Yaz tatilinde olmama rağmen annem sürekli ders çalışmam gerektiğini ve benim ne kadar kötü bir evlat olduğumu söylüyordu.
Herkesin evladı süper zeki ve becerikli doğmuyordu ki. Ben de kusurlu ve beceriksiz olmuşum, ne olurdu yani? Dünyada evlat sahibi olamayan, çocuğu olsun isteyen milyonlarca aile vardı. Ben onların bir manada büyük bir başarılarıydım. Beni her halimle sevmelilerdi!
'' 20 yıldır çocuğu olmayan bir aileye kendimi zorla evlat edindirmeye karar verdim anne, bu hayat çok acımasız! ''
Neden, beklediğim sevgi yerine annemden uçan terlik kazanıyordum? Her seferinde bilerek ıskalardı gerçi.
'' Beceriksiz, salak ve sorumsuz olmanın yanı sıra dilin de çok uzadı ama neyse en azından hala bir işe yarıyorsun, çöp atmak gibi. Atmak ister misin? ''
'' Evet, evet milyonlarca kez evet! ''
Annem korkunç bakışlarıyla bana bakarken gülümsüyordum.
Jimin ile evlenmemizin muhteşem bir provası gibiydi.
Ah, o çocuk... Benden hoşlanıyordu değil mi? Gerçekten sevilesi biriyim ama benden bu kadar çabuk hoşlanacağını düşünmemiştim.
Ve ben, çoktan bu sorunu çözmüştüm. Okulun son günü sınıfın ineğinden İngilizce öğretmenimizin telefon numarasını istemiştim. İlk başta vermek istemese de öğretmene onu öveceğimi söylediğimde kabul etmişti.
İngilizce öğretmenime yalvararak - Ki bu da kolay olmamıştı. Benim ruh hastası bir şizofren olduğumu çekinmeden yüzüme söylemişti ben de çevirmezse müdüre onun bana hakaret ettiğini söyleyeceğim dediğimde derin bir nefes almış ve işine koyulmuştu. - Jimin için bir mektup yazmıştım.
Öğretmenimin mail ile gönderdiği şeyi el yazımla güzel bir mektup kağıdına yazmıştım.
'' Merhaba Jimin, ya da Jiminnie mi demeliyim? Bunu zor şartlarda öğretmenime yazdırdım. Benden nefret ediyor. Bu yüzden elini çabuk tutup dilimizi öğren. Seni işe yaramaz! Yaşadığın ülkenin dilini öğrenmelisin, hemen! Bu çok tehlikeli. Seni dolandırabilirler ve taciz edebilirler. Neyse öğretmenim buraları çevirmemekle tehdit ediyor, bu yüzden kısa keseceğim. Bana söylediğin ipucuyu kavradım, sevgilinden ayrıldığını ve benimle sevgili olmak istediğini söylüyorsun değil mi? Ah sorun değil, bunu utanmadan yüzüme söylemelisin Jimin. Ben de senden hoşlanıyorum, bu yüzden kabul ediyorum. Aramızdaki yaş farkı mühim değil çünkü sen masum çocukların kalbine sahipsin. Büyük adamların sıkıcılığı yok bir kere sende. Yakışıklısın bu da büyük bir artı puan ama sen çocuk kalplisin bu yüzden seni seviyorum. Ayrıca çok şirinsin seni neden yemek istiyorum? İlk sevgililer günümüzde sana Edmando, Edmondo ( Her neyse adamın adını bilmiyorum ve bilmeye gereksinim duymuyorum, ayrıca öğretmen olduğunu iddia eden öğretmenim de adını hatırlayamadı ve tam şuan çevirdiği satırlar için sözlüme 40 verdi ) Amcanın Çocuk Kalbi kitabını hediye edeceğim. Saranghae Jimin. ( Bu kısmını sonradan ben ekledim. Sana bolca 'Seni Seviyorum' demek için ezberledim demeyi isterdim ama K-dramalardan biliyorum. Çok dürüstüm değil mi? Bu ilişkimiz için iyi bir şey. ''
Ah, yazdıklarımı okuyorum da... Cidden neden bu kadar tatlıyım?
Kendime aşık olmamı engelleyemiyordum gerçekten.
Jimin beni reddederse, kesinlikle kendimle çıkmalıydım.
Ama Jimin'in beni reddetmesi mümkün bile değildi.
Çünkü dediğim gibi ben müthiş bir bendim...
-
Jimin'e kağıdı verdiğimden beri aralıksızca gülüyor, karnını tutuyor ve bana bakıp tekrar tekrar gülmesine devam ediyordu.
Bu cidden sinir bozucuydu. Somurtarak karşısında dikilmeye başlamıştım. Ne diyeceğimi bile bilmiyordum ama artık konuşmak yerine yine gülmeye devam ederse tekme atacaktım.
'' Im Angry. ''
Evet, bildiğim tek şey. Ben kızgınım!
Jimin hala gülüyordu.
Yeter kes, seni kısa boylu cüce İngilizce ya da Korece nasıl söyleniyordu acaba!
'' You, really Sweety. ''
Ben cidden tatlıyım, bilmediğim bir şey söyle Jimin.
'' Oh, True. ''
Jimin, neden karşımda sadece gülüyordu?
Bu artık sinir bozucu olmaya başlamıştı.
'' Stop. ''
Cidden, stop neydi ya? Dur demek için... En yakın İngilizce kursuna katılmayı isterdim eğer öğrenebileceğimi düşünseydim.
Jimin, bana doğru yaklaşmaya başladığında, hep yaptığı saçımı karıştırma işlemini yapacağını bildiğimden ondan önce davrandım ve kasıklarına büyük bir tekme attım.
Ama cidden, bunu hak ediyordu.
Sürekli gülmesi sinirimi bozuyordu.
En azından artık gülmüyor, dehşet içerisinde gözlerimin içine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JIMIN OC STORY - YABANCI ADAM. ✔
FanfictionPark Jimin, mahallemizde yaşayan yabancı adamdı. Korece bilmiyordum. O da Türkçe bilmiyordu. Ortak bir dilimiz bile yoktu. Konuşamadığım adamı sadece içimden sevebiliyordum. ︱Bitiş: 03.08.2017 ︱