Oda da işim bitmişti. Daha fazla burada durmamın bir anlamı olmadığından evime gidip tüm olanları sakince düşünmek istiyordum. Odadan yavaşça çıkıp, oyuncakçı dükkanına döndüm. Oyuncakçı dükkanı aynı bıraktığım gibiydi. Yine ortalıkta kimseler yoktu. Seslenmeme rağmen, hiçbir yanıt alamıyordum. Oradan hemen çıkmak için kapıya yöneldim. Kapıyı ittirip açmaya çalıştım fakat kapı kilitlenmiş olmalı ki açılmıyordu. Hızlıca ittirmeme, rağmen kapıda hiç bir kıpırdama yoktu. Ne olduğunu anlayamıyordum. Hemen etrafta bir anahtarın olup olmadığına bakınmaya başladım. Fakat hiçbir yerde bu kapıyı açacak anahtara rastlamadım. İlk kez korktuğumu tam anlamıyla hissedebiliyordum. Yalnızdım. Hala hiç birşeyden haberim yoktu. Ve sıkışmış gibi hissediyordum. Bir şeyler olmalıydı. Mutlaka bir yerlerde yaşadığım durumu açıklayacak bir şeyler olmalıydı. Oyuncakçı dükkanı gezmeye başladım. Kapının kilitli olmasından başka farklı olan hiçbir şey yoktu. Elimden geldiğince yaşlı adama sesleniyordum fakat hiçbir karşılık alamıyordum. Raflardaki oyuncaklar aynı yerlerinde duruyordu. O an Nazlı Bilgin'in yanına gitmek istedim. Onun beni duyabileceğini biliyordum. Ama bir cevap alabileceğimi ummuyordum. Yinede aklıma gelen en iyi şey buydu. Hemen durduğum yerin bir arka rafında duran Nazlı Bilgin'in yanına gittim. Kızıl saçları, kıpkırmızı gözleri, beyaz elbisesi ile rafta sessizce oturuyordu. Uzanıp onu elime aldım. Tıpkı daha önce Elektrokanat'ıma yaptığım gibi bir şeyler bulmaya çalıştım onda. Bir tepki vermesini, olanları açıklamasını bekledim. Oysa sadece bir oyuncaktı ve ruhsuz bir şekilde sadece vardı. Tek hissettiğim, sanki bir önceki karşılaşmamızda ki güvensiz bakışları yok olmuş olmasıydı. Raflara doğru uzanıp Nazlı Bilgin'i aldığım yere geri bıraktım. Tam bırakırken hemen altında olan oyuncak ilgimi çekti. Bu oyuncağı daha önce hiç görmemiştim. Yeni koyulmuş olmalıydı. Kıvırcık, kabarık, mor saçları vardı. Gülen, kocaman bir ağzı. Üstünde de uzun kareli bir tulum vardı. Kırmızı bir burun ve kırmızı kocaman ayakkabıları. "Kırmızı kocaman ayakkabılar " diye içimden geçirdim. Gördüğüm oyuncak bir palyaçoydu ve eğer aklıma gelen olasılık imkansız değilse, o yaşlı adam tam karşımda, bir oyuncak olarak duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎴(O.Y.U.N)🎴 ''ATEŞ TOPU''
Fantasy🎴 Seçildim. 🎴 Yüzyıllar sonra tekrardan hayat bulacak oyunun, direnişçilerinden biriyim. Her oyun farklı bir kapı demektir. Kuralları değiştirmeyi öğrendiğiniz an oyun gerçeklikten çıkıp, zihinsel yapınızın bir ürünü olmaya başlar. Oyunca...