1.2

412 34 15
                                    

Aradan iki hafta geçmişti ama Min Yun'un tek yaptığı sabah erkenden işe gidip gece geç saatlerde eve dönmekti. Yorgun argın bir gün daha kendisini yatağına atarken çoktan uyuduğunu düşündüğü Min Ji kapısını tıklatarak içeri girmişti.

"Uyuyacak mısın? Seninle konuşmak istiyordum da."

Min Yun başıyla müsait olduğunu onaylarken Min Ji'nin yanına oturmasını izledi.

"Bugün Chae Rim'le de konuştum. Minhyuk yakınlarda bir ev bulmuş. Üç gün içinde taşınacağız."

Min Yun işi yüzünden ne Chae Rim ve Sun Hee'yle, ne de Min Ji'yle konuşabilmişti. Yazımda hatalar olmuştu ve baskıyı çıkarabilmek için baştan her şeyi düzenlemek zorunda kalmışlardı. Duyduklarıyla yorgun yüzü üzüntüyle asılmıştı.

"Gitmene gerek yoktu. Burada istediğin kadar kalabilirsin."

Min Ji duyduklarıyla gülümsemişti.

"Chae Rim de aynı şeyleri söyledi. Hatta beni odama kilitleyip esir tutacağını da söylemişti. Ama işin aslı.. Kendi düzenimizi oluşturmalıyız. Biliyorsun Minhyuk da Hyun Woo'nun kafesinde çalışmaya başladı."

Min Yun iç çekerek onu onayladı. Min Ji gidince çok eksik hissedecekti. Görüşmeye devam edecek olsalar da kalmasıyla aynı şey değildi.

"O zaman söz ver, çağırdığımızda gelip bizimle kalacaksın.. Yoksa Chae Rim'e planında yardım etmek zorunda kalacağım."

Min Ji kendini tutamayıp kahkaha atınca Min Yun da gülmüştü. O sırada kapısının açıldığını ve iki kafanın içeri baktığını görmüştü.

"Neler karıştırıyorsunuz siz burada?"

Chae Rim elini beline koymuş ikiliye bakarken yüzü gülmeye başlamıştı.

"Yoksa.. Kalması konusunda onu ikna mı ettin?!"

Sun Hee'yle ikisi mutlulukla birbirlerine bakarken gülümsemeleri çok uzun sürmemişti.

"Arada gelip kalmak dışında taşınıyorum kızlar. Lütfen bana kızmayın."

Diğer ikili de yatağa geçtiğinde birbirlerine sarılmışlardı.

"Neden kızalım? En azından Minhyuk her gece pencereden bağırmak zorunda kalmaz.."

Sun Hee'nin dediğine gülmüşlerdi. O sırada karşı evden gelen sesle hepsi pencereye yönelmişti.

"Min Ji! Min Jii~! Seni özledim... "

°°°

Changkyun evdeki telaşa anlam veremiyordu. Minhyuk akşam gelince toplanmaya başlayacağını söylemişti. Çok uzaklaşmayacakları için Changkyun rahattı. Sadece iki sokak arkada bir ev tutmuşlardı. Hoseok ise bir markadan mankenlik teklifi almıştı ve bunun için hazırlanıyordu. Bugün bir yere gitmeyip Hyungwon'a bakacak olan kişi kendisiydi.

Hoseok da evden çıktıktan sonra Changkyun Hyungwon'un yanına oturmuş ve sıkıntıyla telefonuna bakmaya başlamıştı.Başını umutsuz bir şekilde Hyungwon'un omzuna yasladıktan sonra hızla bir nefes verdi.

"Hala görüşemediniz mi Changkyun?"

Telefonuyla uğraşan Hyungwon başını Changkyun'a çevirmişti.

"Hayır, iş yerinde bir sorun  olduğunu söyledi. Sabahları sırf bir iki kelime konuşabilmek için erken kalkıp bir şeyler almaya gidiyorum."

Hyungwon bu dediğine gülmüştü.

"Hiç yemediğin şeyleri alma sebebin bu demek."

Neighbor//Im ChangkyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin