Bölüm 10: Konferans

147 11 8
                                    

Herkese meraba. Uzunca sürenin ardından yeni bölümler sizinleee :D Umarım beğenirsiniz. Diğer Hikayem olan ''Beni Sevebilir Misin?''e bakmayı unutmayın. Yorum ve votelerınızı bekliyorum. Bundan sonra bölümlerimi ithaf etmeye karar verdim. İthaf isteyen varsa bana söyleyebilir. Resimdeki Jasmine...

BU ARADA SINIR 5 VOTE

Sabah telefonumun arsızca çalan alarmı ile uyandım. Sürünerek banyoya ilerleyip yüzümü yıkadım. Mutfak bölümüne geçip kendime kahvaltı hazırladım. Kahvaltı dediğime bakmayın bir tost ve portakal suyundan oluşuyor benim menüm..

Dişlerimi de fırçaladıktan sonra dolabımın karşısına geçtim. Uzunca bir düşündükten sonra üstüme açık mavi askılı tişörtümü, altıma da mini kot şortumu giyindim. Ayağıma beyaz konversleri geçirdikten sonra saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Hafif bir rimel ve parlatıcıdan sonra çantamı hazırlayıp otelden çıktım. Şoför beni ilerde bekliyordu. Gıcıklık olsun diye yanda duran taksiye bindim. Okulun tarifini verdikten sonra kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım. Geldiğimde parayı şoföre uzatıp hızlıca okulun bahçesine ilerledim. Haven görüş alanıma girdiğinde adımlarımı hızlandırdım ve kafamı başka yöne çevirerek yürümeye devam ettim.Mia'yı gördüğümde kantine doğru gidiyordu. Sessizce arkasına geçip gözlerini kapadım. Sesimi kalınlaştırıp

''YOV HELE ASQOM SEN NEYAPİİRSEEN?'' dedim. Bir yandan da gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum.

''Jasmine?'' dedi şaşırmış bir şekilde Mia. Ellerimi gözünün önünden çekip karşısına geçtim.

''HE BACIM BANA MI DEMİŞSEN?'' Bunlar hep izlediğim Türk dizilerinden oluyo :D

Gözlerini büyüterek bana bakarken nefesini tuttuğu için yüzü kızarmıştı. Anlaşılan o da gülmemek için kendini tutuyordu. İkimiz bir süre birbirimize böyle bakarken dayanamadık ve aynanda kahkayı bastık.. Herkes bize bakıyordu ama umrumda değil. Kendimi böyle konularda hiç tutamıyorum. 

Gözlerimizden yaşlar akana kadar güldüğümüzde karnım ağrımaya başlamıştı. Elimi karnıma götürüp sakinleşmeye çalıştım. Mia da kahkalarının arasında konuşmaya çalışıyordu.

''Zuhaha..Jasmine...Nihahaho...Bunu...hwhwja..bi daha..hahiheho...yapma..PUAHAHAHAHAHAHA''

Biraz daha sakinleştiğimizde yanımıza Caleb gelmişti. O da bize şaşırmış bir şekilde bakıyordu.

''Ne oldu size böyle?''

Elimi karnımdan çekip ''Boşver sen'' dedim. Mia da lafa girdi. ''Anlaşılan birlerinin Türklük damarı atmış.''

''Aslında bunları izlediğim türk dizilerinden öğrendim ama Türkiye'de yaşan kuzenimin de bir etkisi var tabi ki'' dedim sırıtarak.

Anons sesiyle konuşmamız bölündü. ''Bütün Öğrenciler Konferans salonuna. Kordidorları ve sınıfları boşaltın!''

***

''Evet çocuklar eminim hepiniz sizi neden buraya çağırdımı merak ediyosunuz. Bildiğiniz üzere bir kaç hafta sonra okullar arası müzik festivalleri düzenlenecek. Bu festivalde okulumuzu temsil etmesi için bir öğrenci istiyoruz. Jüri üyeleri, yani öğretmenleriniz, haftaya çarşama günü sizi burda değerlendirecekler. Değerlendirilme için okul kapısındaki kağıda adınızı yazdırın. Yarından itibaren yazılan isimler dikkate alınmayacaktır.''

AHA!

Arkadaşlar bir okuyucum bana kendi kitabından bahsetti. Ben de beğendim kitabı. Oldukça güzel..Sizin de bakmanızı öneririm...

kitabın adı: Yalnız Adımlar

SAF AŞIK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin