Bölüm 4: Sürpriz Kutlama

236 16 4
                                    

(Yeni bölüm geciktiği için çok özür dilerim, ama bu hafta hem matematik,hem fizik, hem tarih hem de sağlık sınavım vardı.. Özür olarak yeni bölümü en yakın zamanda yollayacağım..)

Eve geldiğimde hızla odama çıktım. Babamla daha fazla konuşmak istemiyordum. Çantamı yere fırlatıp üstümdekilerden kurtuldum ve kendimi sıcak suyun kollarına attım. Sıcak suyu seviyordum. Gevşememi sağlıyordu.

Pembe pijamalarımı giyinip, saçlarımı kuruttum ve yukarıdan topuz yaptım. Bir kaç saat ödevlerle uğraştım ve yatağama geçip televizyonu açtım.

Sabah kalktığımda boynum çok ağrıyordu. Anlaşılan televizyon izleyeyim derken uykuya dalmıştım ve boynum tutulmuştu. Ellerimle boynumu ovuşturduktan sonra aşağı inip kahvaltı sofrasına oturdum.

''Demek hanfendimiz aşağı inmeyi tenezzül etmiş!'' dedi babam imalı imalı. O böyle yapınca onu boğasım geliyordu ama gözlerimi devirmekle yetindim. Kahvaltımı sessizce ettikten sonra odama geri döndüm. Altıma mini mavi bir etek üstüne de beyaz süslü bir askılı.. Ayağıma da beyaz babetlerimi geçirdikten sonra çantamı da alıp okulun yolunu tuttum.

Giriş kapısından girerken yine o yakışıklı çocuğu gördüm. Bu sefer yanında başka bir kız vardı. Caleb'in söylediklerini hatırlayarak gözümü onlardan ayırdım. Bu çocuk benim tüğlerimi ürpertiyordu.

Sınıfa girdim ve çantamı Mia'nın sırasının yanına koydum. Etrafta bizimkileri aradım ama yoklardı. Bahçededirler diye düşündüm ve dışarı çıktım. Caleb'i gördüğümde ona el salladım ve yanına gittim.

''Selam, Mia'yı gördün mü?'' dedi Caleb.

''Hayır ben de sana soracaktım! Kantinde olabilir mi acaba?''

''Hayır, ben oraya baktım zaten.. Aslında okulun her yerini aradım ama yoktu..''

''Belki bu gün gelmemiştir..''

''Çantası sınıfta değil mi?''

''Bilmiyorum ki, dikkat etmedim.. Biz yine de bi arayalım..'' dedim ve cebimden telefonumu çıkardım. Dün Mia'nın telefonunu kaydetmeyi unutmuştum.. O yüzden telefonumu cebime sokup Caleb'inkini istedim. Mia telefonu 5. çalışta anca açmıştı.

''A-alo?'' derken sesi endişeli çıkıyordu.

''Mia! Ben Jasmine, nerdesin sen?''

 ''Ödümü kopardın! Evdeyim, bu gün okula gelmiycem.''

''Neden? Hasta mısın yoksa?''

''Yok. Bu gün Caleb'in doğum günü de ona süpriz parti hazırlıycam, bir sürü iş var halletmem lazım, birazdan dışarı çıkçam.''

''AAA, bu gün onun do-''

''Kızım yanındaysa sus! anlamasın.. Süpriz diyorum!''

''He! Ok''

''Sen de gel istersen, bana yardım edersin...''

Okulda bütün gün mal mal ders dinlemek istemediğim için ''Tamam, nerde buluşucaz?'' 

''Sen eve git! Üstüne rahat bişey giyin, önce alışveriş yaparız sonrada parti salonunu kontrol ederiz.. Bi kaç süsleme işi var onları yaparız.. ''

''Tamam..''

''Telefondan bana evin adresini yollamayı unutma!''

''Tamam, bay'' dedim ve telefonu kapadı.

Caleb bana sorgu dolu gözlerle bakıyordu.İyice telaşlanıp ''Nolmuş?Bişeyi mi var?'' dedi.

''Hayır.Neyse ben gidiyorum, sonra görüşürüz!'' dedim ve konuşmasına izin vermeden sınıfa gittim. Çantamı alıp eve yürüdüm. Mia'nın numarasını Caleb'in telefonundan ararken ezberlemiştim ve telefonuma kaydetmiştim. Mesajla adresi yollayıp kıyafet odama girdim. Mia rahat bir şeyler giyin demişti. Altıma siyah bir tayt üstüme de pembe bir tişört geçirdikten sonra ayağıma da pembe spor ayakkabılarımı geçirdim ve çok da süslü olmayan siyah çantamı aldım. Telefonumun titreme sesiyle elime aldım. 

MİA: Aşağıdayım,gel.

Aşağı inip evin anahtarını aldım. Sonuçta akşam geç kalabilirdim de mi? Dışarı çıktığımda Mia arabaya yaslanmış elindeki telefonla ilgileniyordu. Beni görünce gülümseyip ''Hadi bir sürü işimiz var'' dedi ve sürücü koltuğuna oturdu. Ben arabaya binmeden ona mal mal baktım. Ne yani arabayı o mu kullanacaktı? 

İçerden bana 'Ne bakıyosun,hadisene' bakışını attı. Yanındaki koltuğa oturdum ve ona dönüp ''Ehliyetin var mı?'' dedim. Başını onaylarcasına salladı ve ''Tabiki de, senin yok mu?''

''Hayır, 18yaşını doldurmadım sonuçta!'' demele küçük kahka atması bir oldu. ''Bunun için 18 yaşını doldurmana gerek yok ki şapşal , söyle babana versin parayı, al ehliyetini''

Bu dediği şey sadece filmlerde olur sanıyordum ama Mia da gerçekliğini kanıtlamış oldu. Alış veriş merkezine geldiğimizde önce yemek yedik. Sonrada teker teker bütün mağzaları seçtik. Mia esmer olduğu için beyaz, mini bir elbise, siyah ayakkabı ve siyah bir çanta almıştı.

Ben de kırmızı,mini,sırt dekoltesi olan bir elbise, siyah bot topuklu bir ayakkabı,kıyafete uygun bir kemer ve yine siyah bir çanta aldım.(Kıyafet multimedia'da var, fakat multimedia'da sırt dekoltesi görünmüyor, siz varmış gibi düşünün :D)

İşlerimizi bitirdikten sonra paritinin yapılacağı salona gittik. Birkaç süsleme işini de hallettikten sonra Caleb için aldığımız hediyeleri bir odaya yerleştirdik. Mia'nın ne aldığını bilmiyordum ama ben  ona son teknolojinin getirdiği gerçekten pahalı ve bas özelliği olan kulaklıklardan aldım. Umarım beğenir, çünkü ben onu tanıyalı henüz iki gün olmuştu ve o nelerden hoşlanır bilmediğim için kulaklık almayı düşündüm. Her şey tamamlandığında ikimiz de kıyafetlerimizi alıp Mia'nın evine gittik.Üstümüzü giyinip makyajımızı yaptık. Benim makyajım Mia'nın aksine daha koyuydu.

Belime kadar olan saçlarımın uçlarına maşayla doğal bir dalga kattım..İşte şimdi olmuştum. Yola koyulup tekrar salona gittik. Geldiğimizde insanlar daha yeni yeni salona giriyorlardı. Şimdi tek yapmamız gereken Caleb'i çağırmaktı.

Mia'yla beraber sessiz bir odaya geçtik ve Mia cebinden telefonunu çıkarıp onu aradı. Telfonu açtığında Mia konuşmayı hoperlöre aldı. İkimizde bağırarak ''Caleb yardım et!!! AAAA'' dedik. Bir yandanda gülmemeye çalışıyorduk. Caleb çok korkmuştu.

''Ne oldu? Nerdesiniz?'' 

Yaşasın kötülük kıs kıs kıs :D Adresi verip, bir kaç çığlık daha attıktan sonra telefonu kapattık ve dışarı çıkıp Caleb'i  bekledik. Yaklaşık 10 dakika sonra hızla arabayı parkedip yanımıza geldi. Sonra bizi bir süzdü ve ''Ne oldu? Ve siz neden bu haldesiniz?'' dedi.

Oyunu oynamaya devam etmek istediğim için ''İçerdeler, boşver bizi çabuk gel'' dedim ağlamaklı bir sesle ve kolundan çekip onu kıyafetlerin olduğu odaya götürdüm. Ve alışverişte onun için beğendiğimiz kıyafetleri verdim.

''Al, giy bunları''

''B-bunlar ne ya?''

''Soru sorma giy bunları hadi kapının önünde bekliyorum!'' dedim ve odadan çıktım.Bir kaç dakika sonra Caleb de çıktı. Ona şöyle bir dönüp baktığımda vaaaoovv gerçekten yakışıklı olmuştu, ama dağınık saçları işi biraz bozuyordu. Ellerimle saçlarını geriye atıp düzen verdim. İşte şimdi mükemmeldi.. O bana sorguyla bakarken kolundan çekip salona doğru sürükledim. İçeri girdiğimizde her yer karanlıktı. Bir anda ışıklar açıldı ve büyük bir kalabalık ''İyiki doğduuuuun'' diye bağırdı.

Caleb şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu.Yüzündeki şaşkınlık yerini koca bir sırıtmaya bıraktı. Mia da yanımıza geldiğinde ikimize birden sarılıp ''Çok teşekkür ederim, sizi çok seviyorum'' dedi ve iyice sıkmaya başladı. 

Sonunda bizi bıraktığında derin derin nefes aldım.. Ölüyodum azkalsın :D

Parti boyunca dans edip, karaoke yaptık. Bir kaç saat sonra da Caleb için yaptırdığımız pastayı kestik. Her şey çok güzeldi..Onu görünceye kadar...

SAF AŞIK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin