(Gençler yorum da da yazdığım için son sıralar meşgul olduğumdan gecikmeli yazıyordum ama bu hafta sınavım yok ve ben tüm gün boşum.. O yüzden bölümleri yazmam için baya bi vaktim var.. Aslında sınır koymak istemiyordum ama oylar çok az.. Yeni bölümüm şu an hazır.. 4 VOTE'YE ULAŞILDIĞI ZAMAN YENİ BÖLÜMÜ KOYUYORUM! Bu arada yorum ve vote yapan herkese çok teşekkür ederim.. Yenilerini bekliyorum.. Resimdeki Havenn <3''
Yol boyunca konuşmadık.. Beni eve bırakacağını düşünmüştüm fakat bir restoranın önünde durmuştuk.. Arabadan inmeden önce ona baktım?
''Niye buraya geldik?''
''Açsındır diye düşündüm.. Yemek yeriz..''
Gerçekten de açtım.. Eve de gitmek istemediğimden başımı sallayıp arabadan indim. Restorandan içeri girerken garsonlardan biri koşarak yanımıza geldi ve ''Hoşgeldiniz Bay Haven..'' diyip eğildi.
Bu adam nerden biliyordu Haven'ın ismini? Neyse ben sorarım bi ara :D şimdi yemek yemezsem bayılcam yane ..
Haven'ı takip edip cam kenarındaki masaya oturdum. Haven da benim karşıma oturdu.. Önümdeki menüyü alıp yemek seçmeye başladım.. Hmm.. Acaba ne yesem.. Bi tane makrana yiyim, bi de hamburger.. Doymam heralde, ayy canım pizza da çok çektii.. Bi de pizza yiyim..
Haven garsona dönüp ''Ben bi tane hamburger yicem, Jasmine sen?''
''Bi tane hamburger, mantarlı makarna, pizza bi de light kola alıyım.. Malum, formumu korumam lazım.!'''
Haven da garson da bana koca gözlerle bakıyordu. Kafamı sallayıp ''Ne?'' bakışı yaptım.. Garson gittikten sonra Haven mal mal sırıtmaya başladı.. Allam bu çocuk mal yaa.. Hem mal hem dengesiz.. Bi kızıyo, bi gülüyo! Anlamadım ki..
Yemekler geldiğinde ben nefes almadan önümdekileri bitirdim.. Tabağımdakileri silip süpürdüğümde refleks olarak başımı Haven'a döndürdüm.. Daha pizzasının yarısını bitirmişti.. Ne kadar yavaş yiyor bu çocuk? Benim ona baktığımı farketmiş olmalı ki o da başını kaldırıp bana baktı ve ''Ne oldu?'' dedi iğneleyici ses tonuyla..
''Tatlı yemiycekmiyiz?'' Ne? her yemekten sonra tatlı yiyen bir insanım.. Bu benim doğamda var bikere hıh :p
''Yuh!''
''Aman be, isteyende suç zaten!'' diyip kollarımı önümde birleştirdim.
''Hemen de tirp!''
Ona dik bakışlarımı yolladıktan sonra gözlerimi devirdim.. Eliyle garsonu çağırdı ve bana dönüp ''Ne istiyorsun?'' dedi bezmiş bir şekilde..
Nihahahahah!! Ben her istediğimi elde ederim cnm :p
''Künefe istiyorum!'' dedim bilmiş bilmiş.. Garson da lafa karıştı..''Yine light kola ister misiniz efendim?''
Garsonun bu lafıyla Haven büyük bir kahka atmaya başladı.. Ama yeter artık! Seni mi çekicem ben? Dalga geçiyolar bi de benle ya!!
Bir hışımla kalkıp sandalyemin arkasına astığım montu giyinip çantamı elime aldım.. Haven şaşırmış gözlerle bana bakıyordu. Ona aldırmadan çıkış kapısına doğru ilerledim.. Omuzma sarılan kolla yanıma baktım. Haven bana pis pis sırıtıyor..
''Napıyosun sen gerizekalı? Çek şu ellerini omzumdan!'' diye bağırdım.. Bağırmam bir kaç kişinin dikkatini çekse de umursamadım.. Haven sa hala sırıtıyordu.. Ona aldırmadan yürümeye devam ettim.. Bir yandan da elini ittiriyordum. Ben ittiriyordum, o geri koyuyordu.. Ayy yani sinirden çıldırmama az kaldı... Bu çocuk benim sabrımı zorluyo resmen!
''Ya bıraksana!'' diye bağırdım..
''Anlaşılan küçük hanım bu gün ters tarafından kalkmış.. Baya bi atarlısınız..''
''Birincisi ben küçük değilim, ikincisi atarlı da değilim anladın mı? bunu o kafana sok! ayrıca bu benim herzamanki halim'' diyip dil çıkardım..
''Desene yanındakiler yandı :D''
Bak hala dalga geçiyor yaa!!
''Seni öldürürüm çocuk ben!!''
''Tamam, tamam.. Şaka yaptım :D'' diyip beni arabaya sürükledi..
Yol boyunca hiç konuşmadık.. Sonunda deniz kenarında bir yerde durduk.. O inince ben de indim.. Arabanın garajından iki minder çıkardı.. Minderin orda ne işi varsa artık.. Kumlara doğru ilerleyip minderleri yere fırlattı.. Birisine oturup eliyle öbür minderin üstüne iki kere vurdu ve bana baktı...
Ben de yanına geçip oturdum.. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım.. Denizin altına saklanan güneş etrafa kırmızı ışıklar saçıyordu.. Ortamın sessizliği beni rahatlatmıştı.. Tabi Haven bey hiç durur mu?
''Anlat bakalım ne oldu?''
''Neye ne oldu?''
''Niye o arabanın önüne atladın?''
''Ne arabası?'' Aslında ne olduğunu biliyordum ama cevaplamak istemediğim için aptal numarası yapacaktım...
''Ne arabasından bahsettiğimi çok iyi biliyorsun..''
''Hayır, bilmiyorum!''
''Jasmine...''
''Haven..''
''Bana güvenebilirsin, kimseye bahsetmem!''
''Bunu beni tehtid eden adam mı söylüyor ha?''
''Jasmine, kimseye söylemem diyosam söylemem anlat işte, uzatma..''
Offlaya puflaya olanları anlattım. Aslında henüz yeni tanıştığım birine bunnları anlatmazdım fakat içimi dökmem gerekiyordu, yoksa patlardım..
Uzun süren bir sessizlikten dolayı uykum gelmeye başlamıştı. Kendime engel olamadan başımı Haven'ın omzuma koydum ve gözlerimi kapadım...