Şimdi anam sobanın gözüne köyden gelen patateslerden üç beş tane koymuştur. Sobada pişen patateslerde ayrı güzel olur. Çok yumuşak ve tadı harika olur.
Anam biraz unutkandır. Mutfağa girdiğim gibi çay hazır değildi. Hemen raftan çay paketini aldım. Suyu koydum. Çayı da üstteki demliğe doldurdum. Normalde ocakta demlenir çay ama sobanın üzerinde olan çayın tadı daha güzeldir. Demlikleri aldım. Odaya doğru gittim. Odaya girince anam yüzüme baktı ve kendi kendine gülmeye başladı.
Unutmuştu. Onun kahvaltı hazırlama telaşıyla normaldi. Her neyse, çay suyu kaynamaya biraz sonra başlar. O zaman çayı demleriz. Şimdi anam kahvaltıyı hazırlıyor. Diğer bir yandan ise çay suyu kaynamaya devam ediyordu.
Sobanın gözüne konan patateslere göz attım ama henüz olmamışlardı. Biraz daha zamana ihtiyaçları vardı.
Sofrada uzun soğanlar, peynir, zeytin bir de mis gibi kokan bir menemen vardı.
Su kaynar kaynamaz çayı demlemeye başladım. Biraz bekledikten sonra çay olurdu.
Artık patatesleri çıkarma zamanıydı. Patateslerin kabukları kıpkırmızı olmuştu. Bu hale geldikten sonra tuz serpip yemesi çok güzel, bir hayliyle de lezzetli oluyordu.
Çıkardığım patatesleri sofraya koydum. Bugün hava güzeldi fakat dışarı çıkarken sıkı giyinmem gerekirdi. Günler kış günleriydi. Dışarıdan fazla ekmek almayız. Anam kendi elleriyle kendi ekmeğimizi yapardı. Bu ekmekler daha çok tat veriyordu. Çay oldu. Kahvaltımızı huzurlu ve güzel bir şekilde yaptık.
Dışarı çıkıp lavabodaki kırık aynayı söküp onun yerine yeni bir ayna almaya gitmem gerekiyordu. Ellerimi yıkayıp üstümü giyindim ve atkımı iyice boğazıma bağladım. Soğuk boğazıma girmemeli, girerse yine hastalıktan kurtulmak için uğraşmam gerekecekti. Uğramaması içinde iyice atkımı boğazıma doladım.
Üstümü giyer giymez ayakkabılıktan babamın aldığı pahalı sarı botları giydim. 4 katlı ve en üst katında oturduğumuz binanın merdivenlerinden inerken korkuluklara sık sıkı tutundum.
Belki komşunun çocukları yolun kenarında biriken kar tanelerini buralara kadar getirmiş olabilirlerdi. Her şeye karşı tedbir almam gerekiyordu. Kayıp düşebilir, sağımı solumu zedeleyebilirdim. Neyse ki böyle birşeyi inene kadar yaşamadım. Ama demir kapıdan çıktıktan sonra son bir merdiven daha vardı. O merdivenlerden inerken bir hayli tüylerim diken diken oldu. Çünkü merdivenler mermerdi. Kayma riskim çok yüksekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya gelirsen
Teen FictionMutlu başlayan bir hikayenin ızdırab çeken bir yüreğin mi ya da görünmeyen iki ızdırab çeken yüreğin kaset misali sardığı hayatın adaletsizliklerinde mücadeleye devam edebilmek zorken yaşama savaşı veren birleşmiş iki yüreğin acısı.