Bölüm 6: Hastane

197 18 6
                                    

(Resimdeki Jasmine, yorum ve oylarınızı bekliyorum <3 )

Kalp atışlarım hızlanmış, bacaklarım titriyordu. Ben son saniyelerimi sayarken kollarıma sarılan kollarla kendime geldim. Gözlerimi hala açamamıştım. Çekildiğimi anladığımda kendimi daha çok sıktım. Hıçkırıklarım sokağı inletiyordu ve ben dayanamıyordum.. Gittikçe daha çok ağlıyordum.. Bu aptal hayattan kurtulamadığım için, acıma son veremediğim için ağlıyordum...

''Ağlama'''

''...'' Gözyaşlarım gittikçe hızlanırken tek düşündüğüm bu hayattan kurtulamamaktı...

''Ağlama dedim!''

Gözlerimi yavaşça açtığımda karşımda Haven'ı gördüm. İkinci bir şoka girmemle kendimi yere attım. Gözlerim gittikçe kararıyordu. Kim bilir, bünyem ölüme hazırlanmıştı ve beni karanlıklardan ayırmaya yelteniyordu...

***

Vücudumun her yerindeki ağrı hareket etmemi engelliyordu. Gözlerimi yavaşça araladım. Yüzüme doğru tutulan beyaz ışık gözlerime bir bıçak saplarcasına çarpıyordu. Bakışlarımı biraz daha aşağıya indirdiğimde Haven'ın yanımda olduğunu gördüm.. Soluk yüzü ve şişmiş gözleriyle uykusuz olduğunu anlayabiliyordum. Sırtımdaki ağrıyla kendime geldim.. 

Birz doğrulup elimi sırtıma götürdüm. Benim hareketimle Haven yerinden fırladı.. Yüzündeki şaşkınlık bir süre sonra yerini sevince bıraktı. Hafif gülümsemesiyle bana yaklaşıp 

''Ne düşünüyordun aptal! Ölümünü izleyeceğimi mi?''

Ne anlamadım? Bi de gelmiş dalga geçiyo yaa!! 

''Sana beni kurtar diyen oldu mu? Gelmiş bi de bana artislik yapıyosun ya.. Sen kendini ne sanıyosun be? süper kahraman mı?''

''Evet!''

Bu cevap karşısında gözlerimi devirip ''Madem kahramansın beni şu dünyadan kurtarsan ya?'' dedim..

Tek kaşını kaldırıp küçük bir kahka attı.. Allamm.. Sen ne güzel gülüyosun yaa... Senin gamzelerini yiriim! Ne? Höst! Kendine gel lan...Ne gamzesi be! Bokum gibi gülüyosun işte! Hıh! Mal...

İçeri doktorun girmesiyle bakışlarımızı kapıya yönelttik..Vay anasını be! Böyle doktorum olsun, ben her gün arabanın önüne atlarım :D Yeşil gözlü,otuzlu yaşlarda, uzun ve yakışıklı doktorumuz bana yaklaşıp elindeki ilacı uzattı...

''Bir şeyin yok, stresten dolayı kısa süreli bayılmışsın. Başın biraz şiş , mide bulantın ya da baş ağrın olursa mutlaka bize haber ver.. İlacı da günde iki kere içmen yeterli. Sabah ve akşam.. Durumun iyi olduğu için işlemleri yaptıktan sonra çıkabilirsin..''

Gülümseyip elindeki ilacı aldım. Doktor kapıdan çıkıp gitmişti fakat gözlerim onun arkasından bakmaya devam ediyordu. Haven'ın sahte öksürüğü ile kendime geldim. Elimdeki ilaçları alıp '' Sen eşyalarını falan al, ben işlemleri halledip geliyorum.. sonra da çıkarız..'' dedi..

''Çıkarız?''

''Evet...''

''Hayır efendim, sen yoluna ben yoluma..''

Ben sözümü bitirmeden gülümseyip gitti.. Gerizekalı işte.. Ben eşyalarımı topladıktan sonra Haven'ı beklemeden çıkış kapısına yürüdüm. Kolumda hisettiğim elle yanıma baktım. Haven bir yandan gülümsüyor bir yandan da beni çekiştiriyordu..

''Ya, bıraksana!!'' Ben her  ne kadar söylensemde beni çekiştirmeye devam ediyordu.Yere çömelip haretket etmemi engelledim..

Bakışlarımı ona döndürdüğümde tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.. Ben de ''Zaaa'' der gibi otuz iki diş sırıtıyordum.. O da aynı sırıtışı yaptığında pir şey yapacağını anlamıştım..

Eğilip beni belimden kavradı ve beni omzundan sarkıttı.. Baş aşağı durduğum için midem bulanmaya başlamıştı.. Ben bağırıp, ayaklarımla Haven'a tekmeler savururken insanların bize baktığını yeni farketmiştim. Utançla ellerimle yüzümü kapattım.. Haven beni arabaya oturttuğunda kaçmama izin vermeden kapıyı kapadı ve sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

Aslında diretirdim ama eve dönüp babamla tekrar karşılaşmak istemediğim için susup sakince oturdum...Bu gün oldukça uzun sürecekti o kesin...

SAF AŞIK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin