Sabah annesi erkenden kalkmış ve sanki her şey normalmiş gibi kahvaltı hazırlamıştı. Baekhyun alışkanlığından dolayı, annesi gibi erkenden kalkmış ve okul için hazırlanmıştı. Tuhaf bir şekilde kahvaltı yaptıkları yerin yanındaki, annesinin kanepenin üzerinde kurduğu yatakta horul horul uyuyan meleğe baktı Baekhyun. Hala daha dün olanlara anlam veremiyordu.
"Bu nasıl bir melek? Horluyor." dedi Baekhyun ağzına bir lokma peynir sokarken. Annesi samimi bir şekilde oğluna gülümsedi.
"Ona iyi davran Baekhyun. Senin için uzun bir yoldan geldi."
Baekhyun annesini onaylamadığını belli edercesine tısladı.
"Bana melekten çok dolandırıcı gibi hissettiriyor."
Annesi yine oğluna gülümsedi.
"Ben gittikten sonra senin yanında olmasını çok isterdim. Her daim seninle olması güzel olurdu."
Baekhyun, annesinin sözleriyle yutkundu.
"Saçmalama anne! Sana bir şey olmayacak. Ayrıca bu horlayan kızla asla bir ömür geçirmek istemiyorum! Seninle olacağım ben. Hep!"
Bayan Byun, oğlunun masadaki elini kavradı.
"Az bir zamanım kaldığını biliyorsun değil mi Baekhyun? Buna kendini hazırlamanı söylemiştim."
Baekhyun annesine sinirlendi ve çatalını, kenarıya bıraktı.
"Yemeyeceğim!"
"Şımarık!" dedi Baekhyun'a annesi yerine, yeni uyanan Angel. Tek eliyle açmakta zorlandığı gözlerini ovuşturuyordu.
"Ne?"
"Şımarıksın diyorum. Annene bu şekilde davrandıkça onu daha fazla üzüyorsun."
"Sen!" dedi baekhyun ve sinirle ayağa kalktı. Kızı pataklamak istiyordu.
"Aaah!" dedi Angel ve genişçe esnedi. "Yalnız anne. Ben çok rahat uyudum."
Angel, Baekhyun'u takmamış, ve bayan byunla sohbet etmeye başlamıştı.
"Anne mi? Ne annesi? O benim annem!" Baekhyun başına bir bela sardığının farkına o anda varmıştı. Bu kız kendisini deli ediyordu.
"Neyse Baekiie. Bana elbise alalım ve okula gidelim."
"O--okula?"
Baekhyun, kız her ağzını açtığında sinirden geriliyordu.
"Evet. Okula. Bende bir an önce senden kurtulmak istiyorum. Sana uygun bir eş adayı bulmalıyım."
Angel söyledi ve bayan Byun ile birlikte kıkırdadı.
***
"Ah! Yoruldum Baekkiiee."Angel söylendi. Kendisine okul üniforması aldırmıştı. Üstelik parasını Baekhyun ödemişti. Tüm aylığını harcamıştı. Birkaç kuruşu dışında. Ama değmişti hiç değilse. Sarışın kızda okul üniforması bir melekte durabileceği gibi durmuştu. Dizinin hemen üzerinde biten eteği, pembe tshirt'ü, diz kapağının altında biten beyaz çorabı ve beyaz spor ayakkabılarıyla güzel görünüyordu. Sarı saçları poposuna kadar uzanıyordu. Düz saçının uçları kıvrık bir şekilde iniyordu. Bu dalgalı görüntü, onun bal rengi gözlerine ve beyaz tenine yakışıyordu.
"Banane!" diye bağırdı Baekhyun arkasındaki kıza dönerek.
"Meleksin sen! Kanatların falan yok mu? Uçsana okula!"Kız birden yüzünü düşünürdü. Baekhyun onun bu haline üzüldü. Yanlış bir şey mi demişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARAMAZ MELEK
FanfictionBaekhyun uçan balonun ipine dileğini bağladı ve annesine gülümseyerek gökyüzüne saldı. Balon ,o sırada gökyüzü diyarında babasından azar yiyen, kanatları yeni çıkan yaramaz meleğin başına çarptı. Melek hızla yeryüzüne düşmeye başladı. Babası telaşl...