3.BÖLÜM

824 57 4
                                    


Sabah siktiğimin alarmının sokuk sesiyle uyandım. Daha doğrusu alarmı kapatıp geri yattım. Gözümü kapatalım daha iki saniye olmamıştı ki annemin sesini duydum.  Tanrı aşkına beni gözetleyip mı uyandırıyor bu kadın.
Başka çarem olmadığını bildiğim için kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra okul formasını giymek için odama geri döndüm. Saçlarımı elimle düzeltmekle yetindim her zaman ki gibi.
Kahvaltı dan sonra okula yürüyerek gittim. Zaten okul ile ev arasında ki mesafe çok değildi. Okul bahçesine girince direk binaya girip sınıfa yürüdüm. Kapı tarafından son tarafta oturuyordum. Tek başıma. Malum eşcinsel olduğum için kızlar benimle oturmak istemiyordu. Zaten umurumda değil hepsi iğrenç. Sadece erkeklerle takılırdım. Ama onların da benimle oturmasına izin vermem eşi miyim ben hem böyle daha havalı. Sınıfta ki ve hatta okulda ki kızlarla birbirimiz görmezden geliyoruz çünkü ilk eşcinsel olduğum öğrenildiğinde neredeyse okulda ki bütün kızlar benimle uğraşmaya çalışmıştı. Bakınız çalışmıştı diyorum çünkü benim sessiz kalacağımı sanarak büyük bir hata yaptılar. Çünkü koşulsuz şartsız kim ağzını açtıysa ağzını kan dolduracak yumrukladığım için artık böyle birşeye cesaret edemediler. Dışarı çıkıp İstiklal Marşı'nı olduktan sonra yukarı sınıflara çıktık. Kendi tayfamla her zaman ki muhabbetleri yaparak sıralara oturduk. Yine yanıma oturmak istediler ama kabul etmedim. Laftan anlamıyor dana, dua et kardeşimsin ondan ses çıkarmıyorum neyse. Sonunda hoca sınıfa girdi ve derse başladı. Genelinin sevmediği benim ise umursamadığım ders olan matematik. Herşey de iyi olduğum gibi matematikte de iyiyim. Dersin ortalarına doğru sınıf kapısı tıklatıldı. Odaya sınıf hocası girdi ve arkasından da bizim okulun üniformasını giyen kesinlikle bir daha görmek istemediğim şu Nefret Ettiklerim adlı listemde ilk 10 a yükselen hani adı Açelya olan ama benim ezik dediğim kız değil mi ? Hadi canım aynı sınıfta mıyız ? Daha da kötüsü sınıfta sadece ben tek başıma oturuyorum.

"İyi dersler hocam. Sınıfımıza yeni bir arkadaş geldi. Adı Açelya Güven. İyi anlaşın tamam mı ? "

Sınıftan bir EVET nidası duydum. Kafamı çevirip baktığımda erkeklerin yüzü baya gülüyordu. Zevksizler. Kızların ise umurunda değildi. Gerzekler. Sonra sınıf hocası sınıfı fazlasıyla iyi bildiği için direk gözlerini bana dikerek konuşmaya başladı. Söyledikleri ise abartısız intihar sebebiydi.

"Açelya ! -eliyle benim sıramı gösterip- oraya otur. Zaten sınıfta başka bişey yer yok. "

Kız hocanın sıramı göstermesiyle geldiğinden beri eğdiği başını kaldırıp bana baktı. Belki üzülür falan diye beklemiştim ama hocaya gülümseyerek başıyla onayladı ve yanıma yürümeye başladı. Kapı tarafından sınıfa doğru olan tarafta oturuyordum, o ise duvar kısmında oturacaktı. Yanıma geldi ve "Oturabilir miyim ?"  diye sordu. Cevap vermeden başımla  " geç " diye işaret ettim. Bozulmuş gibiydi. Bu ne şimdi ? Neyse. Sessizce yanıma oturdu ve kitaplarını çıkarmaya başladı. Ona bakmasam da kör noktadan bana baktığını görüyordum. Ayrıca tüm sınıfta bize daha doğrusu yeni kıza bakıyordu. Özellikle de erkekler. Bizim sınıf niye bu kadar abaza acaba. Sınıfa " önünüze dönün " diye bağırdım. Tersimi bildikleri için herkes homurdanarak önüne döndü. Dönüp şaşkın şaşkın bana bakan kıza baktım. Zaten az önce bağırınca da yerinden sıçramıştı. " Ne bakıyorsun ?" Tek kaşımı kaldırarak sorduğum soruyla gözleri daha çok büyümüş dudakları O şeklini almıştı. " Be-be ben özür diler-im. " Bide kekeliyor. Ya sabır ! Ben nasıl katlanacağım bu kıza ya. Hoca da artık derse devam edince dersi dinleyip not almaya devam ettim. Bakışlarını hala hissediyorum ama dönüp bakmadım. Yoksa sinirlerime hakim olamayacağım. Teneffüs olunca erkekler ve hatta kızlarda yeni kızın başına üşüşüp sorular sormaya başladılar. Kız da bu durumdan baya memnun görünüyordu. Kalkıp sınıftan çıktım. Bahçede ki banklardan birine oturup kafamı dinlemeye başladım. Tam o sırada biri yanıma oturdu ve kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. Kim olduğunu biliyordum zaten andan başkası bu dengesizliği yapamazdı.

"Beni rahat bırakmayı düşünüyor musun acaba Selim ha ?"

"Yoo. Valla hiç düşünmüyorum. Niye beni beklemeden sınıftan çıktın ? Ayrıca derste niye o kadar sinirlendin ?"

"Öküzün trene baktığı gibi bakıyordunuz çünkü. "

"İnanmıyorum İnanmıyorum cidden mi?" Gözlerimi açıp yanımda ki anguta baktım. Bu neyin tepkisi. Kim bilir ne geçti o kuş kadar olan beyninden.

"Ne var ? Neye inanmıyorsun ?"

"Sen o kıza bakıyorlar diye mı kıskandın ? İnanmıyorum yoksa o kıza aşık mı oldun ? Sonunda be ! "

Kafasına sert bir tane geçirdikten sonra konuştum.

"Hasta mısın oğlum sen ? Ha ! Ne aşkı ?"

"Ne kafama vuruyon be deli bok. Ne biliyim kıskanmış gibiydin. "

Ders zili çalınca sınıfa çıktık. Dersler bitene kadar dönüp kıza bakmadım yani Açelya'ya. Baktığını bilsem de azarlamadım. Sadece uğraşmak istemedim. Sonunda okul bitince eve gitmek için çantamı alırken Açelya ile göz göze geldik ona sinirle bakmadığım için gülümseyecekti ama dönük bakışlarla kafamı çevirdim. Hep o salak Selim yüzünden. Al işte beyinsiz yine kolunu omzuma attı. Sinirle ve sertçe kolunu tutup omzumdan çektim. Eve yaklaştığım da birkaç gündür taşınmak için gelip giden yeni komşunun eşyalarını taşıyan insanları gördüm. Dün de annem onları yemeğe davet etmişti. Ben dışarıda o malum salak kızla uğraştığım için yeni komşuyu görmemiştim. Bu yeni taşınanların bir de kızları varmış. Taşınma bugün bitiyormuş yani bugün yerleşeceklermiş. Eski komşumuzu düşündüm acayip tonton yaşlı bir kadındı. Ona hep gelip geçerken selam verirdim. Merdivenleri çıktıktan sonra kapıyı çaldım. Kapıyı açan anneme ayakkabıları çıkarırken komşular tamamen taşındı mı diye sordum. Ve annemde onayladı ayrıca onaltı akşam yemeğine davet etmiş. Tamam dedikten sonra odama girip üzerimde ki sevimsiz okul üniformasını çıkardım. Açık renk dar kotumu ve üzerine de V yaka beyaz üzerinde yazılar olan tişört giydim. Akşam saat 7 de babam geldi ve yarım saat sonra kapı çaldı. Büyük ihtimalle gelen yeni komşulardı.







KABA KAHRAMAN LGBTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin