Yüzyıllar önce insanlardan uzak yaşayan ırklar, birbirlerine tutunur, yardım eder ve barış içinde hayatlarını sürdürürlerdi. Vampirler, cadılar, kurtadamlar, büyücüler ve şimdi soyu tükenmiş olan birçok ırk yıllarca aralarında yapılan ateşkes anlaşmasını kutsal saymıştı.Birbirlerinin özel alanlarına girmez, aşağılamaz ve avlarını çalmazlardı. Böyle bir teşebbüste bulunan varlıklarsa ağır cezalar alırdı.
Fakat birgün güç kavramı konusunda her zaman açgözlü davranmış olan cadılar bu düzenden rahatsız olmaya başladı. Onlara göre vampirler, hep üst seviyede tutuluyor ve ırklar arasında en çok vampirlerin sözü geçiyordu.
Söylentiler cadıları kışkırtıyor ve kontrolcü doğaları yönetimi ele geçirmek için yanıp tutuşuyordu.
Bunu yaptılarda.
Sonuçlarını düşünmeden, kurdukları komplo ile yıllarca dost bildikleri vampirlerin krallarını öldürmüşler ve daha fazla ileri giderek onları büyük bir sefalete terk etmişlerdi.
Direnmeye çalışan vampirler öldürülüyor, acil durumlar için biriktirilen kan torbaları imha ediliyordu. Sınırları lanetle çevreleyen cadılar, onların yeni bir av bulmasını da engellemiş oluyorlardı.
Bu acımasız katliam haftalarca sürdü. Birçok vampir hayatını yitirmiş, kalanlarsa büyük bir yaşama arzusu tarafından ele geçirilmişti.
Her geçen gün cadılara duydukları nefret artıyor ve sivri dişleri bunun farkındalığı ile ortaya çıkıyordu.
Vampirler zeki ve üstün yaratıklardı. Böyle bir rezaleti gururları kaldıramıyor ve hergün intikam planları yapıyorlardı.
Diğer ırklarda bu durumdan en az vampirler kadar hoşnutsuzdular. Cadıların bütün düzeni bozduklarını düşünüyorlar ve cezalandırılırmazlarsa işin ucunun kendilerine değebileceğinden korkuyorlardı.
Böylece konsey toplandı ve en azından lanetin kaldırılması emrini verdiler. Birçok ırkı içinde bulunduran konseyin gücü, cadıların onlara itaat etmesini sağladı ve vampirleri sınırlarından dışarı çıkarmayan laneti kaldırdı.
Bununla beraber cadılar varlıklarının en büyük hatasını yapmış oldular.
Kinle beslenen ve kuduz köpekler kadar saldırgan olan vampirler lanetin kaldırıldığı dakika da hücuma geçtiler.O karanlık ve kanlı gecede birçok vampirin ağzı cadı kanının tadına bakmış oldu.
Büyük soykırım, cadıların sonu olmuştu. Sadece geride kalan birkaç cadının eski sadakatleri ve hizmetleri yüzünden canları bağışlanmış fakat üremeleri yasaklanmıştı.
Bu yasak geldiğinde Ahn Jinsila için her şey çok geçti. Güzel kadın yıllar önce bir insana vurulmuştu ve şimdi aşklarının meyvesi olan çocuk, karnında her geçen gün büyümekteydi.
Jinsila, zeki ve yetenekli biriydi. Göze batmamaya çalıştı ve elinde kalan son küçük büyülerini çocuğunu gizlemek için kullandı.
Her şey açığa çıktığında ve Jinsila idam edildiğindeyse, biricik oğlu uzaklarda babasıyla güvendeydi.
Cadıların yaşayan son ve tek varlığı, Park Jimin'di.
×
yunasse ile yazdığımız ortak bir hikayedir. Destekleriniz için şimdiden teşekkür ederiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fifty shades of blood, kookmin
Fanfictiontamamlandı ✔️ Kızıl güneş doğdu dünyaya, dökülen kanların imgesi. Ve bir bebek düştü dünyaya, ihanetin son bekçisi. jjk+pjm