Biz Aksel'iz kızım.Ben sel gibi tehlikeli ve bi o kadarda can alıcı sen ise ak kadar tertemiz deniz gibi masmavisin.Bu yüzden sen benimsin!
"Sigaram dumansız yanamaz sende bensiz olamazsın demiştin."
~Bu hikaye siyahın içindeki beyaz değil , siyahı...
Size biraz kendimden bahsedeyim.Ben ailenin sevilmeyen çocuğuyum. Onlar için hep farklıydım çok şımarık , hayatı oyun sanan biriydim fakat bilmiyorlardı ki ben onlara yetişmeye çalışırken çocukluğumu kaybetmiştim.
Onlar benim için gül idi. Dış görünüşleriyle herkesi yıkabilecek kadar güçlü , kokularıyla mest edebilen bir GÜLdü...
Hala öyleler ama artık eskisi gibi kırmızı değil SİYAH GÜLLER!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Onlar beni çağırsalarda onlarla bir olamıyordum. Ne kadar dokunmak istesemde ellerime dikenleri batıyordu. Rengi siyahlaştı ve dikenleri kurudu onlar artık benim için öldü.
Ben bir astım hastasıyım aslında çok etkisini göstermiyor bazı zamanlar harici tabi.. Okuldan sonra Doğa ile okul kıyafeti aldık.Daha sonra ayrıldık çünkü biliyorsunuz ki ben çalışıyorum. Yine zor bir maraton ile çalışmayı bitirmiştik fakat bugün işler biraz daha fazla sürdüğü için saat 9:50 idi. İşten çıkarken Tunç bana dönerek '' akşam olmuş gel ben seni bırakayım?'' diye sorunca ona gülümseyerek 'evet' anlamında kafamı salladı. Tunç çok iyi bir insandı sonunda benim yol tarifim aracığıyla eve ulaşmıştık.
Eve geldiğimde bizim kızlar yine toplanmıştı.İçeriye girdiğimde ağlayan bir Kamelya ile karşılaştım. Niye ağlıyordu ki bu?
Bana gelip sımsıkı sarılmıştı. Tabi bende ona. Sonra hıçkırıklarının arasından '' Ama ben ona aşık olmayacaktım sadece kokusunu koklayacaktım'' diye kendi kendine açıklama yaptı. Daha sonra benden ayrılarak ikimiz salona geçmiştik. Kızlara dönerek ''biri hemen bana hemen ne olduğunu açıklasın'' diye sinirle soludum. Kamelya anlatmaya başladı.
Okul çıkışı Kamelya'dan
Kızlarla okuldan çıkınca ayrılmıştık ve Açelya bana işinin olduğunu söyleyip Alev ile gitmişti.
Bende uzun bir süredir bale yapamadığım için şuan uygun olduğunu düşünerek okula geri dönüp bale odasına gidiyordum . Fakat bir kızın benim sesimi seslenince ona baktım. Bu kızı tanıyordum bu Defne idi ona sinir oluyordum. Size şöyle açıklayayım kaltağın tekiydi bu kız ama asıl sinirlenmemin sebebi Ufuk beni bu kızla aldatmıştı . (ŞEREFSİZ)
Ben bir atarlı olarak ona '' Ne var ne istiyorsun?'' diye sordum o ise benim aksime gayet sakin bir şekilde bana ilerledi ve '' sinirlenmen doğal tabi çünkü Ufuk senin yerine beni tercih etti. Aslında ...'' sonra işaret parmağını bana doğrultarak '' hala onu sevdiğini biliyorum ama o benim onu rahatsız etme'' diye uyarmıştı. Söyledikleri ne kadar zoruma gitse de doğruydu. Onu hala seviyordum. Kalbimin kırıklarını orada bırakarak hızla odaya girmiştim. Lanet olsun neden göz yaşlarıma hakim olamıyordum ki! Tam olarak pencerenin önüne gelmiştim . Bu halde bale falan yapamazdım sınıftan çıkmak için arkamı dönmüştüm ve bana bakan o gözlerle karşılaştım o güzel gözlerin sahibi Ufuk idi. "Ne işin var senin burada" diye bağırmıştım artık kendime hakim olamıyorum. İlk önce ellerim titremeye başlamıştı daha Sonra bacaklarım güçsüzleşerek beni yere bırakmıştı nedensizce bağırarak saçlarımı çekiyordum. Ne ara yanıma geldiğini bilmediğim Ufuk bana sarılarak cezbedici sesiyle "şişşh sakin ol küçüğüm ben burdayım yanındayım" demişti bu benim daha zoruma gitti. Sinirle o güzel gözlerine bakarak " sen asla yanımda olamazsın olmadın da , olmayacaksın da " diye bağırmıştım. Ne istiyordu benden! "Ben hep yanındayım sen görmüyorsun senden uzaklaşıyorum oh be diyorum kurtuldum bana acı veren kabimden gülüyorum KahkahaIarım arasında akIıma geIip, gözIerimi yaşartman yok mu, öIüyorum o haIIerine sonra geri dönmek