Hep bir kurtarıcı bekleriz. Kurtarıcı saydıklarımız kurtarılmaya muhtaç duruma düştüklerinde, anlarız ki tek kurtarıcı kendimiziz. Çaresizce, dönüşün olmadığına ve çarenin tek yoldan geçtiğine inanmışlardı. Bütün gözler bana çevrilmiş, bütün umutlar bana inanmıştı. Kalpler oyunun tekrardan başlaması için yola çıkmıştı. Hepimiz yanlış yoldaydık.
Yaşlı adam ve kızıl saçlı kız yerde duran resmin yanına gidip, arkasındaki yazıları incelemeye başladılar. Yaşananlara anlam veremiyor sadece gitmek istiyordum. Tekerleklerimi hızlıca kapıya doğru sürüp, odadan çıktım. O an da, yaşadıklarım gözümün önüne geldi. Odadaki sesler, yaşlı adamın konuşmaları, kızıl saçlı kız beynimde kıpırdayıp duruyordu. Yaşanılanlar rüya değildi. Hayatım boyunca belkide böyle bir anı yaşamayı beklemiştim ve şimdi kaçıp gitmek istiyordum. Durdum ve geri dönüp, gerçekten de neler olduğunu öğrenmek istedim. Sonra ya onlarla kalacaktım, ya da bir daha dönmemek üzere burayı terk edecektim. Odaya girmeye karar verip, biraz önce kaçarcasına kapattığım o kapıyı sakince açmaya çalıştım. Fakat açılmıyordu. Birisi içeriden kilitlemiş olmalıydı. İyice sinirlenip, açmaları için kapıyı yumruklamaya başladım. Hiçbir karşılık alamıyordum. Kapıyı açabilmek için bir şeyler aramaya başladım. Kapıyı kırmam gerekse bile, bir çekiç bulup açacaktım o kapıyı. Beni böylesine bir olayın içine sokan insanlara, ne olup bittiğini sormak hakkımdı. Her şeyi öğrenmek hakkımdı. Tüm çekmeceleri karıştırmaya başladım. Hepsi tıpkı raflar gibi bomboştu. Dükkan sanki hiç açılmamış, buraya daha önce hiç kimse gelmemişti. Biraz daha etrafa bakınınca kasanın yanında duran, halka şeklinde bir tele dizilmiş anahtarları gördüm. Bunlardan biri mutlaka bu kapıyı açmalıydı. O kadar hırslanmıştım ki anahtarları denerken geçireceğim zaman bile fazla geliyordu. Hemen içlerinden birini seçip, anahtar deliğine soktum. Şanslı olduğumu düşündüm. Onca anahtar arasından, ilk denediğim kilidi sağa doğru çevirdi. İşte şimdi tekrardan o odada olacak ve ne olup bittiğini sonunda öğrenebilecektim. Kapıyı kendime doğru çektim. O an emin oldum. Yaşadıklarım bir oyundan ibaret değildi. Rüyada değildim. Büyülü bir dünyanın, kapısının önündeydim. Kapının ardında ne bir oda , ne bir sandalye, ne de yaşlı adam ve kızıl saçlı kız duruyordu. O bomboş oda yerine, karşımda yemyeşil bir orman vardı. Odada ki fısıltılar yerini cıvıl cıvıl kuş seslerine bırakmıştı. İnanamıyordum. Gerçek olamayacak kadar güzel olmasına rağmen, tüm gerçekliğiyle önümde duruyordu. Hiç el değmemiş, insanlıktan uzak kalmış, saklanmayı başarabilmiş bir yerdi burası. Dünyanın ilk kuruluşuna şahit oluyordum sanki. Hiçbir canavar bu ormana elini sürememiş, çiçeklerini koparamamış, ağaçlarını kesememiş, havasını kirletememişti. Yavaşça oyuncakçı dükkanının tahta zemininden, bu büyülü dünyanın yeşil çimenine doğru tekerleklerimi sürdüm. Mavi çizgileri olan bir kelebek uçup, hemen ileride ki bir çiçeğin üzerine kondu. Kuş seslerinin verdiği huzura, biraz ileride olduğunu tahmin ettiğim nehir sesi eşlik ediyordu. Yavaşça su sesinin duyulduğu yöne doğru ilerledim. Tam da tahmin ettiğim gibi, masalımsı bir nehir bütün canlılığıyla karşımdaydı. Hemen daha da yaklaşıp elimi o buz gibi suya daldırdım. Öylesine güzel, öylesine ferahlatıcıydı ki bir ömür oracıkta kalabileceğimi hissettim. Tam dalmak üzereyken, su da kendi yansımamı gördüm. Biraz önce ki arayışım , bu kadarcık bir hoşnutlukta kendini rahatlamaya bırakmıştı. Ne yapıyordum ben? İnsan bu kadar kolay nasıl kanabiliyordu, dünyanın güzelliğine? Bir an da kendimden geçmiştim. Hemen buradan çıkmam gerekiyordu. Burası sahte bir dünyaydı. Burada sonsuz bir huzur içinde tüm gerçeklikten uzak yaşayabilirdim ama çıkıp o odayı ve gerçekte ne olup bittiğini öğrenmem gerekiyordu. Hızlıca tekerleklerimi geldiğim yöne doğru geri sürmeye başladım. Kapıyı açıp, tekrardan huzur kokulu çimenlerden, kuşku dolu tahta zemine geldim. Bir an, " Acaba hangisi gerçek dünya?" diye düşündüm. O olağanüstü şekilde kapının ardında duran dokunulmamış hayat mı? Yoksa bu içine tıkıldığımız dört duvar mı? Hemen elimde tuttuğum anahtarlardan başka birini seçip, odayı bulma umuduyla tekrardan anahtar deliğine soktum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎴(O.Y.U.N)🎴 ''ATEŞ TOPU''
Fantasy🎴 Seçildim. 🎴 Yüzyıllar sonra tekrardan hayat bulacak oyunun, direnişçilerinden biriyim. Her oyun farklı bir kapı demektir. Kuralları değiştirmeyi öğrendiğiniz an oyun gerçeklikten çıkıp, zihinsel yapınızın bir ürünü olmaya başlar. Oyunca...