"Hoseok, sen gerizekalı herifin tekisin!"
Chaeyoung büyük bir öfkeyle ileri geri yürürken, Hoseok da çekinmeden sert bakışlarını yöneltti kız kardeşine.
"Benimle düzgün konuş, Chaeyoung. Karşında kim olduğunu unutma."
Tehditkar ses tonu genç kızın olduğu yerde afallamasını sağlamıştı. Sınırları aştığının farkındaydı fakat soğukkanlılığını kaybetmişti bir kere. Hoseok böyle zamanlarda genelde ona karşı alttan alırdı. Chaeyoung kişiliği gereği fevri bir insandı ve bunu en iyi Hoseok bilirdi.
Şimdiyse, onu ilk defa kimliğiyle tehdit etmişti ve bu göründüğü kadar basit bir konu değildi.
Karşısında ki adam abisi olmasının yanı sıra ondan daha rütbeli biriydi ve Avcı geleneklerine göre rütbeliler, alt kademeye istediği her cezayı verebilir hatta sonucu ölüme kadar götürebilirdi.
Chaeyoung'a kendisinin kim olduğunu hatırlatması da bu yüzdendi. Açık bir tehdit almıştı genç kız.
"Üzgünüm," dedi hafifçe eğilirken. Ardından, odanın biraz gerisinde duran sandalyeye oturmuş ve gece boyu konuşmamıştı.
Odanın içinde sinir yerini pişmanlığa, hayal kırıklığına ve birazda endişeye bırakmıştı şimdi.
Şöminenin yanında ki minderlerde oturan Eunbi, camdan dışarıyı izleyen kuzenine baktı bir süre. İçinden derin düşünceler geçiyordu. Olanlara üzülsede, bir tarafı evin bodrum katında baygın bir şekilde yatan Jimin'i ve adını bilmediği vampiri düşünüyordu.
Plan Jimin'i kaçırıp işini bitirmekken, Hoseok'un ansızın getirdiği vampir bütün işleri berbat etmişti. Saatlerdir tartışmaları da bu yüzdendi.
"İkisini de öldürsek?"
Kısık ses tonuyla bozdu sessizliği. Hala ayakta olan Hoseok alayla gülmüştü."Vampirlerin bize savaş açmasını çok istiyorsan neden olmasın?"
"Bizden zaten nefret ediyorlar, savaş açmak için fırsat kolluyorlar. Vampiri öldürmesek bile onu kaçırdık, Hoseok. Bizi cezasız bırakırlar mı sanıyorsun?"
Karşılığında derin bir iç çekiş almıştı. Hoseok, saçlarını geriye doğru taradı.
"Eğer vampiri kaçırmasaydım, bizi deşifre edecekti. Eninde sonunda bulunacağız fakat hiç olmazsa birkaç güne sahibiz şimdi. Plan yapıp bu işten sıyrılmalıyız. Cadıyı kaybetmek pahasına olsa bile; Onun icabına sonrada bakabiliriz fakat biz bu lanet yerde sadece üç kişiyiz Eunbi. Diğerleri Rusya'da ve olası bir acil durumda Kore'ye gelmeleri haftalarını alır. Güvenin bana, bir şeyler düşüneceğim."
Sözlerinden sonra, diğerlerinin konuşmasına fırsat vermeden odasına doğru gitmişti.
Hoseok odasına doğru giderken kulaklarına ulaşan seslerde adımlarını holün ortasında durdurdu.
Keskin kulakları yaptığı iş gereği oldukça iyi duyuyor, en ufak çıtırtıyı bile duymasına neden oluyordu. Genel olarak avantaj sağlasa da uyurken kulaklarının bu kadar iyi duyması gecelerinin uykusuz geçmesini beraberinde getiriyordu.
"Eunbi, beni takip et." Hoseok kız kardeşine küçük bir bakış atarak bodrum katına doğru inmeye başladı.
"Birileri güzellik uykusundan uyanmış." Eunbi, Hoseok'un peşinden giderken konuştuğunda Hoseok sırıttı.
"Dua et ot etkisini sürdürüyor olsun. Yoksa ebedi uykuya dalan kişiler biz olacağız. Ve muhtemelen her yerimiz parçalanmış şekilde öleceğiz." Eunbi, kuzeninin dediklerine gülerek cebindeki yeni bilediği bıçağı sıkıca kavrayarak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fifty shades of blood, kookmin
Fanfictiontamamlandı ✔️ Kızıl güneş doğdu dünyaya, dökülen kanların imgesi. Ve bir bebek düştü dünyaya, ihanetin son bekçisi. jjk+pjm