Neighbor//Im Changkyun

0.7

"Kalk hadi uykucu şirin!"

Min Yun açılan perdenin ardından gözünü yakan güneş ışığıyla uyanmıştı. İlk iş günü olduğunu hatırlayınca yerinden sıçrayarak kalktı. Heyecanla hazırlandıktan sonra bir şeyler yemek için mutfağa geçmişti. Telefonunun çalmasıyla eline aldığı çatalı yerine bırakıp arayan kişiye baktı. Tae Young'un aradığını görünce de hemen açmıştı.

"Günaydın!"

Min Yun neşeli çıkan sese karşılık vermişti.

"Seni almaya ne zaman gelmeliyim?"

Min Yun saate bakarak hesaplama yaptı.

"Yarım saat sonra gelirsen yetişirim sanırım."

"Tamamdır."

~

"Görüşürüz bebeğim! Dikkatli ol."

Min Yun arkasından seslenen ve hazırlanan Chae Rim'i onaylayan bir ses çıkararak kapıyı kapattı. Heyecandan midesine ağrılar giriyordu. Yan kapının da kapandığını duyunca gözleri oraya döndü.

Uykusunu tam alamamış kapşonlu bir Changkyun görünce gülümsedi ve el salladı.

"Günaydın Changkyun!"

Changkyun bir süre algılamaya çalıştıktan sonra Min Yun'un yanına gelmişti. Gözlerini ovuşturarak kendisinden kısa kalan kıza bakıyordu.

"İşe mi gidiyorsun?"

Min Yun evet anlamında başını salladı.

"Aslında.. İlk iş günüm ve çok heyecanlıyım."

Changkyun tam konuşacakken yanlarına yaklaşan arabayla dikkatleri dağılmıştı. Arabadan inen Tae Young Changkyun'u görünce pek memnun olmamış gibi bakmış, Min Yun'a selam vermek için sarılmıştı.

"Hoşgeldin."

"Nasılsın? Heyecanlanma sakın. Hadi gidelim."

Min Yun Tae Young'un hızlı konuşmasına şaşırsa da Changkyun'a veda ederek arabaya bindi. Tae Young da el salladıktan sonra Changkyun'un sinir olan bakışları eşliğinde arabayla uzaklaşmışlardı.

°°°

"Yah, Hoseok."

"Hm?"

Oyuna dalmış olan Hoseok Changkyun'un yüzüne bile bakmadan cevap vermişti. Changkyun da bunu pek aldırmamış gibi görünüyordu. Kafasını kurcalayan şey onu çok rahatsız etmişti.

"Şu Tae Young denen çocuk-"

"Kim dedin?"

Elinde elmayla mutfaktan gelen Minhyuk Changkyun'un yanındaki boş yere oturdu ve dedikodunun kokusunu almış bir şekilde merakla dinlemeye başladı.

"Sen tanımıyorsun hyung. Bunun sevgilisi yok muydu?"

Hoseok başıyla onaylamıştı.

"Hatta Min Yun'u ağlatan şerefsiz demiştim ya, ta kendisi."

"Ben olayı anlamadım ama.."

Changkyun Minhyuk'u duymamış gibi görünüyordu.

"Madem öyle hala neden onun etrafında? Ah, cidden sinir bozucu."

"Yah! Olayı bana da anlatın yoksa meraktan öleceğim!"

Hoseok korkarak bağıran Minhyuk'a baktı. Korkmasının ardından sinirlenmişti ve yanındaki yastığı ona doğru fırlattı.