istiyorum ama döneniyorum sonra diyorum ki 'onun yanında sadece bedenle olunmuyor' sonra elimi kalbime koyuyorum 'Sen benim kalbimi çaldın ben seninkini kırsam Ne olur ki?' " ona inanmıyormuş gibi bakarak " hayır hayır yalan söylüyorsun sen bana en ufak değer bile göstermiyorsun" Diyince tavana bakarak " ben mi göstermiyorum değer! Emin ol sana gösterdiğim değerim 10 da 1 ini başkasına gösterseydim anlardı ama sen anlamıyorsun" dedi sonra bana dönerek " daha Ne yapmam gerekiyor hala neden sana köpek gibi aşık olduğumu anlayamıyorsun?" Diye masumca sordu. "Eğer beni sevseydin Defne'ye koşarak gitmezdin" diyip hızla ayağa kalktım o da arkamdan "biliyor musun? Seni ilk gördüğümde sadece kokunu içime çekmek istedim ama sana aşık olmuşum" dedi fısıltıyla "özür dilerim " deyip hızla Doğa'nın evi daha yakın olduğu için oraya gittim. Selin'den Kamelya olayları anlatırken bende üzülmüştüm.Sonra onu unutması için onu bir kafeye getirmiştik aslında bizim okulda Gizem diye bir kızın Doğum günüymüş.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Doğum günü kızı çok güzeldi. Etrafa bakarken Kamelya'ya sinirle bakan bir çocukla karşılaştım. Kamelya'ya dönerek "Karşıdaki çocuk kim?" Diyince oraya bakıp "Ufuk" demişti daha Sonra bana bakarak " Bak şimdi" diyerek çaprazımızda ki bir çocuğun yanına gidip onunla sohbet etmeye başladı. Bende sinsi sinsi Ufuk'a bakıyordum. Etrafımda bizim kızlardan aradığımda herkesin dağıldığını anladım iyi mi şimdi sap kalmıştım. Elime vişne suyu alarak nefes almak için dışarı çıkmıştım. Evin yan tarafında onu görmüştüm. Sırtını duvara yaslamış bir bacağını kırmış bir şekilde bana bakıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şu an çok havalı gözüküyordu. Sonra bende onun yanına giderek elbiseme dikkat ederek oturdum. Bana "sen kimsin? Neden aniden hayatıma girdin ve neden bu kadar güzel gözlere sahipsin?" Diye sormuştu. Tabi şaşırmıştım bende bu soruları beklemiyordum boğazımı temizleyerek "İnan ki bende bilmiyorum" dedim. İçeriden 'Bana ellerini ver' şarkısı çalmaya başlamıştı.
İçimden şu an onunla dans etmek gelmişti. Ayağa kalkarak ona elimi uzattım "Bu cevaplar elbette bir şekilde karşımıza çıkacak bu benim en sevdiğim şarkı benle dans etsene?" Diye tatlı bir şekilde ona bakmıştım o da ayağa kalkarak motorunun kaskını aldı. Ben gidecek zannederken bana kaskı taktı ve " seninle dans ederim fakat senin gözlerin gibi deniz kenarında" deyip motora zorluklarla binmiştik. İzmir'in en sakin olan Deniz kenarına gelmiştik Aktuğ telefonundan şarkıyı açarak benimle dans etmeye başlamıştı ellerim boynunda onun elleri ise belimdeydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beni belimden eğerek önüme doğru eğilmişti daha Sonra geri çekilerek dansımıza devam ediyorduk. "Senin hayallerin ne?" Diye sormuştum o kafasını daha çok boynuma gömerek "Ben kabuslarla büyüdüm hayal kurmak Ne haddime " diye boğuk bir şekilde konuşmuştu. Dansımız bitikten sonra cafeye geri gelmiştik. Ben motordan indikten Sonra geri ona dönerek Ona masumca "Sana Duman desem olur mu?" Diye sormuştum bana "Bencede bana öyle demelisin çünkü ben bir duman olarak insanları kurtaratabilir ya da boğabilirim" Dengesiz herif ya "iyi geceler Duman" Diyince cevabını beklemeden içeriye girdim ona tekrar diyorum 'Gözlerindeki dumanda kaybolduğum adam iyi geceler ' kızlar bana doğru gelerek Alev meraklı bir şekilde " Kızım senin o çocukla Ne işin var herkes sizi konuşuyor" diye sormuştu ama şu an onu takacak havada değilim ona cevap vermeden " ne zaman gidiyoruz" Diyince Doğa havalı bir şekilde "Now" demişti . Eve gelince direk yatağa girdikten Sonra bugünü düşünüyordum. Neden onunla gitmiştim? Neden ona hep Duman demek istiyordum? Aman neyse anı yaşamak lazım şu anda uyumak ...