⚜️16.Bölüm⚜️

8.9K 570 62
                                    

Alex, Aria'nın deli olduğunu düşünmeye başlamıştı. Ona gülümsemekten kendini alamıyordu. Onun yağmuru ve bu gölü ne kadar sevdiğini biliyordu ama gece böyle bir şey yapacağını düşünmemişti. Ona boynunda asılı olan kolye yüzünden yaklaşamadığı için uzaktan izliyordu.  Kızın biri var mı diye etrafı yokladığını gördü. Etrafta kimse olmadığını biliyordu, Alex.

Aria birden üzerindeki tişörtü çıkarınca Alex'in gözleri yerinden çıkacakmış gibi oldu. Kızın etrafa neden baktığını şimdi daha iyi anlıyordu. Soyunacaktı. Gözlerini kızın güzel teninden almak istemesede onun mahremiyetine saygı göstermek zorunda hissediyordu kendini. Kızın kızaran yanaklarını kendi yanaklarına benzettikten sonra ona sırtını döndü.

Alex ne kadar sırtını dönüp kıza mahremiyet tanısada Karanlıklar Efendisi onu arsızca süzüyordu. Onu ilk defa soyunurken, çıplak görmüyordu. Kızın güzelliğinden biraz daha etkilenirken kalbinin ne kadar da hızlandığını fark etti. Kızın üzerinde bıraktığı etkilere alışmış ve bir zaman sonra yokluğunu hisseder olmuştu.

Kız iç çamaşırlarını çıkardığında üzerinde sadece ona verdiği tılsım kalmıştı. Tılsımı çıkarıp kıyafetlerinin üzerine koydu ve yuvarlak, çok da küçük olmayan göğüslerini kollarıyla kapatarak etrafa tekrar bakındı. Kızın kızaran yanaklarını karanlığa rağmen seçebilen Karanlıklar Efendisi, dudaklarının yukarı kıvrılmasına engel olamadı.

Kızın beyaz tenine sarkan uzun, siyah saçları tıpkı bir ipek gibi duruyordu ay ışığının altında. Yağmur hala yağıyor kız ıslanmaya devam ediyordu. Kızın sıcak tenine değen soğuk yağmur damlaları irkilmesine neden olsada durmadı. Çırılçıplak göle girdi. Yüzündeki gülümseme hala yerini koruyordu. Kızı mutlu görmek Karanlıklar Efendisi'ne kendini iyi hissettiriyordu.

Kız suda tüm güzelliğiyle dururken onu uzaktan izlemek Karanlıklar Efendisi'ne zor geliyordu. Ona dokunmak istiyordu. Kızın onun varlığından haberdar olmasını istiyordu. Onun büyüsüne tamamen kapılmayı her şeyden çok istiyordu ama kızın karşısına tekrar çıkınca onun ne tepki vereceğini bilmiyordu. Onu öldürmekle tehdit etmişti. En iyisinin gitmek olduğunu biliyordu. Kıza sırtını döndü ve oradan uzaklaşmaya başladı.

Alex, orada öylece durup kızı sabaha kadar izleyebileceğini bilsede çağrıldığını hissediyordu. Birinin ona ihtiyacı olduğunu biliyordu. Etrafta kimsenin varlığını hissedemediği için yokluğunun Aria açısından bir şey değiştirmeyeceğini biliyordu. Onun huzurlu yüzüne bir kez daha baktıktan sonra siyah kanatlarıyla gökyüzüne yükseldi.

Aria, suyun içinde eskisi gibi kendini rahatlamış ve mutlu hissediyordu. Yağmur şiddetini biraz arttırmış olsada umrunda değildi. Tek endişesi annesinin ve babasının onun yokluğunu fark etmesiydi ama şuanki mutluluğuna hiçbir şey gölge düşüremezdi. Suya tekrar dalıp çıktıktan sonra bir ses işitti.

Ağaçların arasından gelen şey bir insana ait adım sesleri miydi yoksa bir hayvana mı aitti anlayamamıştı? Bankın üzerine bıraktığı kıyafetlerine baktı. Dışarı çıkmak için hareket edeceği sırada gördüğü bir çift göz onun yerine mıhlanmasına neden oldu.

Karanlıklar Efendisi, gidememişti. Yarı yoldan geri dönmüştü. Artık hiçbir şeyin umrunda olmadığını fark etmesi biraz zaman almıştı. Kızdan kaçmak ya da saklanmak değildi isteği. Belki yıllarca kınadığı Hades'in durumuna düşecekti ama bunu bile göze almıştı. Hissettiği şeyin sevgi olmadığını biliyordu. Sevgi kadar kötü bir duyguyu güzel kıza besleyemezdi. Bu duygunun ne olduğunu önemsemiyordu. Bir isim bulmak gerekmediğini biliyordu. Önemli olan artık kızdan uzak durmak istemediğiydi.

Adam ona doğru yaklaşmaya başladıkça Aria korkuyla gölde biraz daha açıldı. Kalbi korkudan deli gibi çarpıyordu. Adamın onu takip ettiğini düşündükçe hem yanakları kızarıyor hem de korkusu artıyordu. Onun bu saatte burada ne işi olabilir diye düşünmekten alamıyordu kendini. Kaçıp uzaklaşmak istesede durumu el vermiyordu.

Karanlıklar Efendisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin