13. Bölüm

1.8K 144 11
                                    

Kampüsün içinde tek başıma dolaşıyordum. Bir yandan tırnaklarımla kitaplara vuruyor bir yandan da gözlerimle Jessica'yı arıyordum. Sabahki atışmadan sonra hâlâ sinirimi atamamıştım. Kızı tek bir hareketle parçalamak istiyordum. Ama kendime engel olmalıydım en azından bugün.....çünkü bugün Chris'in doğum günüydü ve ben bunu mahvetmek istemiyordum. Gerçi hiç kimse dillendirmemişti ama...herhalde süpriz olarak kalmasını istiyorlardı. Bütün bunları düşünürken karşıdan Jessica'nın geldiğini görmüştüm. Hızlı bir şekilde ona doğru koşmaya başladım. Yanına geldiğimde ise Jessica elleriyle beni durdurmuştu.

"Bella neler oluyor? Sen iyi misin?"
"Evet yalnızca...bende tam...seni arıyordum. Bir anda geldiğini görünce heyecanlandım."

Güldü.

"Neler oluyor? Yoksa Chris ile ilgili bir şey vardı?"

"Hayır onunla ilgili değil...ben sadece....ne zaman yurda gelmeyi düşünüyorsun?"
"Yakın bir zamanda...ne oldu? Bir sorun mu var?"
"Aslında bir sorun yok....iki sorun var."

.....

David ile birlikte oturmuş öylece yerdeki çimenleri yoluyorduk.

"Umarım sabahki olay yüzünden hâlâ gergin değilsindir."

"Aslında oldukça gerginim David.....bugün yanımda belki Chris olmamış olsaydı saldırabilirdim."
"Dediğine göre ellerini kontrol edememişsin."

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Senin şu kızdan ne haber?...adı neydi?..."
"Diana" diye yanıtlamasıyla gülümseyerek ona doğru bakmıştım.

"Konuşuyor musunuz?"
"Aslında bende sana onu söyleyecektim..."
"Neyi?"
"Diana bugün bana onlara gelip gelemeyeceğimi sordu....akşam yemeği için yani.....ben de bugün Chris'in doğum gününe katılacağımı söyledim. Sonra ne olduğunu anlamadım ve onu da cafeye davet ettim......umarım senin için bir sakıncası olmaz."

"Sence olur mu? Elbette senin kız arkadaşınla birlikte gelmeni çok isterim."

"Bunu sana söyledim Bella ben hayatımda kimseyi istemiyorum. En azından bi 4 yıl falan yani."

"Kendine haksızlık ettiğini biliyorsun değil mi?"

"Ediyorsam ediyorum. Ben artık sıkıldım birini sevdiğimde bi yolunu bulup beni sırtımdan bıçaklıyor."

"Delta hislerime göre iyi bir kız." Dedim bacaklarımı kendime doğru çekerek.

Güldü ve çimenlerle oynamaya devam etti.

"Bu arada Chris'in doğum gününü kutlamaya eminsiniz öyle değil mi?"

"Bak işte. Hiçbir şey olmadığını söylüyorsun ama çok çelişkili konuşuyorsun. Neden Chris doğum gününü kutlamak istemiyor gibi davranıyorsunuz anlamıyorum."

"Bilmiyorum sadece bu tür partilerden hoşlanmadığını biliyorum."

"Eğer bununla ilgili rahatsızlık duyduğu bir şey olsaydı bana söylerdi diye düşünüyorum David."

"Pekala. Ben bir şey demiyorum zaten. "

Kafamı basketbol sahasına doğru çevirdim ve oynayanları izlemeye başladım.

"Keşke sende takıma katılsaydın David." Dedim gözlerimi onlardan ayırmadan.

"Aslında benim basketboldan başka bir önceliğim var Bella."

Ona doğru baktım.

"Nedir o?"

"Ben artık kendi sürümü kurmak istiyorum. Elbette yalnız olmakta iyi bir şey ama tek başıma gücüm bir hiç."

"Sanırım bu iyi bir şey." Dedim gözlerimi ondan ayırmadan

"Seni sonuna kadar desteklediğimi biliyorsun David. Ama bunu çok dikkatli seçmen gerektiğini biliyorsun.....bu arada bu kararından diğerlerinin haberi var mı?"

"Bir tek Ed'e söyledim. Zaten o da benimle aynı fikirde ve o da sürüye birkaç kişiyi almayı düşünüyor."

"Haklı" diyerek kafamı salladım. Yere doğru gözlerimi sabitledim.

"Jessica, Eric, Kate ve sen vardınız. Eric gitti.....Kate öldü.....sen ise gerçek alfanı öldürerek bir alfa oldun. Sürüde sadece Jessica kaldı. Bu Ed'in en büyük hakkı."

"Ed hiç kimseyi unutamıyor Bella. Ne Eric'i ne de Kate'i.....geçen gün onu bizim eski fotoğraflarımıza bakarken yakaladım......fazlasıyla umursamaz görünüyor ama bizden bile çok umursuyor."

"Haklısın galiba....."
Derin bir nefes aldım.

"Şu anda Kate'in yanımızda olması için her şeyimi verebilirdim."

"Bende...onu çok seviyordum gerçekten. İlk ısırıldığımda en çok o yanımda olmuştu. Çünkü bunu en iyi o anlıyordu. Ed'in anlattığına göre Kate'in kendini kontrol edebildiği bir gün bile olmamış. Aslında Ed de ilk ısırıldığı zamanlarda hiç kontrol edrmiyormuş. Betalık hayatı boyunca gerçekten çok zor şeyler yaşamış."

"Nasıl zor şeyler?"
"Sana şöyle söyleyeyim.....sen aileni kaybettiğinde yaşadığın acıyı hatırlıyor musun?"

Sert bir şekilde yutkundum ve kafamı olumlu anlamda salladım.

"Hatırlıyorum."
"Bunun iki katını Ed yaşadı Bella."

"İkimizde ailemizi kaybettik David....nasıl Ed benden daha kötü bir şey yaşamış olabilir?"

"Senin ailenin ölümüne başka biri neden oldu Bella ama Ed de öyle olmadı."

Kaşları çattım

"Ne demek istiyorsun?"
"Bir dolunay akşamında.....zaten bildiğin gibi bir betanın en zor dolunayı 3. Dolunay olur. Ed o zamanlar alfasından kurtulmaya çalışıyordu. Aynı zamanda 3. Dolunayında başına gelecekleri bilmiyordu. Dönüşmeye başladığında evdeymiş. Ailesi onun çığlık seslerini duyar duymaz odasına koşmuş. İçeri girdiklerinde ise......"

"Yeter!" Diye bağırarak onu durdurmuştum. O sırada herkes bana doğru bakmıştı.

Olduğum yerde gözyaşlarımı silerek bacaklarımı kendime doğru çektim ve kafamı gömdüm.

Her şeyi çok iyi anlıyordum. Elbette Ed benden daha kötü şeyler yaşamıştı. Benim ailemin ölümü başka biri nedeniyle olmuştu. Ama onun ailesinin ölümü kendi elinden olmuştu. Ed kendi ailesini öldürmüştü!!! Hem de bütün bunları daha 13 yaşındayken yaşamıştı...

Kurtlar Arasında  (5. Kitap) #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin