İçindeki Korkuyu Yen #Wattys2017

Beyin Nakli

1 ay önceydi. Yeşim adlı bir kız öldürüldü. Yapılan araştırmalar sonucu Yesim'in psikolojik sorunları olduğu ortaya çıktı. Bir gün iş yerinden çıkıp eve gideceği sırada, bir grup sokak serserisi tarafından kaçırılıp, işkence görmüştür.
İşkencelere daha fazla dayanamayan Yeşim' de delilik hareketleri görülmeye başlanmıştır. Onu kaçıranlar onun bu hallerini görüp korkmaya başlamış ve onu öldürmeye karar vermişler. Öldürdükten sonra Yesim'i kaçırdıkları yere bırakmışlar. Cesedi bulunan Yeşim'in ölümü bütün ailesini yasa boğmuştur. Bu vahşeti kimlerin, neden yaptığı ise bulunamıştır. Fakat beyninin halen çalışması doktorları hayrete düşürmüştür. Bütün aile ve doktorlar bu olay karşısında hayrete düşmüşlerdi.

Gül, beyninde tümör olan 20 yaşlarında bir üniversite öğrencisidir. Beynindeki tümör alınmazsa ölecek. Bir akşam ailesi ile evlerinde otururken, beynindeki tümör harekete geçmiş ve Gül olduğu yerde hareketsizce kalmıştır. Ailesi onu hemen hastaneye yetiştirmiştir. Doktorlar ameliyata başlamış, fakat tümör beyinde kalıcı bir hasar yaratmıştır. Tümör alınsa bile Gül, kısmi felç geçirecekti. Olayı öğrenen ailenin bir karar vermesi gerekiyordu. Aile ise ne yapacaklarını şaşırmış vaziyetteydiler.

Kendi aralarında bu konuyu konuşurlarken, onların konuşmalarına kulak misafiri olan Yesim'in doktoru yanlarına gelir. Onlara isterlerse Yesim'in beynini Gul'e nakledebileceğini söyledi. Ama bunun için öncelikle Yesim'in ailesinin rızasının olması gerekiyordu. Teklifi kabul eden aile, vakit kaybetmeden Yesim'in anne ve babasını bulup, rızalarını istedi. Yesim'in ailesi de kabul edince, doktor hemen beyin naklini gerçekleştirmeye başladı.

Nakil başarılı geçmişti. Gül, gözlerini açtığında aile derin bir "oh" çekmişti. Gül, artık eski sağlığına kavuşmuştu. Ailesi ile birlikte mutlu bir şekilde evlerine dönmüştü.

1 Hafta Sonra

Gazete başlıkları;
"Beyin Nakli Yapılan Kız Delirdi"
"Beyin Nakli Yapılan Kız Akıl Hastanesinde"
"Beyinli Deli"
"Beyin Nakli Yapılan Kız Katil Çıktı"

1 Hafta önce

Beyin nakli yapılan Gül, ilk başlarda gayet sakin tavırlar sergiliyordu. Fakat gün geçtikçe aklına ve hayaline tuhaf şeyler gelmeye başlıyordu. Mutfakta hazırladığı bir anda 3 tane adam gördü hayalinde, sonra kendisini gördü. Elleri ayakları bağlıydı. Ağzında, bağırmaması için bir bant bağlanmıştı. Az sonra o gördüğü 3 adam yanına geldi. Ona, aç kurtlar gibi bakmaya başladılar. Daha sonra aralarından biri kemerini çıkarıp, Gül'e vurmaya başladı. Gül, gördüğü bu kötü hayal ile birden çığlıklar atmaya başladı. Ne olduğunu anlayaman ailesi hemen yanına koştular. Gül elindeki bıçak mutfaktaki eşyaları kesiyordu. Yanına yaklaşmaya çalışan ailesini elindeki bıçakla korkutarak;
"Sakın yaklaşmayın yoksa keserim sizi" diye bağırıyordu. Çaresiz kalan aile hemen polisi ve doktoru aradılar. Az sonra eve gelen polisler, Gül'ü yakalayıp hastaneye yatırdılar. Daha sonra beyin nakli yapan doktor göründü. Aileye Gül ile yalnız kalması gerektiğini söyleyip, onları dışarı çıkarttı. Gül kendine geldiğinde karşısında doktoru görünce yine hayaller görmeye başladı. Bu kez hayalinde nakil yapılan beynin sahibi Yeşim'i gördü. Yeşim cansız bir şekilde kendisinin bulunduğu hastanede yatıyordu. Beyni nakil yapan doktor içeriye girdi. Yeşim'in  cansız yatan bedenine bakıyordu. Yeşim'in ölmüş olmasın rağmen beyninin halen çalışıyor olması kendisini hayrete düşürmüştü. Kendi kendine gülümseyerek;
"Sen bana büyük bir ün kazandıracaksın. Senin sayende adım tarihe altın harflerle kazınacak. Ama önce beynini nakledeceğim birini bulman lazım" dedi.

O sırada Gül, kendisini görmeye başladı. Sedyede baygın bir şekilde yatıyordu. Hemen ameliyathaneye aldılar. Gül'ün tedavisine başka bir doktor girecekti. Beyin nakli yapan doktor, Gül'ün durumunu öğrenmişti. Bir şekilde Yeşim'in çalışan beynini Gül'e nakletmeliydi? Hemen bir plan yaptı. Tedaviye girecek olan doktor kendisinin samimi bir arkadaşıydı. Onu kandırıp, tedaviye kendisinin girmesi için ikna etti. Tedaviye ise kendi adı ile değil, asıl girecek olan doktorun adı ile girdi. Aslında sanılanın aksine Gül'ün beynindeki tümör alındığında ortada hiç bir problem kalmayacaktı. Fakat ün sahibi olmak isteyen doktorumuz, hem aileyi hem de yardımcılarını kandırmayı başarmıştı. Ve herkesi aldatıp, ölen bir kızın beynini başka bir kızın beynini naklederek, ün sahibi olmayı başarmıştı.

Gül bu gördükleri karşısında dehşete düşmüştü. Doktor yarattığı eserine gururla bakıyordu. Ama artık bu kıza ihtiyacı yoktu. Tek çare onu öldürmekti. Elindeki zehirli iğneyi Gül'ün koluna batıracağı sırada Gül, ondan önce davranıp, iğneyi kaptığı gibi doktorun göğsüne sapladı. Doktor yerde bir kaç dakika kıvrandıktan sonra can verdi. Gül ise elindeki zehirli iğne ile yatağından kalkıp, hastane koridorlarında koşmaya başladı. Korkudan kimse ona yaklaşamıyordu.

Hastaneden kaçmayı başarmıştı. Hayaline ise Yeşim'in kaçırıldığı sokak gelmişti. Oraya koşmaya başladı. Sokağa vardığında adamların o sokakta Yeşim'i kaçırdıklarını gördü. Yeşim'in ağzını bantlayıp, arabaya soktular ve ilerlemeye başladılar. Gül ise koşarak arabanın peşindeydi. Nihayet Yeşim' kaçırdıkları yere geldiler. Gül onların arkasından içeri girdi. Yeşim, elleri kolları bağlı, baygın bir şekilde duruyordu. Adamlardan biri kemerini çıkartıp, Yeşim'e vurmaya başladı. Gül gördüklerine daha fazla dayanamayarak gizlendiği yerden bir hışımla koşarak elindeki zehirli iğneyi adamlara sapladı.  Biraz sonra üçüde ölmüştü. Daha sonra Yeşim'in ellerini ve ayaklarını çözüp polisi aradı.

Olay yerine gelen polis, Gül 'ü tek başına elindeki zehirli iģne oturur vaziyette buldu. Gül onlara önce ölen adamları gösterip;
"Öldürdüm onları. Kurtardım kızı" dedi. Daha sonra Yeşim'i göstererek;
"İşte burda bakın kurtardım onu. Doktoruda öldürdüm. O doktor kötüydü. Öldürdüm onu. Kurtardım kızı" dedi. Polisler Gül'ün akli dengesinin bozulduğunu anladılar. Çünkü ortada ne kız vardı ne de öldürdüm dediği adamlar. Fakat tek bir gerçek vardı. Doktoru öldürmüştü, ve kendisi delirmisti.

                          Son