Anam'ın yaptığı yemekler burnumda hoş kokular oluşturuyor, ağzımda sular meydana getiriyordu. Kim anasının yaptığı yemeklerde bu durumlarla karşılaşmazdı ki?
Odaya geçer geçmez sobanın yanına doğru sokuluverdim. Bir yandan yemeğimi yiyor, bir yandanda babamı bağıra bağıra çağırıyordum. Uykusu o kadar ağırdı ki neredeyse beni hiç duymuyordu. Anam'ın babamı dürtmesi üzerine babam uyandı. Elini yüzünü yıkayıp sofraya oturdu.
"Ahmet, ne yaptın bugün çarşıda? "
"Lavaboya ayna aldım baba. Daha doğrusu dolmuşcu Mustafa abi verdi. Onu lavaboya taktım.
Arkadaşım Arifle bir araya geldik. Yeni fabrika almış orayı gezdirdi. Kendime de yeni bir voltmen aldım. Ayrıca çarşıda bir işe girdim." "Ne işi oğlum? " "Saatimi yaptırmaya gitmiştim. Oradaki çalışan adam dükkanında çalışmamı istedi. Yarından itibaren çalışmaya başlayacağım. 1700 civarında para verecek. "İyi işmiş oğlum. Bende bir zamanlar çalışmıştım. Sonra iş gitmeyince o işten ayrıldım." "Zor bir iş miydi baba? " "Hayır oğlum çok kolay bir işti. İlk başlarda biraz zorlanabilirsin bilmediğinden dolayı fakat sonra çok kolay gelecek oğlum."
Yemeklerimizi yedik. Ellerimi yıkadıktan sonra odama geçtim. Yatağım hazırdı. Anama ne kadar teşekkür etsem az kalırdı. Yeni aldığım voltmemi çıkardım.Bir yandan dinliyor, bir yandanda komşu kızını düşünüyordum. Bu kızın tavırları beni çileden çıkarıyor, deli oluyordum. Ona karşı hiçbir his yoktu. Fakat çok güzel bir kızdı. Yarın yanına gitsem mi gitmesem mi diye düşündüm. Boşverdim. Onun bana karşı bir duygusu varsa zaten karşıma çıkardı. Işıkları söndürdüm. Gaz lambasını yaktım. Derin derin uykumaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya gelirsen
Teen FictionMutlu başlayan bir hikayenin ızdırab çeken bir yüreğin mi ya da görünmeyen iki ızdırab çeken yüreğin kaset misali sardığı hayatın adaletsizliklerinde mücadeleye devam edebilmek zorken yaşama savaşı veren birleşmiş iki yüreğin acısı.
