Nihayet Mustafa abi gelmişti. Aracı çalıştırdı. Elimdeki voltmeni poşete koydum. Cebimden 1.75 lira çıkardım. Mustafa abiye verdim.
Mustafa abi "Ahmet, işlerini hallettin mi? " diye sordu.
"Evet Mustafa abi hallettim. Senin sayende yeni bir ayna almama gerek kalmadı." dedim.
Ona teşekkürlerimi ilettim. Yerime geçmeden birkaç yaşlı kişilerden de paralarını aldım.
Mustafa abiye doğru uzattım.10-15 dakikaya evde olurum. En arkada oturuyordum. Aracın içi cami taraftan gelen sıcaklığın etkisiyle iyice buharlaşmıştı. Üzerimdeki tişörtle terimi iyice sildim.
Yolda giderken her zaman sağa sola bakmayı severdim. O yüzden biraz etrafı seyretmek için camı iyice sildim. Gökyüzüne baktım. Karlı ve yağmurlu havanın ardından gökyüzü maviye bürünmüştü. Bir yandan güneş yüzüme vuruyordu.
Karların yavaş yavaş erimesiyle gözüken yeşil arazilerin güzelliği o kadar içimi açıyordu ki sanki o arazilerin içinde kendimi buluyor gibiydim. Belki bir daha kar yağmaz diye düşündüm. Kışın ortasındaydık. Geçen sene bu vakitlerden sonra fazla kar yağmamıştı.
Herkes birer birer iniyordu. Bizim eve daha 3-5 dakika kalmıştı. Ön tarafa doğru yanaştım. Biraz eve gidene kadar Mustafa abiyle konuşayım dedim.
"Mustafa abi bu aralar nasıl gidiyor? "
"Kış şartları yaz ayına oranla biraz daha sıkıntılı geçiyor. Neden sordun? Çalışmak mı istiyorsun? " "Hayır Mustafa abi. Muhabbet amaçlı soruyorum." "Sen ne yapıyorsun? Marangozda devam ediyor musun? " "Hayır Mustafa abi. Ustam işlerin iyi gitmediğini ve bana eğer burada durursan senin masrafını karşılayamayacağım dedi. Bende ona yük olmamak için ayrıldım. "Buna çok üzüldüm Ahmet." "Mustafa abi üzülmene gerek yok." "Neden? " "Çünkü bugün yeni bir iş buldum." "Nasıl yani? " "Bende çok şaşırdım. Benim bozuk bir saatim vardı. Şehre indiğimde saatçiye gittim. Orada saati yaptırdım. Ayaküstü muhabbet ederken saatçiye bir elaman lazımmış ve benim çalışmamı istedi. Ben her ne kadar bu işten anlamadığımı söylemiş olsam da beni yanına almak istedi. Bende teklifini kabul ettim." "Ahmet bu senin için çok iyi bir fırsat. Eğer bu işi değerlendirip düzgün yaparsan oradan hiç kopmazsın." "Mustafa abi aslında pek bilmediğim bir işle karşı karşıyayım. Umarım işler istediğim gibi gider. Artık eve yaklaştık. Mustafa abi beni şu köşe de indirir misin? "Tamam Ahmet indiriyorum." "İyi günler Mustafa abi." "İyi günler Ahmet."Eve doğru yürümeye başladım. Önüme aniden komşunun kızı çıkıverdi. Biraz heyecan yaptım. "Buyurun. Birşeyler mi diyecektiniz? " "Şey, aslında evet; birşeyler diyecektim."
Benden baya bir heyecanlıydı. Sürekli kesik kesik konuşuyordu. Zaten her geçen gün balkondan bakışlarından böyle bir şey yapacağını bekliyordum.
"Evet sizi dinliyorum." "İlk önce adınızı bağışlar mısınız? "
Konuşurken sürekli başını önüne doğru eğiyor, yüzüme ara ara bakıyor diğer bir yandan da elleri birbirine takılıyordu.
"Neden ve niçin sorduğunuzu söyler misiniz? " "Yani sonuçta aynı sokakta oturuyoruz." "Adım Ahmet." "Memnun oldum Ahmet. Benim adım da Süreyya."Ne demek istediğini anlıyordum. Ama mahalleli her an görebilir ve yanlış anlaşılmalar olabilirdi.
Süreyya'nın düşünmeden yaptığı tavırlar bir gün başıma iş açacak gibiydi. Balkondan bakmaları kesilmişti. Şimdi de aniden önüme fırlayıvermişti. Bana karşı içinde bir şeyler vardı."Memnun oldum. İyi günler."
"Ahmet nereye gidiyorsun? " "Eve gitmem lazım. Ayrıca bir daha önüme aniden çıkmazsan sevinirim. Senin yüzünden herkes hakkımızda farklı şeyler düşünecek."Biraz kızardı. "Peki Ahmet."
Hemen oradan ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya gelirsen
Teen FictionMutlu başlayan bir hikayenin ızdırab çeken bir yüreğin mi ya da görünmeyen iki ızdırab çeken yüreğin kaset misali sardığı hayatın adaletsizliklerinde mücadeleye devam edebilmek zorken yaşama savaşı veren birleşmiş iki yüreğin acısı.