(Fotoğraftaki Haven...Bu bölüm kısa oldu ama oldukça güzel olduğunu düşünüyorum ve yeni bölümü de erkenden yazacağım..Umarım beğenirsiniz yorum ve votelerinizi bekliyorum!)
Parti boyunca dans edip karaoke yaptık.Bir kaç saat sonra da Caleb için yaptırdığımız pastayı kestik.Herş şey çok güzeldi...Onu görünceye kadar...
Altındaki siyah kot ve üstündeki siyah gömlekle oldukça yakışıklı duruyordu. Şaşırtıcı olansa yanında kız olmamasıydı. Ahh .. Yani var ya diycek bişey bulamıyorum.. Sanki söylediklerimi duydu da bilerek yapıyor bunu!
Yanına gelen kıza tek kaşını kaldırıp baktı ve elini kızın beline doladı, ben daha ne olduğunu anlamadan deli gibi öpüşmeye başladılar. İğrenç! Iğğ..Bunda ne buluyolar anlamıyorum.
Mia yanıma geldi ve elini omzuma koydu ''Yüzünü ekşitmeyi bırak! Çok fazla dikkat çekiyorsun!'' dediğinde yüzümü ekşittiğimi yeni fark etmiştim. Gözlerimi kocaman açarak ''Ben mi dikkat çekiyorum? Hah :D'' dedim ve kahkayı bastım..Asıl şimdi dikkat çekiyordum. Kahka atmayı kesip montumu aldım ve dışarıya doğru yürüdüm.
Koridorda olmama ramen müziğin sesi hala geliyordu. Biraz daha uzaklaştığımda sadece topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sesleri duyuyordum.
Arkamdan gelen ayak sesleriyle yürümeyi kestim. Hızla arkamı döndüğümde onu gördüm. Koyu kahve gözlerini bana dikmiş sertçe bakıyordu. Umursamamaya çalışarak arkamı dönüp yürümeye devam ettim.
''Nereye gidiyorsun küçük hanım?'' Duyduğum sese aldırış etmeden yürümeye devam ettim.Belki cevap vermezsem bırakır giderdi.
Bileğimi yakalayan elle düşüncelerime son verdim. Başımı arkaya çevirdiğimde bana kaşları çatılmış bir biçimde bakıyordu. Çene kaslarının hareket edip durmasından dişlerini sıktığını anlayabiliyordum.
''Sana diyorum!''
''Eve gidiyorum!Bir sorun mu var?'' dedim iğneleyici ses tonuyla.
Kümümseyici bir şekilde gülümsedi ve yine ciddi haline döndü.Bana yaklaşarak ''Bak kızım, neyi bu kadar ilginç buldun bilmiyorum ama bana öyle bakmayı kes! Beni rahatsız ediyorsun!'' dedi bileğimi gittikçe daha çok sıkarak.
Canım acıdığı için biraz korkmuştum. Titrek sesimle ''Tamam.'' diyebildim. Bileğimi bıraktığında koşarak dışarı çıktım.Niye bu kadar sinirlenmişti ki? Alt tarafı bakıyordum.
Koşar adımlarla solda duran taksiye seslendim. Hızlı bir hareketle içine binip kapayı kapıdım.Kalp atışlarım oldukça hızlanmıştı. Adresi verdim. Korkarak dışarıya baktığımda onun kollarını önde birleştirmiş bana bakıyor olduğunu gördüm. Taksiye hızlanmasını söyleyip bakışlarımı başka bir tarafa çevirdim.
Evin önüne geldiğimde taksiye parasını ödeyip arabadan indim. Tam anahtarları çantamdan çıkarıyordum ki telefonum çalmaya başladı. Arayan Mia'ydı. Çağrıyı kabul edip telefonu kulağıma götürdüm..
''Alo? Jasmine iyi misin? Bir şey mi oldu?''
''İyiyim, ne oldu ki?'' dedim yalan söyleyerek..
''Neden bana haber vermeden gittin?''
''Canım sıkılmıştı..'' derken sesimin titrek çıktığını fark ettim..''Sana bir şey sorabilir miyim Mia?''
''Evet?''
''Hani bizim okulun önünde kızlarla öpüşen bir çocuk vardı ya?''
''Siyah saçlı olan mı?''
''Hah! Evet o! Onun adı ne?''
''Haven...Neden ki?''
''Iıım, şey boşver yok bişey! Neyse sonra görüşürüz!''
''Jamine!!!'' diye anırdı.
''Tamam, yarın okulda anlatırım!'' dedim ve telefonu suratına kapadım. Ekrana baktığıma 23 arama 17 mesaj olduğunu gördüm. Hepsi de babamdı! Hsiktir!
Anahtarı deliğe sokup çevirdim. Kapıyı yavaşça ittirdim ve içeri girip ayakkabılarımı çıkardım. Kapıyı yavaşça kapatıp odama çıkmak için merdivenlere doğru ilerlerim. Her yer karanlık oluğu için etrafı göremiyordum. Ben tam merdivenlerden çıkıyordum ki biri arkamdan seslendi ''Nereye gidiyorsun sen?''
İşte şimdi bitmiştim.Babamın sesine bakılırsa oldukça sinirliydi. Sessizce arkamı dönüp ''Özür dilerim sana haber veremedim, lütfen kızma!''
''Odana çık, bir ay boyunca evden okula okuldan eve! itiraz istemiyorum''
''Ama-''
''SANA İTİRAZ İSTEMİYORUM DEDİM!'' diye bağırdı. Hayır, bunu kabul edemezdim.
''Sırf büyüğümsün diye sana laf etmedim, ama yeter artık!! Yetti be yetti!! İstediğim yere giderim Anladın mı? Sana sorcak değilim!'' dememle yüzüme sert bir tokat yemem bir oldu. Başımın yana savrulmasıyla dengemi kaybettim ve yanımda duran sehpaya yaslandım. Gözlerimin arasından hızlı hızlı damlayan göz yaşlarına engel olamıyordum.. Hızla babama dönüm.
''Ne yaptın sen?'' dedim ağlamaklı bir sesle. O da bu yaptığına inanamıyordu. Hışımla odama çıktım. Sırt çantama bir kaç iççamaşırı ve kıyafet koydum,telefonumun şarj aleti,kitabım ve bir kaç şeyi daha ekledikten sonra ayağıma spor ayakkabılarımı geçirip evin çıkış kapısına yöneldim. Babamın arkadan bağırışlarını aldırış etmiyodum.
Tam çıkacaktım ki babamın bileğimden tutup beni sertçe döndürmesiyle sinirlerim iyice tepeme çıktı ve bir anda tokadı bastım.
Nasıl yaptım bilmiyorum ama yapmıştım işte. Bana kocaman gözlerle bakıyordu, sert vurmamıştım ama yinede şoka sokmuştum. Bundan yararlanıp yerdeki çantamı aldım ve hızla evden çıktım. Gözyaşlarım gittikçe hızlanıyordu ve hıçkırıklarım sokağı inletiyordu. Hiç umursamadan sağdan hızla gelen arabanın önüne atladım. Gözlerimi kapattım ve dişlerimi sıktım. Belki tek yol bu hayattan kurtulmaktı!
Ben ölürsem herşey bitmiş olacaktı! Bu aptal hayattan da babam da kurtulmuş olacaktım!!