Aria, odasında heyecanla bir sağa bir sola yürürken cesaretini toplamaya çalıştı. Yalnızdı. Maria'nın gitmesini beklemişti çünkü ona kimsenin engel olmasını istemiyordu. Bugün bir şey başarmıştı ve umudunu kaybetmeden bir şeyler yapmaya çalışacaktı. Belki de işe yarardı ve buradan kurtulurdu.
Karnına giren rahatsız edici krampları görmezden gelerek odasından çıktı. Biran önce oraya gitmek istese bile ayakları o kadar yavaş hareket ediyordu ki her adımında cesareti biraz daha kırılıyordu. Karanlıklar Efendisi'nin odasının önüne geldiğinde ise siyaha bürünmüş, oldukça güçlü ve rahatsız edici gözüken iki asker karşısına çıktı. Aria, başta ne diyeceğini bilemedi. Onlara Karanlıklar Efendisi'ne yaptığı şeyden bahsedemezdi çünkü kimsenin bu durumdan haberi olmadığını biliyordu. Geri dönmeyi düşündü ama geç kaldığının farkındaydı.
"Burada ne işiniz var?" dedi diğerine göre daha uzun boylu olan asker.
"Onu... Yani Karanlıklar Efendisi'ni görmek istiyorum." dedi gözlerini onlardan kaçırarak.
"Efendimiz bu saate rahatsız edilmeyi sevmez."
"Gerçekten önemli."
"Odanıza geri dönün! Aksi takdirde size eşlik etmek zorunda kalacağız."
Aria, panikledi. Bunu şimdi yapması gerektiğini biliyordu. Cesaretini yitirmeden yapmalıydı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu ama düşününce en mantıklı şey onları en çok korktuğu şeyle vurmaktı. Onları efendileriyle korkutacaktı.
"Yarın için geç olabilir. Eğer beni içeriye almadığınızı öğrenirse size kızacağına eminim."
Aria, ikisinin de tereddüt ettiğini görünce işe yaradığını anladı. "Burada bekleyin."
Az önce onunla konuşan asker Karanlıklar Efendisi'nin kapısının önüne gidip kapısını çaldı ve içeri girdi. Aria, diğer askere bakınca onu incelediğini gördü. Rahatsız olduğunu gizlemeye çalışarak elbisesinin eteğini tuttu. Bu sırada diğer asker yanlarına gelmişti.
"Sizi bekliyor."
Karanlıklar Efendisi, ayağa kalktı ve onu bekledi. Sekiz gündür ondan kaçan kızın şimdi onunla ne konuşacağını merak ediyordu. Kız içeriye girince şaşkınlıkla etrafa bakınmaya başladı. İlk defa odasına geliyordu. Normalde bu saatte kimseyle görüşmezdi ve odasına kimseyi almazdı ama bunun şuan bir önemi yoktu.
Kızı baştan aşağıya süzdü. Üst kısmı tam oturan alt kısmı ise sade bordonun en koyu tonu olan bir elbise taşıyordu üzerinde. Elbisesinin göğüs kısmından boynuna incilerle süslenmiş danteller uzanıyordu. Karanlıklar Efendisi, onun üzerinde sadece siyah bir elbise görmenin nasıl bir şey olacağını merak etti. Beyaz teninin siyahla oluşturacağı zıtlığın görülmeye değer olacağına emindi.
Kızın gözleri onunkileri bulunca Karanlıklar Efendisi'nin içi titredi. Bu kızı her gördüğünde aynı şey oluyordu ve bu durum onun sinirini bozuyordu. Bunun kızdaki ışıktan kaynaklandığını biliyordu. Kız onun önünde hafifçe eğildi ve başını kaldırıp tekrar ona baktı. Fazlasıyla kısa sürmüştü ama yapmıştı sonuçta. Buradan kurtulma umudu ona bütün her şeyi unutturmuştu.
Karanlıklar Efendisi, şaşırsada bunu gizlemeyi başardı. Kız, bu ülkedeki herkes gibi ona itaat etmeyi öğrenmiş olmalıydı. Onun bu hareketi fazlasıyla hoşuna gitmişti. Kızın arkasından açık kapı kapanınca kız irkildi ve arkasına baktı. Bu durum Karanlılar Efendisi'ni dudaklarının yukarı kıvrılmasına neden oldu. Kızın en ufak tıkırtıdan korkup ona diklenmesini komik bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıklar Efendisi
Fantasy#Romantizm2(05.09.2019) #Fantastik 6 (24.08.2018) #Gizem1 (23.06.2018) #Macera5 (14.08.2018) Karanlık... Küçük bir umut parçasının bile bulunmadığı, her şeyin son bulduğu, yerde başlayan karanlık. O karanlığa ve cehenneme hükmeden, Yeraltının, Kara...