Justin o gün tek kelime etmeden evden gitmişti.
Hala işe gelmiyordu,artık işi bıraktığını düşünmeye başlamıştım.
Doğrusu benim de bir işe ihtiyacım yoktu ama tüm gün evde durmaya katlanamazdım.
Onu aramayı düşündüm ama o gün söylediklerimden sonra aramayı asla cevaplamayacağını da biliyordum.
Dur bir dakika,eminim ki onda numaram bile yoktur.
Onu Hannah'dan aramaya karar verdim,Cumartesi günü olanlar için pişman değildim fakat neden işe gelmediğini sormalıydım.Yoksa patronumuza açıklamayı ben yapmak zorunda kalırdım ve o adamın iğrenç derecedeki ince sesiyle bağırmasını dinlemek gerçekten ürkünçtü.
Müşteriye kahvelerini götürdükten sonra Hannah'nın yanına gittim.
"Hannah,sana bir şey sormalıyım."
Elindeki kahve bardağını tepsinin üzerine yerleştirdikten sonra yüzünü bana doğru çevirdi.
"Benim de sana."
"Justin'in neden işe gelmediğini biliyor musun?"
Aynı anda söyleyince gülmeye başladık.
"Ben kahveleri götürmem gerekiyor."
Telefonunu çıkarıp saate baktı.
"Yarım saat sonra çıkıyoruz.Birlikte takılalım mı?"
Kafamı kabul ettiğimi belli etmek adına salladım ve siparişleri almak için tezgaha geri döndüm."
💔💔💔💔💔💔
"Ne,gerçekten Justin'den mi hoşlanıyorsun? Lütfen bana sadece görünüşü yüzünden olduğunu söyle.Karakteri tam bir çöplük."
"Evet,kesinlikle görünüşü için.Yakışıklı olmadığını söyleyemezsin."
Tabaktaki pastadan bir çatal alıp devam etti.
"Ayrıca, hiç konuşmuyoruz ki.Nasıl biri olduğunu bile tam olarak bilmiyorum."
"Şanslısın.Onunla bir dakika konuşmaya katlanamıyorum.Ve evet,yakışıklı.Sayılır,yani.Sanırım."
"Gerçekten o kadar kötü mü?"
Suratı asılmıştı.
"Bak,eğer senin fikrini değiştirdiysem veya kalbini kıracak bir şey söylediysem-"
"Hayır,aksine bunu bildiğim iyi oldu."
"Sevindim."
Kolumdaki saate baktım.22:58.
"Gitmem gerek,"
"Yarın Jitters'da görüşürüz."
Elindeki tabağı sehpanın üzerine bıraktı.
"Sanki aksi mümkünmüş gibi."
İkimiz de gülmeye başladık.
"Bu arada,neredeyse unutuyordum."
"Sende Justin'in numarası yoktur herhalde?"
💔💔💔💔💔💔
justin
Telefonun çalışını duydum.Nerede bıraktığımı hatırlayamıyordum.Gelen sesi takip edince mutfakta olduğunu anladım.
Arayan numarayı tanımıyordum.Başta açmayacaktım fakat ani bir kararla aramayı yanıtladım.
"Evet?"
"Justin?"
Duyduğum ses Hannah'nındı.Tabi eğer doğru hatırlıyorsam.Onunla en son konuştuğum zamanı hatırlama zahmetine girmeyecektim.
"Hannah sen misin?"
"Evet,sadece işe neden gelmediğini sormak istemiştim.Yoksa işi mi bıraktın?"
"Hayır.Ama bunu neden soruyorsun ki?Üstelik bu saatte."
"Üzgünüm."
Kısa bir sessizlik oldu.Telefonu kapatmayı düşündüm ama fısıltılar duydum.
"Sana yarın aramamız gerektiğini söylemiştim."
"Umrumda değil,sadece-"
Geri kalanını dinlememiştim,zaten fısıldadığı için sesin kime ait olduğunu anlamıyordum.
"Justin,orada mısın?"
Bıkkınlıkla cevap verdim.
"Evet."
"Bu saatte aradığım için tekrar üzgünüm,ama Selena aramam için deliriyordu."
Demek Selena.Yoksa küçük yaramaz kız benden nefret etmiyor muydu?Gerçi umrumda değildi.Özellikle Cumartesi gününden sonra tamamen ondan soğumuştum.Garip bir kızdı ve öyle sinir bozucuydu ki ondan ölesiye nefet edebilirdim.
"Justin orada mısın?"
"Evet,beni her kim merak ediyorsa umrumda değil,hayatımda olanları bilmek zorunda değilsiniz."
Cevap vermesini beklemeden telefonu kapatfım.
işlerin rengi değişiyor fiyuv
ayrıca multi AHHHHHH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heartbreaker || jelena
Fanfictionve sen justin, insanların kalbini kırmaktan başka hiç bir işe yaramıyorsun. ||started030617. for @sexorjelena 💜 gomezxbieber.||