"Hah! Bu hizmetçi, bizim okulun başkanı Oh Sehun, değil mi çocuklar?"
Lay, Kyung Soo, Tao.
HA! B-Bunlar...
|||-FLASHBACK-|||
"Hey siz!" diye bağırdım önümde ki üçlüye.
"Ne oldu dırdırcı!?" dedi küpeli olan.
"Sen! Okul da küpe takamazsın ve sen," dedim parmağımı sarı saçlıya doğrultarak "Saçlarını çabuk siyaha boyat! Ve sen kısa olan, çabuk gömleğinin yakalarını bağla ve kıravatını tak!" diye bağırdım yumruklarımı sıktıktan sonra.
"Bu başkan ne diyor be," dedi kısa olan "Tao, bir şeyler yapta sesini kessin." diye tamamladı.
"Hay hay..." dedi salak gülümsemesiyle ve üzerime yürümeye başladı.
Tam çenemin oraya hızla gelen yumruğa kenetlendi gözlerim. Elimi kaldırıp yumruğu yakaladım ve tüm gücümle sıkıp ters yönüne büktüm.
"Ah, başkan!" diye inledi acısıyla.
"Hım, de bakalım. Ne diyeceksin Tao-sshi?" dedim piçimsi gülümsememle.
"Lütfen bırak." dedi dolmuş gözleriyle bakarak. Diğer ikilide acıyan gözlerle Tao adlı olana bakıyorlardı. Onlara ölümcül ve acımasız bakışlarımı yönelttim. Sarı saçlı olan kafasına bir şapka geçirdi ve kısa olan da düğmelerini hemen ilikledi.
"Çabuk bana adınızı söyleyin. Artık benim gözetimim altındasınız!" dedim Tao'nun kolunu yavaşça bırakarak.
"Kısa olanın adı Kyung Soo-"
"Hey! Ben kısa değilim!" dedi kısa olan çıkışarak.
"Kapa çeneni Soo," diye devam etti Tao. "Şu sarı saçlı olanda Lay."
"Tamam, gidin." dediğim de ayak topuklarını kıçlarına vura vura koridordan uzaklaştılar.
HAH! Bu okulu harika bir yer yapacağım!
|||-FLASHBACK END-|||
"Başkan," dedi Jong In yanımıza gelerek. Bir sen eksiktin be! Ne yapacağım, ne yapmalıyım? Ah tanrı-
"Ho! Jong In'de buradaymış çocuklar!" dedi Tao alaylı gülümsemesiyle.
"Huhuhu," dedi Jong In, yeniden o alaylı ses tonu ile ve hiç beklemediğim bir şekil de bir şey söyledi. "Hadi içeri girelim."
**********
"Hoş geldiniz, efendim." dedi Xiumin ve Luhan ikilisi. Şu an kız kılığındaydılar.
Lay, Kyung ve Tao (aptal 3'lü)'ya hizmet ediyorlardı.
Sanırım her şey yoluna girmiş gibiydi. Aptal üçlünün Xiumin ve Luhan karşısın da ağzının suları akıyordu. Ben olsam, benim de akardı her halde. Hangi erkek, seksi kadın hizmetçi kostümü giymiş birisine ağzının suyu akmaz ki...
Jong In.
Evet, Jong In sadece benimle ilgileniyor gibi. Salak. Sadece eğleniyor işte, mal.
**********
[1 HAFTA SONRA]
Aradan tam bir hafta geçmişti. O salak üçlüyü part-time işimi başkalarına söylemesin diye tembihlemiştim. Ve şu an kafemizin devamlı müşterisiydiler. Sanki, sanki iğrenç bir şekil de benim fanım gibiydiler. Gerçekten değişmişti bu salaklar.
Mutfaktaki çöpü dışarı çıkarttığım da aniden Jong In belirdi. Sıçrayamadan edemedim tabii.
"H-Hey, burada ne arıyorsun? Akşam akşam." dedim çöpü tenekenin yanına koyarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
President of the school is waiter
FanfictionPresident of the school is waiter -Okul Başkanı Bir Garson *Tanıtım* Erkeklerin tümünden nefret ediyorum. Onlar dünyanın en salak varlıkları. Evet, ben de bir erkeğim. Lanet olsun ki böyleyim. Babam bir yıl önce evi terk etti. Evi terk etmesi sorun...