1. bölüm 11-20

16 0 0
                                    


11. Özge


Artık en çok gördüğü kişiydi Muammer Bey Ömer'den sonra. Darbe'nin tasarımıyla ilgili bile ondan fikir alır olmuştu. Akşamki randevusuna gitmeden önce yine uğradı Muammer Bey'in yanına. Sadık Murat Kolhan'la belirsiz sonuçlanan toplantı içini biraz sıksa da, Darbe için Ömer'in iletişime geçtiği yabancı bir servis sağlayıcısıyla anlaşmak üzere olmaları hafifleticiydi. Aldıkları iyi fiyatla Darbe'yi kimsenin dokunamayacağı, bu ülkeden uzaklarda bir yere taşıyabileceklerdi. Muammer Bey'in bayiinin her köşesine asılmış Darbe'nin ilan kapağına baktı. Sanki gururla asılmıştı. Eski gazeteleri istiflemeye çalışan Muammer Bey, arkadan sessizce yaklaşan Özge'ye, "Hınzırlığı bırak da yardım et" dediğinde Özge durakladı. Sonra uyarının kendisine yapılmadığını düşünüp küçük adımlarla sinsice yaklaşmaya devam etti, onu korkutmaya kararlıydı ama Muammer Bey, "Şuradaki istifi yukarı kaldırır mısın?" deyip elindeki gazeteleri iki adım öteye yere yığdı. Özge

emindi, Muammer Bey onu görmüştü, "Nerden bildin?" diye sordu, Muammer Bey ona dönüp gülümseyerek, "Altıncı his" dedi ve gülerek, "Arabadan indiğinden beri camdan izliyorum seni. Nerde kaldı bizim Darbeci derken sen geldin" diye açıkladı. Özge, ''Bakıyorum Darbe'yi her tarafa yapıştırmışsın" diye çıkıştı. Muammer Bey gülerek, "Salaklık işte! Satışı olmayan bir dergiyi satıyoruz bayide. Bu ilk" dedi. Özge, "Sana önümüzdeki sayıyı getirdim" dediğinde Muammer Bey ciddileşip gözlüklerini taktı. Merakla Özge'nin çantasındaki dosyadan yeni sayının kapağını çıkarmasını bekledi. Kapağa baktı, istem dışı dudaklarını ısırdı. Suratını endişeyle buruşturup, "Bu bastığın kuyrukların ucunda dişler olduğunu unutma, dönüp ısırabilirler" dedi. Özge hiç endişelenmeden, "Benim de güçlü tanıdıklarım var, onların dişleri varsa benim de kerpetenlerim var" dedi. Muammer Bey gülmedi, ciddi bir şekilde, "Burada eski devlet bakanından bahsediyorsun. Bu fotoğrafı da nerden buldun?" diye sorguladı. Özge iki eliyle Muammer Bey'i omuzlarından kavrayıp, "Kendin dedin 'eski'. Bakanlar işi bitmiş şarkıcılar gibi, bir kere merkezden uzaklaştılar mı kimse onları hatırlamaz, ilgilenmez. Asıl vurucu fotoğraf bu değil, siteye girince çok şaşıracaksın" dedi. Muammer Bey: "Ben de bundan korkuyorum işte. Her şeyin bir dozajı olmalı, ha bire kuyruklara basıp hoplaya zıplaya yürüyemezsin." Özge, "Ben bir kahve içmeye geldim, nasihati kahveden sonra alsam olur mu?" dedi gülerek ama Muammer Bey gülmeden homurdandı: "Yemek yiyelim önce." Özge, "Ben bir yere davetliyim, 10-15 dakika laflayalım, sonra gideceğim" diye açıkladı suratına yayılan gülümsemeyle. Muammer Bey durdu, dönüp gülümseyerek, "Oh be! Normal bir tarafın olsun, biraz hayatını yaşa, kim bu şanslı adam?" dedi keyifle. Özge sırıtarak, "Niye hemen erkek olduğunu düşündün?" diye sorguladı. Bayiin yanındaki küçük taburelere oturup kumda pişen kahvelerini söylediler. Özge'nin Muammer Bey'e aldığı ortopedik terliklerin ne kadar rahat olduğundan, daha önce en sıcak havada bile ayakkabı giymesindeki inadından, Özge'nin kısa saçlarının biraz uzaması gerektiğinden, böyle oğlan çocuğuna benzediğinden, çıkarılması planlanan yasa tasarılarından, Darbe'nin servis sağlayıcılarının hukukun işlediği bir ülkede olmasının öneminden, yatırım için gerekli olan paradan konuştular. Kahve bittiğinde Özge, nadiren gördüğü ve görmekten büyük keyif aldığı bir arkadaşıyla buluşacağını, heyecanlı olduğunu söyleyip randevusuna gitmek için kalktı. Bir babanın büyüyen kızına baktığı gibi baktı Muammer Bey onun ardından, kendi kızının yaşıyor olmasını dileyerek.


12. Göksel


Kaslı vücudu, üzerine geçirdiği atletin altında çelik gibi parlıyordu. Elindeki kâğıt toplama arabasına, üstünün kirine ve yüzündeki tehlikeli ifadeye rağmen, hatta belki de en çok bu ifade yüzünden, gece kulübünün dışına sigara içmek için çıkan kadınlar nefeslerini tuttular. Bir yerlerden hatırladıkları bu aygır görünümlü adamın, şu fotoğrafçının burnunu kıran balet çocuk olduğunu

bubirçidirWhere stories live. Discover now