3

11.5K 560 72
                                    

"Musti abi ordan bana bir lolipop atsana abi!"diye karşıda duran biricik mahalle bakkalımız Mustafa abiye seslendim.
"Sen yeter ki lolipop iste gız!"diye bağırıp bana her zaman benim için yanında taşıdığı bir tanecik lolipopumu bana attı. Yakalayıp ona teşekkür ettikten sonra Alya ile birlikte okula yürümeye başladık. Okulun son günleri olsa dahi okula gidiyorduk. Neden mi? Çünkü okul tüm gününüzü evlilik programı izleyip sürekli size kısmet arayan teyzelerle geçirmekten bin kat daha iyidir.
"Ders ne kanka biliyor musun?"diye soran Alya'ya
"Sanırım matematik."dediğimde yanaklarını şişirip pufladı. Matematik hocamız yani Murat Hoca abimlerin bize söylediği takma adın bulucusuydu. Okula vardığımızda sınıfa çıkıp sıramızı aradık. Bir tanecik kat görevlisi sürekli sıraların yerini değiştirdiğinden sürekli arıyorduk. Neyse ki bizim sıramız kendini çok belli ediyordu. Sıranın üstü komple BTS ile ilgili yazılar ve Alya'nın çizdiği(bana göre kendisi illüminati mensubu) anime karakterleri gözleri vardı. Hemen sıraya yamulup dersin başlamasını bekledik. Ders başlarken telefonuma gelen mail ile dünyadan koptum. Mailde
Katıldığınız yarışma sonucunda son elemeye kaldınız tebrikler. Eğer bu kademeyi de geçerseniz 8. BTS üyesi olma hakkına sahip olacaksınız. Elemeler 15 Haziran saat 16:45'te Seoul'de BigHit ana binasında olacaktır.
Yazıyordu. Okumayı bitirir bitirmez
"Oha lan oha!" Diye bağırmaya başladım. Ben telefonu sırama bırakmış sınıfın yerinde çığlık atarak yuvarlanıyordum. Alya'da maili okumuş olmalı ki sevinçten kahkaha atıp sevinç dansı yapmaya başlamıştı. Sonra birden aklıma gelen şeyle yerden kalktım
"Kanka burada Seoul' de diyo ve bahsettiği tarih iki gün sonra biz ailemi nasıl ikna edecez lan!" Diye bağırdım. Sonra ise kafama inen hafif darbe ile yerden kalktım. Tam vuran kişiye küfür edecek iken vuran kişinin Murat hoca olduğunu görünce sırama oturup sıraya sindim.
"Siz iki malzeimer ne yapıyorsunuz sınıfın içinde?" Diye sorunca hocaya gülümseyip
"Hocam artık karşınızda matematik te üstün başarılarından dolayı malzeimer 2 lakabını alan Derin değil Kore'ye hayallerinin peşinden gi-"
"Hocam artık şunları dinlemeyip derse geçebilir miyiz?" Diyerek sözümü kesen Atacan'a ters ters bakarken Alya
"Ya okul bitti zaten ne dersi?!"diye Atacan'a kızıyordu. Murat hoca ise ikimizinde tınlamayıp film açtı.
.........
Eve gelir gelmez anneme olanları anlatmalıyım diye düşündüm sonuçta hemen bilet alıp gitmeliydim. Alya ile beraber odadan çıkıp salona gittik. Bunlar da mübarek salonda mı yaşıyor diye düşünebilirsiniz ki bu çok iyi bir nokta bizim tek ortak vakit geçirdiğimiz yer salon. Salona dalmama ile işimin daha da zorlaştığını gördüm. Çünkü şu an tam karşımda koltuğa yayılmış babam oturuyordu. Alya'ya baktığımda o da bana umutsuzca baktı. İkimiz de aynı andan sessizce 'Fighting!' Deyip hareketini yaptık. Ardından tam kadro oturan ailemin yanına oturup ön hazırlığımı yapmaya koyuldum
"Şimdi benim bir tanecik ailem. Sizi hep sevdim. Çünkü siz mükemmelsiniz. Böyle bir ailem olduğu için çok şanslıyım çünkü mükemmel bir annem yakışıklı bir babam ve hayatımda sahip olabileceğim en ama en harika abilere sahibim." Şu son cümlem yüzünden her an kusabilirdim ya neyse.
"Siz var ya siz bu dünya-"
"Artık ne istediğini söyler misin?" Diyerek sözümü bölen anneme gülümseyip bu işkenceyi bana daha fazla çektirtmediği için teşekkür ettim.
"Şimdi anne hani ben sana demiştim ya Kore'ye gitsem olur mu diye?" Annem başını sallayınca devam ettim.
"Şimdi anne ben bir yarışmaya katıldım. Yarışmanın ilk elemesini geçtim. 2 gün sonra da Kore'de bir eleme daha var ona gitmem gerek." Dedim. Babam anında yattığı yerden doğruldu ve
"Ne yarışması bu?"Dedi. Şimdi eğer ne yarışması olduğunu söylesem beni gebertirler ancak onlara yalan söylemek istemediğimden her şeyi söylemeliydim.
"Bir grup var onun 8. Üyesi olabilirim eğer bu elemeyi geçersem."dediğimde Yankı abim tek kaşını kaldırarak
"Hangi grupmuş bu?" Deyince Alya
"Desek bilcen sanki!" Dedi. Annem de Alya'nın koluna hafifçe vurup
"Üyeler kim?"deyince şimdi ayvayı yedik dedim.
"7 üye. Namjoon, Seokjin, Minyoongi, Hoseok,Jimin,Taehyung,Jungkook." hiçbiri Korece isimlerin cinsiyet ayrımını yapamadığı için bir şey anlamamışlardı. Alya derin bir nefes alıp
"7 si de erkek." Deyince su içen Yaman abim suyu püskürtürken babam öksürmeye başlamış Yalın abim koltuktan düşmüş Yankı abim ise evde yankılanan
"OHA!" Sesini çıkaran şahıs olmuştu. Annem ise Alya'ya 'zenginler mi? Kaç evleri var? İyi para kazanıyorlar mı? 'Gibi sorular yöneltmekle meşguldü. Babamın öksürüğü geçince bana
"Bunu aklından bile geçirme oraya gidemezsin!" Dedi. Ardından hızla salondan ayrıldı. Bense arkasından ağzım açık baka kalmıştım. Annem benim üzgün olduğumu görünce
"Merak etme ben onu ikna ederim." Dedi. Ardından babamın peşinden gitti. En büyük ağabeyim Yankı abim
"Sence babam izin verse bile bizim vereceğimizi düşündüğünü söyleme." Deyince
"Babam yokken sizin izniniz lazımdı annemi ikna etmem için ama artık annem razı olduğuna göre siz kim köpeksiniz ki sizin izninizi alayım!" Dediğimde. Alya da omzuma kolunu atıp
"Aslanım be yürü hadi!" Deyince Yankı abim
"Nah sana Kore!" Diye bağırdı. Biraz ama çok az ürkmüş olabilirim. Alya da öyle olmalı ki elimizdeki kozu ortaya koyarak
"Abi eğer gitmemize izin verirsen-" diyecek iken Yalın abim
"Sen hayırdır sen nereye?" Deyince Alya
"E ben de bir tanecik yafrumu elin yurduna tek başına gönderemem. Yerler bunu orada. Baksana hala çok küçük!" Diyerek yanağımı sıktı bende abim ikna olsun diye başımı salladım. Yaman abim
"Sanki senin ondan bir farkın var." Deyince ona gözümüzü devirdik. Sonra ben Alya'ya artık kozumuzu söylemesi için koluna geçirdim. O da kolunu tutarak
"Ne vuruyon lan!" Dedi. Bazen neden hikayelerde ki gibi işaretleri anlayan bir arkadaşım yok diye merak ediyorum ama yapacak bir şey yok Allah böyle yaratmış.
"Eğer gitmemize izin verirlerse ne olacağını söyler misin?" Dediğimde gülümseyip
"Haa!" Dedi. Ardından abilerimize dönüp
"Şimdi abicim biliyorsun Azra abla bizim komşumuz." Deyince abim hemen bize yaklaştı. Alya'nın bahsettiği kişi abimin yıllardır sevdiği kızdı . Biz Alya ile bakışıp ibne gülüşümüzü yaptık ardından abime dönüp
"Şimdi Yankı abi son duyduğuma göre Azra abla biriyle çıkmıyor. Biz iki çöpçatan olarak bence aranızı yapabiliriz."deyince abim anında
"Cehenneme bile gidebilirsiniz sonuna kadar arkanızdayım." Dedi. Tabii en büyüğümüz o olduğu için diğer abilerim bir şey diyemedi.
