❦24❦ ↑MEZARLIK↓

7.3K 450 663
                                    


Selamm! 

Multimedya; Ben bölümü full multideki fonla yazdım, sizde onunla okursanız daha da seveceğinizi umuyorum:))

Vee direk konuya giriyorum;

Ey Virancılar, iş bana kaldığında bölüm aralıklarının nasıl da uzadığını görüyorsunuz. Topu size atıyor, buralardan tüyüyorum nsnznsjajqjq

Yorum sayısı +500 olduğu an,
Yeni Bölüm gelir. 

İyi okumalar... 

24

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

24. BÖLÜM: "MEZARLIK."

Çakıl taşlarıyla dolu bir yol vardı. Kocaman, can yakacak cinstendi her bir tanesi. İri iri olan çakıl taşları Samira'nın ayaklarına batıyor lakin Samira sendelemiyordu bile.

Canı yanıyordu, içi kavruluyordu fakat onun yüzünde tek bir mimik dahi oynamıyordu.

Babasını içinde öldüreli çok olmasına rağmen son bir kez vermek istediği şans, bir idam ipi olup boğazına dolanmıştı. Fakat Samira asla itiraz etmiyordu, çünkü o zaten başına gelecekleri biliyordu. Babasının asla ondan yana olmayacağını, ne olacaksa yine kendi başına patlayacağını bile bile girişmişti bu işe.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen?" Alaz'ın öfke dolu sesi Sarayın duvarlarına çarparak yankı yaptığında, herkes ona doğru döndü. "Babasın sen baba!" diye bağırdı ense kökündeki tüm damarlar sinirden kabararak gün yüzüne çıkarken. "Ölüme gönderdiğin bu kızın babasısın!"

Samira tüm geçen zamanlardan sonra sözde kocasının bal rengi gözlerine baktı uzunca. O gözlerde her zaman rast geldiği öfke yine kendisi içindi lakin bu kez durumlar farklıydı. Öfkesi kendisine yapılan haksızlık içindi. Kimse görmese de içinden tebessüm etti; bir şeyler elbet düzeliyor, her şey olması gerektiği gibi mutlaka bir gün oluyordu. Fakat kimsenin anlamadığı tam olarak şuydu; iş işten geçince olanların, fedakârlıkların, hiçbir iyiliğin ufacık bile ne hatırı ne de bir önemi kalmıyordu.

Araz birkaç adım atarak Samira'yı tam arkasına aldı. Uzunca boyu, olağanca heybetiyle baktı karşısındaki adama. "Şeyh Amer diyoruz birde sana." dedi hafif güler gibi bir ses çıkardığında. "Hakkaniyetli bir adam zannediyoruz."

Normalde Araz'ın sarf ettiği cümleleri başka biri kursa, buradan sağ çıkması olanaksız bir durumdu. Belki öldürülmez fakat duvarın arka tarafında başına ne iş geldiğini kimse göremezdi. Fakat Şeyh Araz'ın hem yapısını bildiğinden, hem de gerekse damadı olduğundan istemeyerek de olsa ona kendisinden taviz veriyordu.

ZEHR-İ VİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin