Öncelikle herkese merhaba. Biliyorum bana çok kızgınsınız, uzun süredir yeni bölüm paylaşmıyorum ama geçerli sebeplerim var. Babam bu yaz kalp krizi geçirdi ve benim psikolojim alt üst olmuş durumda. Ablam Almanya'da. Onu hem çok özlüyorum hem de babamın durumunu saklamaya çalışıyorum. Gerçekten zor bir süreçten geçtim.
Neyse!Ben bir önceki bölüme bir göz gezdirdim ve kendime inanamadım. Galiba bu kitaptaki en saçma bölümlerden biri olmuş. Aslında silip yeni bölüm eklemek isterdim fakat okuyucuların çoğu açıklama bölümünü okumadığınan burayı da okumayacak ve herkesin kafası karışacak. O yüzden o bölüm öyle kalıyor efendim.
Son olarak da dikkatimi çok çeken bir konu var . Son bölümü 69 kişi okumuş. Ben bu hikayeye başladığımda ilk bölümlerde en fazla 11 okuma falan oluyordu. Baya fazla okuyucum olmuş bu yüzden çok mutluyum fakat son bölümde 7 beğeni var. Arkadaş bu ne yani? Şaşırıyorum çünki hem o kadar bölümü okuyorsun hem de oy vermiyorsun. Yanlış anlamayın, size oy verin demiyorum ama kitabı beğenmiyorsanız da okumayın yani. Hayatımda böyle bir orantısızlık görmedim. Okuma sayısı fazla ama beğeni ve yorum düşüşte. Madem beğenilmiyor ben bu kitabı sileyim yani?
Daha fazla uzatmak istemiyorum. Umarım bu bölüm hoşunuza gider. Hepinizi çoook seviyorum <3
Elimdeki kalemle sorunun altını son kez çizip okumayı denedim. Yarım saattir bir soruyu baştan okuyup duruyorum. Hep şu konferans yüzünden.
Şu hayatta şarkı söylemek kadar zevk aldığım bir şey yoktur. Annemin de söylediğine göre sesim oldukça güzel. Fakat tek bir sorun var. Annem dışında kimse sesimi dinlemedi. Neredeyse her konuda cesaretliyimdir fakat iş şarkı söylemeye gelince olduğum yerde kalıyorum. Evde elime tarak alıp aynanın karşısına geçtiğimde oldukça rahat hissediyorum. Ama sahne için aynı şeyi söyleyemem.
Ben ikinci sınıftayken anneler günü gösterisi için hocamız bize bir şarkı öğretmişti. Bütün çocukların velileri konferans salonunda bizleri dinlemek için gelmişti. Şarkı söyleme sırası bana geldiğinde sahnenin ortasında öylece durmuştum. Meraklı gözler, arkalardan gelen öksürük sesleri, yüzüme vuran o spot ışığı. Öyle çok heycanlanmıştım ki müziğin başlaması ile bayılmam bir olmuştu.
O gün bu gündür bir daha hiç insanların yanında şarkı söylemedim. Söylememde. Ama şu konferans olayı aklımı çok karıştırdı. Kim istemez ki liseler arası müzik yarışmasında kendi okulunu temsil etmeyi. Gerçi ben buraya geleli kaç gün oldu ama...
Birinin kapımı çalması ile düşüncelerim son buldu.
"Girin!"
"Meraba Jasmine"
"Baba? Niye geldin buraya."
"Seninle birşey konuşmaya gelmiştim. Açsan eğer restoran bölümüne geçelim."
"Olur."
"Tamam ben seni orda bekliyorum."
"Peki."
Önümdeki kitabı kapatıp saçlarımı tokayla topladım.Aynanın karşısına kendime çeki düzen verdikten sonra odadan çıktım.
Yavas adımlarla aşağı inip restoran bölümüne geçtim. Babamın karşısına oturduktan sonra ona soran gözlerle bakmaya başladım.
"Biliyorum bana kızgınsın. Ama ben de sana çok kızgınım. Buna rağmen senden özür dilemeye geldim."
Tek kaşımı kaldırıp ona şüpheci bir bakış attım. "Bir çıkarın yok yani?"
"Saçmalama tabi ki yok! Ben sadece... Ben..."
"Ne istiyorsun?"
"Aslında yarın akşam en önemli iş ortağım olan Daniel ile bir yemek yiyeceğiz. Onun da senin yaşlarında bir çocuğu var. Yemeğe onu da getirecek ve senin de bu yemekte bulunmanı istedi."
"Benimle ne alakası var bu yemeğin?"
"Biliyorsun ki ben öldükten sonra bu şirketin başına sen geçeceksin. Bilmiyorsan da öğrenmiş oldun. Daniel'ın da tek çocuğu olduğundan onun da çocuğu şirket başına geçecek. İleride ortak olacağınıza göre şimdiden tanışın istedik."
"Belki ben şirket başına geçmek istemeyeceğim?"
"Geçimini nerden sağlamayı planlıyorsun?"
"İstediğim bir işte çalışarak!"
"Sen zaten istediğin işi yapabilirsin. Sadece arada şirketin toplantılarına katılman gerekecek."
"Pekala!"
"O zaman yarın geliyorsun."
"Galiba"
"Güzel. Akşam 8 gibi şoför seni alır. Elbiseni de getirtirim."
"Peki."
Yemek boyunca ikimiz de hiç konuşmadık. Zaten yemek bittikten sonra babam da işi olduğunu söyleyerek gitti.
Odama çıkıp pijamalarımı giyindim ve kitabımı alıp yatağa yerleştim. Yarım saat kadar okuduktan sonra kitabı yandaki sehpaya koydum ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Lütfen emeğe saygı. Beğendiyseniz vote ve yorum yapmayı ihmal etmeyin. Sadece tek tuşa bakar...