canı'm'dan bir parçasın

4.8K 460 246
                                    

arkadaşlar, bunun için size önceden hiçbir şey demedik ama yorum yapın lütfen

yorumlarınız bizi çok motive ediyor ve son iki bölüm arasındaki yorum düşüşü çok üzdü

oy vermeseniz de olur yorum yapın yeter

sizleri seviyoruuuz 💜

ve keyifli okumalar :D

×

Zaman hızlı bir şekilde akıyor, savaş gün geçtikçe yaklaşıyordu.

İlk müttefik olan Taehyung'un gelmesinin üstünden 2 hafta geçmişti bile.

Taehyung'un gelmesiyle beraber olaylar daha ciddi bir boyut kazanmıştı. Eve sürekli yeni bir müttefik geliyor ve sayı gittikçe kalabalık bir hal alıyordu. Çağrı yaptıkları tüm dostları onları yalnız bırakmamış ve gelmişti. Son müttefikleri de haber göndererek bugün konakta olacaklarını belirtmişlerdi.

Jimin gün geçtikçe çoğalan bu vampir sürüsü yüzünden içgüdüsel olarak tedirgin hissediyordu. Sürekli onların dostları olduğunu kendine hatırlatsa da kendine atılan her bir bakışta ürpermeden duramıyor, Jungkook'un yanından ayrılmak bile istemiyordu.

Aynı zamanda savaşta bundan daha fazla vampirle dostane olmayan bir şekilde karşılaşacağı düşüncesi kafasına yerleşmişti. Bu yüzden iki haftadır Jungkook ile büyü pratikleri yapıyor, güçlerine elinden geldiğince hakim olmaya çalışıyordu.

Bu konuda başarılıydı da. Jungkook büyü konusunda bilgiliydi, zor durumda kaldığı zamanlar da imdadına Lalisa yetişiyordu.

Jimin'inse gerçekten yetenekli bir cadı olduğu inkar edilemez bir gerçekti. İnsanlığının getirdiği zeka ve kontrol yeteneği, cadılığının büyü yeteneği ile birleştiği zaman Park Jimin gerçekten güçlü birine dönüşüvermişti.

Şimdi yine pratik yaptıkları zamanlardan birindeydiler. Konağın geniş bahçesine çıkmışlardı.

Jungkook büyüyü adım adım anlatırken, Jimin onu dinliyor, büyüyle uğraşan vampirlerden biri olan Sana'da yardımcı olabilmek için yanlarında duruyorlardı.

"Zihnini biraz daha zorlamalısın canım," dedi Jungkook onu yönlendirmeye çalışırken.

Jimin'in ilk hedefi küçük bir oyuncaktı. Diğer büyülerin aksine bu büyü oldukça zorlayıcı gelmişti Jimin'e.
Derin bir nefes alarak onayladı Jungkook'u ve gözlerini kapatarak daha fazla odaklanmayı denedi.

"Onu gerçekten kaldırabileceğine inanarak yap." Jungkook destek amaçlı kolunu okşadı.

Jimin derin bir nefes aldı. Alnında biriken terleri hissedebiliyordu. Vücudunu rahatlatmayı denedi ve büyülü sözleri fısıldadı zihninde.
Bunu yaparken Jungkook'un dediği gibi nesneyi kaldırdığını adım adım zihninde canlandırdı.

Gözlerini açmasını sağlayansa bir alkış sesiydi. Sesin geldiği yöne dönmeden önce kaldırdığı oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakaldı. Ancak dikkatini kaybettiği için bebek hemen yeri boylamıştı.

"Çok iyi yaptın Jimin," dedi Sana. "Bu en zor büyülerden biridir ama sen kısa sürede başardın. Biraz pratikle daha fazla havada tutabilirsin ama şimdi biraz dinlen."

Bu gurur verici sözlerin ardından gülümsemişti Jimin. "Teşekkür ederim, gerçekten çok yardımcı oldun."

Ardından arkasında kalan sevgilisini görmek için dönmüş ve gurur dolu bakışlarla karşılaşınca kimseyi umursamadan sıkıca sarılmıştı Jungkook'a.

fifty shades of blood, kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin