Biz Aksel'iz kızım.Ben sel gibi tehlikeli ve bi o kadarda can alıcı sen ise ak kadar tertemiz deniz gibi masmavisin.Bu yüzden sen benimsin!
"Sigaram dumansız yanamaz sende bensiz olamazsın demiştin."
~Bu hikaye siyahın içindeki beyaz değil , siyahı...
Hayat neden bu kadar adi olmak zorunda? Neden beni ailemle sınıyor? Babam neden bana hiç sarılmadı? Benimde duygularım var! Neden benim hiç elimden tutup parka götürmedi?
Ben bana sarılmasına razıyken beni yok gördü sanki bir hayaletmişim gibi. Şimdi sana soruyorum baba. Neden hiç masal anlatmadın bana ? Her çocuk gibi benimde hayallerim vardı.
Sen kocaman ellerinle küçücük bedenimi sarmalıydın fakat sen kocaman ellerinin arasındaki küçücük bedenimi boğmayı tercih ettin BABA! Sen artık kızının katilisin baba! Sen benim katilimsim.
Aktuğ'a bakarak "Duman arkanda" diye fısıldamıştım. Zaten ne olduysa o an olmuştu. Aktuğ adamın kafasına silahını doğrultmuş adam silahını Aktuğ'nun kafasına doğrultmuş. Nereden geldiğini bilmediğim bir adamda benim sol yanımda şakağıma silahını dayamıştı . Galiba ölecektim çok korkuyorum. Aktuğ'nun silahsız elinin içene elimi geçirerek sımsıkı birleştirmiştim ellerimizi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sol gözümden bir damla yaş akmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sımsıkı gözlerimi kapatarak ölmeyi bekledim. Zaten ruhen ölüydüm bedenen ölsem ne olacaktı ki!
İşte beklediğim silah sesi gelmişti. Neden canım acımıyor?
Yavaşça gözlerimi açtığımda tekrar kapatmayı dilerim. Benim kafama silah dayayan adam ve diğerini Aktuğ ve Tunç dövüyorlardı. Tunç'un Ne işi vardı burada?
Kamelya'dan Bedenimi Ufuk yüzünden hareket ettiremiyordum. Üzerimde o rahat rahat yatarken ben altında eziliyordum.
İçimden onu ısırmak geliyor ve heralde yapacağım. Kafamı kaldırarak sol omzuna dişlerimi geçirerek çok sert bir şekilde ısırıyorum fakat gülüyorumda!
Çünkü Ufuk ilk defa duyduğum küfürleri söylerken acıyla inliyordu. Bu durum çok hoşuma gitti.
Ufuk bana bakarak "Gülmek mi istiyorsun sen?" Diyince kahkahalarım arasından başımı 'evet' anlamında sallamıştım.Ellerini karnımın iki tarafında sıklaştırarak gıdıklamaya başladı. Odanın içi benim kahkahalarımla dolarken elleri yavaşladı ve bana anlamlı şekilde bakmaya başladı.