Alyayla odama geçtik ve kendimizi yatağa atıp tavanla konuşmaya başladık.Biz genelde odamda üç kişi oluruz ;ben,Alya bi ee yakışıklı tavanımız.Üçümüzde babamın Kore işine evet demesi için dua ediyorduk.Yaklaşık bir 1:30 saatlik duadan sonra duayı bitirdik ve Alyayla birbirimize bakıp yine aynı anda"Fighting"dedik ve birbirinize amaçsız bakışlar atmaya devam ettik.
Bir anda kapı çalmasıyla birbirimize bakmayı kestik ve kapıya doğru baktık.Kapı arasından bakan babam "Giriyorum"dedi ve içeri girdi.Ooooo o da nesi iki tane uçak bileti vardı elinde.Önce gerçek mi,değil mi anlamak için Alyayla birbirimizi çimdikledik (evet kesinlikle gerçekti çünkü ikinizde aynı anda "Ya napıon vahşi nane"demiştik)babam bize "kesinlikle normal değiller"gibi baktı ve "Kore'ye gidebilirs-"diren babamın kucağına atladım ve ona teşekkür etmeye başladım Alya ise babamdan biraz çekindiği için Ona teşekkür edip kendi çevresinde tepinmeye başlamıştı.
Biz sevinçten kudururken bir anda Alya'nın telefonu çaldı,arayan babasıydı.(Babası Onu sadece önemli durumlarda arardı)
Alay banyoya babasıyla konuşmaya gitti.
...
Geri döndüğünde suratı düşmüştü(yere değil tabi)Ona"Ne oldu?"diye sordum ve "Sanırım ben gelemiyorum?"dedi ve devam etti "Babam aradı işte bizim bi yakınımız ölmüş yarın cenazesine gidip biraz orda kalıcakmışız ."dedi.
Alya'nın ailesi hep böyleydi ne zaman biz bir plan yapsak illa bir yerden patlamasını sağlarlardı ama ailesiydi.Babam da Onu öyle görünce birşey diyemedi ve "O zaman bilet iptal mi?"Dedi. Alya ona üzgünce başını sallayınca daha fazla dayanamayıp üzerine atladım.
"Üzülme eşşek. İşin bitince gene gelirsin. Ben sana ger zaman açığım. Hem kazanıp kazanmayacağım hala belli değil."dediğimde o da gülümseyip
"Kazanacaksın sen ben sana inanıyorum." Dediğinde gülümsedim. Sıkıca birbirimize sarıldıktan sonra benim bavulumu hazırlamaya başladık. Olursa kazanırsam orada kalacağımdan baya bir eşya koymuştuk. Bavulu da kapatırken Alya üstüne oturmuş ben kaslı kollarımla kapatmıştım.(yazar notu: hdjdjdkdk çok kaslı da kendisi jdkdkdk) Alya'nın annesini ikna ederek Alya'nın da beni yolcu etmeye gelmesini sağladık.
..................
Sabah olunca heyecanla kahvaltı masasına gittik. Hemen tıkınıp onları bekledim. Sonunda ailecek hazır olunca havalimanına gittik. Babamın işi yüzünden yurt dışına 1 aylığına gittiğimiz falan olduğundan siyah pasaportum vardı. Vize de olmadığından kolayca uçabilirdim. İlk olarak şu hayatta en çok değer verdiğim insana Alya'ya sarıldım ve
"Beni bekletme olur mu vahşi nanem."dedim. O da beni sıkarak
"Bekletmem pandam." Dedi. Ondan gülümseyerek ayrıldım. Anneme ve babama sarılırken ikisinin de ağladığını gördüm. Onları sıkıp
"Sakin daha kazanmadım." Dedim. Annem omzuma vurup
"İnşallah kazanırsın kuzum." Dedi. Onlardan da ayrılıp üç ayıma sarıldım. Tam kesin bana erkekler hakkında nutuk çekeceklerdi ki onlardan ayrılıp kontrollere girdim. Umarım bu yarışmayı kazanır ve hayallerime ulaşırdım.

Yok Artık!//BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin