1.7

254 18 4
                                    

Min Yun'un anlatımı:

"Min Yun, ben hemşire çağıracağım. Sen Changkyun'un yanında kal. Kihyun için yapabileceğimiz bir şey yok."

Sonunda çalışmaya başlayan beynimle Min Jee'yi onaylayan bir ses çıkarmıştım. Changkyun gözlerini açmada zorlanıyor gibi görünüyordu. Hasta yatağında boş kısma oturdum ve elini tutarak gözüne gelen saçlarını kenara çektim.

"İyisin, geçti..."

Daha çok kendime söyler gibi fısıldarken ağlamaya başladığımı fark etmem çok sürmemişti. Changkyun acıyla yüzünü buruştururken neredeyse çıkmayan sesini duymak kalbimin teklemesine sebep olmuştu.

"Herkes..n-nasıl?"

Saçlarıyla oynarken dolan gözlerimi saklamaya çalıştım.

"İyi, herkes iyi olacak."

Bu sırada doktor ve hemşireler gelip kontrol etmişti. Yan odanın önünde oluşan kalabalığa arada baksam da Changkyun'a bir şey söylememiştim. Ama Kihyun yaşayacaktı. Yaşamalıydı.

"Min Yun...!"

İçeri gülümseyerek gelen Chae Rim'le tarif edilemez bir duygu içimi kaplamıştı. Kihyun ölmemişti. Hayata tutunabilmişti.

~

Yazarın anlatımı:

"Hadi, bunu yemen gerek."

Kihyun bir kez daha odaklandığı duvara karşı başını olumsuz anlamda sallamıştı. Hyungwon'un ona uzattığı çorba kaşığını serum takılmamış olan eliyle kenara itmiş ve yataktan kalkmaya çalışmıştı.

"Henüz iyileşme-"

"Ahh!"

Aniden karnını tutarak yatakta oturma pozisyonunda duran Kihyun derin bir nefes almıştı. Sevgilisini, her şeyi olarak benimsediği insanı bir daha göremeyecekken yemenin, içmenin.. yaşamanın ne anlamı vardı ki ona göre.

"Onun yerine ben ölmeliydim."

"Kihyun-ah!!"

Hoseok artık sabrının taştığını hissettiğinde kendisini tutamamış ve sinirden kızarmış yüzüyle yumruk yaptığı elini boşluğa savurmuştu.

"Kendine gel artık. Jin Hye gitti ve elimizden hiçbir şey gelmez. Tek yapabileceğimiz onu unutmamak. Böylece yaşamaya devam edecek. İçimizde hala bize gülümseyecek ve yanımızda olduğunu hissettirecek. Böyle konuşman bir şeyi değiştirmez..."

Sonlara doğru titrek ve zayıf çıkan sesini engelleyememişti Hoseok. Kihyun'a tam iyileşene kadar söylememişlerdi, söylediklerindeyse Kihyun artık, nefes alamadığını hissediyordu.

Kihyun ağladığını gizleme gereği duymadan acısını umursamadan kalkmıştı. Karnındaki dikişleri zorlarken odaya yeni girmiş olan Minhyuk'a istemeden de olsa sert bir şekilde omuz atmış ve odadan çıkmıştı.

"Ne...oldu?"

Minhyuk ve Min Jee şaşkın bir şekilde Kihyun'a bakakalmıştı.

****

"Hyung..."

Changkyun elinde hazırladığı hazır ramenle bahçede tek başına ağlayan Kihyun'un yanında yerini almıştı.

"Seni iyi gördüm."

Kihyun Changkyun'a bakmadan başını sallamıştı. Changkyun ona yardımcı olmak istiyordu, artık kendisine gelmesini sağlamak istiyordu. Abisinin dinleyip dinlemeyeceğini bilmese de içinden geçenleri olduğu gibi anlatmak istemişti. Elini abisinin sırtına atıp sırtını sıvazlarken elindeki rameni ona göstermişti. Kihyun hayır anlamında başını salladığında zorlamak istememişti. Rameni kendi önüne çekerken derin bir nefes vermiş ve konuşmaya başlamıştı.

Neighbor//Im ChangkyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin