Ölüm Kafesi

85 31 69
                                    

Selin'den
Düşünün ki; Bir tırtıl kelebek olup kanat çırpmaya hazırlanırken kül olmasın. Ona yardım edin. O kelebek hayat bulmak istiyor asla Yok olmak istemiyor.


Adım sesleri giderek bana yaklaşıyordu. İlk önce nefesimi tuttum...
Korkmuyorum
Bugün vazgeçmek için çok erken!


Umut...
'Umut' kelimesi ne kadar da acı, herkesin en kötü zamanında bile bir umudu vardır. Peki yA benim bir umudum var mıydı? Daha doğrusu hiç umudum olmuş muydu?

Gözlerimin önüne ayakkabılar gelmişti. Canım o kadar acıyordu ki yukarı bile bakamıyordum. Adam olduğu kesindi. Eğilerek yüzünü bana sunmuştu. Bu kişi Aktuğ ile kaçtığımız adamdı. Sanırsam ismi Can'dı.

Çok ürkütücü bakıyordu fakat gözlerinin en derinliklerinde ufak olsa da bir acı kırıntıları vardı.

Siyahtan kaçarken siyaha bulanmış bir kızdım ben. Acı ve kederin tanımı , mutluluk ve sevincin zıt anlamlısıydım ben!

Can tekrar ayağa kalkarak durdu artık bende arkamı dönmek istiyorum. Aktuğ'un söylediği sözü unutup arkama dönmeliydim. Tam döneceğim sırada ve bir ses yükseldi veda hutbesinden!

"Ben sana asla arkana dönme dememişmiydim!"  'Umut' kelimesi varmış. Onun gelmesiyle benimde var olan bir umudum olduğunu anlamıştım.

Daha Sonra konuşmasına devam etti. " Hatırlıyor musun Can? Heralde 15 yaşındaydık ve ilk kez rakı içmiştik. O zaman anlamıştım. Rakı delikanlıyı susturup soytarıyı çoşturuyormuş baktım ki çok çoşmuşsun seni susturmaya geldim."

Diyerek konuşmuştu kendimde güç bulup kalkmak için ellerimi zemine dayamıştım fakat Can ayağıyla benim elime vurup tekrar düşmemi sağlamıştı. Ardından Can konuşmaya başlamıştı.
"Eskiden senle su tabancasıyla Rus ruleti oynardık artık gerçek silahla oynama vaktimiz gelmedi mi?" Demişti . Hayır oynayamazlardı ya gözlerimin önünde Aktuğ ölürse...

"Olur fakat her atışta bir itiraf" demişti Duman. Can silahın şarjörünü boşaltarak sadece 1 tane kalacak kadar ayarlayıp Aktuğ'a atmıştı.

Ya arkamda olan adamı bir daha gördüğümde vurulmuş halde bulursam...
Göremediğim Aktuğ konuşmaya başladı. "Gökçe'yle birlikte olmadım" diyerek kafasına sıkmıştı fakat ses gelmemişti. Gökçe meselesi neydi bilmiyorum fakat Can'ın çok sinirlendiği kesindi.

Daha sonra Can konuşmaya başladı. "İnanmıyorum sana. Hayır lan! Yalan söylüyorsun" diye bağırmıştı. Daha sonra Aktuğ'un attığı silahı kafasına dayayarak "O kişi sandığın kişi baban değildi" demişti ne işler dönüyordu burda. "Gördüm fotoğrafları o yapmıştı lan!" Diye Aktuğ bağırıp benim yutkunmama sebep olmuştu. Can şakağındaki silahı sıktı fakat hala ses gelmemişti.


Sonra silahı Aktuğ'a atmıştı. " Gökçe'yi ben vurmadım o kendisi intihar etti."
Neydi bu Gökçe meselesi!
Aktuğ'un son söylediği sözler beynime dank etmişti. Bir kızın intihar etmesine sebep olan adam benim dokunamadığım adam niye benim vücudumu ele geçirerek bana dokunuyordu? Silahı sıkmıştı. O anda gelen gür silah sesi benim tekrar ölmeme sebep olan silah sesiydi.

Kendimi bir Anka kuşuna benzetiyorum.Beni ilk kez babam vurmuştu. Duman'la can bularak yeniden yaşamıştım fakat onun ölmesiyle bu fani dünyada yaşamımı kaybetmiştim.

DUMAN  #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin