ TEHLİKELİYİZ."
Kelimeler boğazında düğüm olurken telefon çoktan yüzüne kapanmıştı. Yutkunamadı Samira. Neden herkes canını yakmak istiyordu? Neden herkes acısını kendisinden çıkarıyordu? Elindeki teflona baka kaldı bir süre. Sonra hiç düşünmeden pencereye doğru ilerleyerek kulpu çevirdi ve açılan camdan ileri uzatarak aşağı bıraktı. Kimsenin canını sıkmasına izin vermeyecekti. Duygularını kontrol etmesini öğrenecekti. İçeri dolan soğuk hava tenini ürpertirken birkaç saniye derince içine çekti temiz havayı. Kendisine gelmesi gerekti. Hayatı değişmişti. Yeni hayatına ayak uydurması gerekti artık. O eski Samira olmaya devam etmeyecekti.
Samira aynada son kez kendisini incelerken gördüğü kişinin kendisi olduğuna inanamıyordu. O böyle biri değildi. Hep yalnız kalmış, dışlanmış kişiydi. Şimdi böylesine güçlü, yenilmez duruşunu garipsiyordu. Sonra düşündü genç kız. Görünüşünün aksine içindeki ürkek kızı kendisi kadar o koca iki adam da biliyordu. Ama artık kurtulması gerekti bu durumdan. Her ne kadar bastırmış olsa da kendisini ezdirecek biri değildi. İstediği takdirde herkesin hakkından gelebileceğini biliyordu. Gözü elindeki telefonun saatine kaydığında gitme vaktinin geldiğini anlamıştı.
Şoför yanından uzaklaşırken hızlı adımlarla şirkete girerek kendi odasına doğru ilerlemeye başladı. Kimseyle samimiyet kurmak istemiyordu. Bir eli kulpu indirmek için tutunduğunda ağır adımlarla kendisine doğru gelen kızı gördü.
“Bayan El-Rauj, Bay MASSİMİLİANO sizi odasında bekliyor.”
Samira’nın kalp atışları hızlanırken Cesar’ın ne yapmaya çalıştığını düşündü. Resmen kendisiyle oyun oynuyordu. Rahat bir şekilde kızı onaylayarak peşine takıldı. Adım attığı her an istemese de heyecanının arttığını hissedebiliyordu.
“Buyurun.”
Kızın eliyle gösterdiği odaya çevirdi gözlerini. Birkaç adımda ulaşarak parmaklarını içe çevirip kısık bir şekilde kapıyı çalarak eliyle kulpu kavradı.
Cesar sinirle odanın içinde dönerken en sonunda Kanada’nın güzelliğini önüne seren camın önüne geldi. Canı sıkılıyordu son olanlara. Hayatında ilk defa ne yapması gerektiğini bilmiyordu bu koca adam.
Saniyeler sonra açılan kapıyı duyduğunda arkasını dönerek sırtını cama yaslayıp ellerini cebine yerleştirdi. İlk önce kızın giydiği elbise çekti dikkatini. Saks mavisi, üzerine tam oturmuş bir elbise. Sonra üzerine dökülen sarı saçları. En son ise kendisine umursamazca bakmaya çalışan yeşilleri. Bu duruma her ne kadar gülmek istese de yüzündeki ciddi ifadeyi bozmadan bakmaya devam etti gözlerinin içine.
Samira davet beklemeden içeri geçip rahat bir şekilde adamın karşısına geçti.
“Tüm gün beni mi izleyeceksin?”
Kızın söylediklerine şaşırsa da dıştan yansıttığı ürkek kızın aksine hazır cevap bir küçük olduğunu biliyordu. İfadesini bozmadı.
“Bakıyorum da dilin uzamış Bayan Rauj? Şirket sınırları içerisinde olduğumuzu unuttun sanırım?”
Samira böyle bir şeyi beklemiyordu. Bir adım geriledi.
“Beni istemişsiniz?”
“Yokluğumda neler yaptığını görmek istiyorum. Şirketimde torpilli çalışan istemiyorum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHR-İ VİRAN
Teen FictionYasak olanın verdiği haz mıydı; bizi günaha iten? Ya da aşk mıydı; yasak olmasına rağmen günahını göze aldıracak kadar gözümüzü kör eden? Adamın gözleri miydi kızın aklını bulandıran? Yoksa kendisine sunduğu yüreği miydi onu eşsiz kılan? Evcil bir...