9.BÖLÜM

838 66 19
                                    

Multimedya : Açelya

Sabah uyandığımda hâlâ Açelya uyuyordu. Akşam ki pozisyonu - uyku pozisyonu yani sapıklar için yanlış anlaşılmasın - biraz değiştirmiştik. Aynı şekilde sarılıyorduk. Benim ellerim ve kollarım Açelya'nın omzunda ve sırtında duruyor , onun kolları ise belime sarılıydı. Yüzünü görebiliyordum. Beni birazcık tanıdıysanız fırsattan istifade edeceğimi bilirdiniz. Açelya gerçekten sevimli bir yüze sahipti. Bu onu olduğundan daha masum gösteriyordu. Beni tanıyan kimse masumluk ile ilgm olmadığını bildirdi. Tanımayan insanlar bile gözlerimden dolayı korkunç ve kenefir gözlü olduğunu düşünüyordu. Alınlarımız hafiften birbirine değiyordu. İçimde ki onun yüzüne daha çok yaklaşma hissine karşı koymak her saniye daha zor olmaya başlamıştı.

Zaten dün akşam buraya geldiğimden beri bir tuhaftım. İstediği şeyi söz verdim bahanesiyle sırf yapmak istediğim için yapmıştım. Ama bunun tek nedeni Açelya'nın güzelliğiydi yoksa karakteri ölümüne iticiydi. Ve bu beni sinir krizine sokuyordu. Çünkü gerçekten masum insanların varlığına inanmıyordum.

Açelya'ya biraz daha yaklaşıp dudaklarına ufacık bir öpücük kondurmak istiyordum. Yaklaşmaya başladıkça kalbim daha hızlı dövmeye başladı göğüs kafesimi. Buna anlam veremiyordum , daha önce kalbim böyle bir tepkiyi hiç vermemişti. Yaklaşık on kızla kavga ettiğim ve mis gibi dayak yediğim zamanda dahil hiç böyle atmamıştı kalbim. Yaklaştıkça yaklaştım deli gibi atan kalbim ve kesilen nefesim... Hiçbir şey ... Hiçbir şey o dudaklara dokunmama mani olmazdı. Usulca dudaklarımla öptüm kollarımda ki güzel kızın dudaklarını. Göründüğü kadar yumuşaktı. Kalbim daha beter atmaya başladı. Bilmiyorum belki de durmuştu. Şuan dudaklarıma hafifçe sürtünen dudaklar dışında her hangi bir şeyi hissedecek halde değildim.

Ne kadar süre öyle kaldığımdan haberim yoktu ama bir nefes bir molekül oksijen için bağıran ciğerlerimden artık dudaklardan ayrılmam gerektiğini almamıştım. Birbirine çok yakın olan yüzlerimizi birbirinden uzaklaştırdım.

Yüzünün güzelliği beni büyülüyordu. Nefes almak için ayrılmıştım ama nefes aldığım falan yoktu. Bu seferde güzelliği nefesimi kesmişti Şuan transa geçmiş gibiydim ; ne yaptığımdan , neden yaptığımdan haberim yoktu işte anlam veremiyordum.

Açelya'nın gözleri de çok güzeldi. Hareketleri de o kadar farklıydı ki. Açıkçası onu izleme dürtüme engel olmak çok zor olmaya başlamıştı. Açelya hareketleri ile de tam bir hanım hanımcık olduğunu kanıtlar nitelikteydi.

Açelya hafifçe hareket edince uyanacağını anlamıştım. Beynim ' gözlerini kapa ve uyuyor taklidi yap onu izlediğini fark ettirme ' diyordu ama açıkçası beynim uyuşmuş halde olduğu için komutunu dinleyeceğimi sanmıyordum.

Açelya güzel gözlerini açıp bana gülümsedi. Bende hafifçe gülümseyip ona takıldım.

" Günaydın. Hiç uyanmasaydın , öğlen oldu. "

Uykumu sesimle konuşunca aklım başıma gelmişti. Allah aşkına ne yapıyorum ben ! Aptal aşıklar gibi. Onun büyüsünden çıkınca gerçeklik tokat gibi çarpmıştı yüzüme. Yaptıklarımda aklıma gelince şaşkınlıkla gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Hassiktir ! Lan ben bu kızı öptüm az önce.

Açelya da aynı şaşkınlıkla bana bakıyordu. Birazda ürkmüş gibiydi. O kadar saftı ki yanlış yapanın kendisi olduğunu düşündüğüne emindim. Büyük ihtimalle şuan neyi yanlış yaptığını​ düşünüyordu.

Ellerimi omzundan çekip konuştum.

"Hadi kalk artık öğlen oldu. Koala gibi yapmıştın bana da. Senin yüzünden kalkamadım bende. " Diye saçmaladıktan sonra kıyafetlerimi alıp giyinmek için odada bulunan banyoya girdim. Kapıyı kapattım ve elimi kalbime götürdüm. Deli gibi atıyordu hâlâ. Hemen üzerimi giyinip tekrar odaya girdim. Açelya çoktan yatağı toplamış üzerini değiştiriyordu. Üstünde ki pijama üstünü çıkarmış süty-

ne Ne NE ? Ulan ne oluyor.

Açelya çığlığı basınca kendime gelip odadan kaçar gibi çıktım. Kalbim ömrü boyunca attığından daha fazla atmıştı sabah sabah. Sanırım kalp krizi falan geçirecektim.

Hemen mutfağa gidip bir bardak su içtim. O sırada kapı çaldı. Hemen elimde ki suyu bırakıp kapıyı açtım.

"Ne işin var lan senin burada ? "

Gün gittikçe tuhaflaşıyordu. Tanrım yardım et ne olursun.

"Aaaa terbiyesiz ! Niye öyle sorguya çekiyorsun kantiletam. Gezelim diye seni çağıracaktım. Annende Açelya ile burada kaldığını söyledi. "

Son cümleyi yüzündeki piç smile şeklinde ve Açelya kısmını üzerine basa basa söyledi. Ve bilin bakalım kimin cinleri tepesinde şuan ?

Hemen üzerine atlayıp kafasını ısırmaya başladım. Selim ise açıdan dolayı çığlık atıp sağa sola sallanıyor beni kafasından atmaya çalışıyordu. Niyetim sevimli davranmak değil canını acıtmaktı. Bir taraftarına odun girmiş gibi bağırdığına göre amacımı yerine getirdiğim kesindi.

Açelya'nın odasının kapısı açılınca tabiki içinden Açelya çıkmıştı. Doğal olarak ... Neyse ...
Bize şaşkınlıkla bakıyordu. Birazda üzülmüş gibiydi. En salak insan bile kıskandığını ve aramızda birşey olması ihtimalinden dolayı üzülmüş olduğunu anlardı.

Üzülmesine , üzüldüğümü itiraf etmem gerekiyor. Dudaklarımı ısırmaya başladım. Ne yani ! Sonuçta ben bu kızı öpmedim mi ? Daha önce kimseyi - hiçbir kızı - o anlamda öpmemiştim. Artık olayın seyri değişmişti tabi ki.

Durgunluğumdan faydalanan Selim beni yere atınca uğunmuştum. Hadi ama oğlan neredeysen iki metreydi 1.80di işte.

Açelya hemen yanıma gelip beni kaldırmaya yardım etti. Sakin ol kalbim kızın birşey yaptığı yok ottan boktan etkilenme.

Biz hafifçe kalkerken Selim bir anda kolumda tuttuğu gibi beni yerden kaldırıverdi. Güçlü köpek. Bak bi de sırıtıyor.

"Ne bakıyorsunuz öyle öcü görmüş gibi. Uyuzlar ! Size kalsa anca seneye ayağa kalkardınız. "

Bak bak kahkaha atıyor. Bütün gücümle koluna vurunca konuşmaya devam etti. Aslında ben susması için yapmıştım ama tabi bu mümkün değildi.

"Hadi güzelce giyinin , Türkiye'nin en yakışıklı erkeği sizi dışarı gezmeye götürecek. "

Göğsünü şişirmiş ve omuzlarını dikleştirmiş gövde gösterisi yapıyordu.

"Çağatay Ulusoy'un burada ne işi var ki ? "

Açelya'nın lafıyla bozulan Selim'i görmek fazlasıyla keyifli olduğu için kocaman bir kahkaha patlattım.

Açelya'ya baktığımda sinirle Selim'e bakıyordu. Vay be kıskançlık cidden herkesi değiştiriyor demek ki. Zavallım Selim de alık alık bakıyor kıza. Terslenmeyi beklemiyordu anlaşılan. Eh ortamı düzeltmek bana kaldı.

" Benimde canım sıkılıyordu zaten. Gidelim ! Sen gelmek istiyorsun değil mi Açelya ? "

Açelya hemen torbası düşmüş at gibi kafasını sallamaya başladı.

"Tamam hadi gidiyoruz o zaman ."

Selim sonunda canlanmış , şoku üstünden atınca coşkuyla bağırdı.
Biz kapıya yeltenince Açelya bağırarak konuştu.

" Yah nereye ? Ben bu şekilde hiç bir yere gidemem. Siz birşeyler için ben hemen hazırlanacağım. "

Bizim cevabımızı beklemeden odasına koşturdu. Selim ile birbirimize şaşkın şaşkın baktık. İlk defa böyle birşey ile karşılaşıyorduk. Ben bulduğum ilk pantolon tişörtü giyer çıkardım. Böyle kızsı şeylerle pek karşılaşmamıştık.

Bugün gittikçe enteresan oluyordu.

Sonra ki bölüm kaldığı yerden devam edecek. ❤❣❤

KABA KAHRAMAN LGBTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin