Genç kız, yine aynı yerdeydi. O garip rüyayı ikinci kez görüyordu. Etrafı o kadar huzur verici ve aydınlıktı ki Aria hasretle derin bir nefes aldı. Her bir hücresinin yeniden hayat bulduğunu hissedebiliyordu. Kulağına gelen bülbüllerin tatlı ötüşmeleri içini hoş ederken etrafındaki beyaz çiçeklere baktı.
Gördüğü şeyler o kadar çok hoşuna gitmişti ki kahkaha atıp çiçekleri koklamaktan kendini almamıştı. Sanki yıllardır görünüyordu böyle şeyler. Huzurluydu ama bir şeylerin ters gittiğine dair bir his vardı içinde.
"Aria!"
Aria, gözlerini sesin geldiği yere çevirince tekrar o beyazlar içindeki güzel ve bir o kadar da anaç gözüken kadını gördü. Kadın gülümseyerek ona yaklaşıyordu. Aria, geri çekildi ama içinde en ufak bir korku yoktu. Sanki o kadını daha önceden tanıyor gibiydi.
Kadının uzun, turuncu saçları ve mavi gözleri vardı. Aria, onu nerede gördüğünü hatırlamaya çalıştı ama başarılı olamadı. Kadın adını bildiğine göre onu tanıyor olmalıydı.
"Kaçma, evladım."dedi kadın, huzur verici ama birazda telaşlı çıkan sesiyle.
"Beni nereden tanıyorsunuz? Sizi daha önce görmüş müydüm?"
"Fazla vaktimiz yok, güzel kızım. Sadece beni dinle."
Aria, kadının ona yaklaşıp elini tutmasına izin verdi. Kadının gözleri onu baştan aşağıya endişeyle süzdükten sonra biraz olsun rahatladı. Neler olduğunu anlamadan soru sormadı ve onu kadının konuşmasını dinledi.
"Sana ulaşamıyoruz, Aria. Alex'le seni arıyoruz. Bana nerede olduğunu söyleyebilir misin?"
Alex. Bu isim neden ona tanıdık geliyordu? Aria, kadının sorusunu saçma buldu. Nerede olduğunu görmüyor muydu bu kadın? Peki o zaman buraya nasıl gelmişti? Etrafına bakınca daha önce hiç böyle bir yer görmediğini hatırladı. Bütün bunlar gerçek olamayacak kadar güzeldi. Ama gerçekti değil mi? Aria, bulunduğu yerin gerçekliğinden tereddüt etti. Korkuyla kadına baktı.
"Burası neresi? Ben neredeyim? Siz kimsiniz?"
"Sana sadece bu şekilde ulaşabiliyorum, kızım. Bana nerede olduğunu söyle. Hatırlamaya çalış."
Aria, hatırlamaya çalıştı ama kalbindeki küçük bir parçanın sızladığını hissetti. Her şey karmakarışık bir hale gelmeye başlamıştı. Kadın, elini onun kalbinin üzerine koydu ve gözlerini kapattı. Gözlerini açtığında ise gözleri korku doluydu.
"Bu siyah duman da neyin nesi?"
⚜️
Aria, biranda derin bir nefes alarak gözlerini araladı. Gördüğü ilk kişi Katherine olmuştu. Ardından onun yanındaki Maria'yı fark etti. Yer algısı yavaş yavaş oturduğunda kendi odasında olduğunu anladı. Karanlıklar Efendisi'nin ona verdiği odaydı aslında burası. Onun odası değildi. O buraya ait değildi.
"Aria, beni duyuyor musun?" dedi Katherine onun yanına oturup elini tuttuktan sonra.
Aria, başını olumlu anlamda salladı ama konuşmadı. Gördüğü rüyaya anlam vermeye çalışıyordu. O kadın tanıdık gelmişti. Onun neyden bahsettiğini pek anlamasa da onu aradığını ve iletişim kurmak için rüyalarını kullandığını anlamıştı. Aria, bunun yeteneğiyle bir ilgisi olup olmadığını merak etti.
Katherine kaşlarını çatarak ona bakınca Aria düşünmeyi bıraktı. "Sana beklemen gerektiğini söylemiştim! Neden böyle bir şey yaptın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıklar Efendisi
Fantasy#Romantizm2(05.09.2019) #Fantastik 6 (24.08.2018) #Gizem1 (23.06.2018) #Macera5 (14.08.2018) Karanlık... Küçük bir umut parçasının bile bulunmadığı, her şeyin son bulduğu, yerde başlayan karanlık. O karanlığa ve cehenneme hükmeden, Yeraltının, Kara...