Yeni yeni yeniden! Tekrar yazmaya döndüm
/self promo: Peter Pan Sendromu isimli hikayeme göz atmayı unutmayın/Sirius, sırtında soğuk tahtaları hissetmekten şikayetçi değildi. Aslında ne kadar rahatına düşkün biri olduğu göz önüne alınacak olursa, bu detay ilginçti. Sirius Black, belinin ağrımasından sızlanmıyordu.
Remus, bu detayın tadını çıkarttı.
Potter'ların yazlık evinde aslında bol bol yatak vardı. Yani, yerde yatmaları tamamen keyiftendi aslında. İkisi de, ufak çatı katında, yerde uzanmış, Remus'un muggle icadı walkmaninden müzik dinliyordu.
Güneş doğarken, Beatles'ın "Strawberry Fields Forever" şarkısı ikisini de iyice mayıştırmıştı. Remus, bir elini Sirius'un göğsüne yerleştirmiş, kalp atışını hissediyordu.
"Durma devam et," dedi Sirius şakayla karışık. "Zaten senin için atıyor."
Remus sertçe yutkundu. Sirius Black onu ne zaman utançtan felç edeceğini iyi biliyordu.
Oda karanlıkken bile, Remus onun yüzünü gayet iyi seçebiliyordu. Bu biraz da Sirius'un yüzündeki en ince ayrıntıyı ezberlemiş olmasından kaynaklı olabilirdi tabii.
Ama gün doğarken, onun yüzünü izlemesi giderek daha büyüleyici bir hal alıyordu.
Onun gri gözlerindeki pusu izlemek, Remus için bir tutkuydu işte. Genç çocuk, sadece bu manzara için bile günlerce uykusuz kalmaya razıydı.
Hava aydınlandıkça gözleri daha büyüleyici bir hal alıyordu. İlk önce koyu griyken, artık bir dumanı anımsatıyordu ona. Mükemmeliyeti anımsatıyordu.Sirius için ise bu farklıydı.
Sıcaklık, sevgilisinin kahverengi gözlerinde saklıydı. Sanki uzun bir yoldan eve gelmiş, ayakkabılarını çıkartıp yatağına yatmış gibi tanıdık bir hissiyatı vardı bu gözlerin. Ev, evet ev gibiydi.
Farketti ki; Remus Lupin'in kollarında evsiz kalmayı, Black Malikanesi'nin kasvetli koridorlarına tercih ederdi.
***
Potter'ların yazlık evine gelişleri aslında biraz olaylı olmuştu.
"Benim ona ihtiyacım yok, öğretmenlerin gözdesi aptal inek!" Bütün yatakhane Sirius'un feryatlarıyla dolmuştu. Kendini yerden yere atıyor, ağlayıp sızlanıyordu.
James ve Peter, aynı yatakta oturmuş, birbirlerine hayatlarını sorgularcasına bakış atıyordu.
Sirius'un çıkarttığı bu dramanın asıl sebebi öyle komikti ki, James onu süpürgesine bağlayıp tüm Quidditch sahası boyunca sürüklemek istiyordu. Belki o zaman drama kraliçeliğini bir kenara bırakabilirdi.
Yani Remus'un aritmansi ödevi için Frank Longbottom'la saatlerdir kütüphanede olması, neden Sirius'u bu kadar rahatsız ediyordu ki?
Sirius sonunda, tozlu halıdan kalkıp burnunu çekti. Tıpkı bir küçük çocuk gibi.
"Tamam," diye mırıldandı. "Burada beklerim."
Ve Remus'un yatağına oturdu.James, Peter'la beraber yapacak daha az sinir bozucu bir şeyler bulmak için çıktıktan 20 dakika sonra, Remus tükenmiş halde yatakhaneye döndü.
Genç adamın göz altları şişmiş, beti benzi solmuştu. SBD'ler için o kadar geriliyordu ki, şaşmamak gerekirdi aslında bu duruma.
Sirius, yatakta kıvrılmış bir şekilde, suratında uykulu bir ifadeyle erkek arkadaşını bekliyordu. Remus içeri girdiği anda yataktan fırlayıp onun etrafına kollarını doladı.
"Seni özledim."
"Sirius, 50 yıllığına gitmedim ya.."
"Bu bahane değil."
Ve Sirius Black, erkek arkadaşını yumuşak şekilde öptü. Tutkudan uzak, daha çok endişeli bir öpücüktü bu. Ama yine de bir öpücüktü. Birbirini seven iki insan için, bunun nasıl bir öpücük olduğunun pek önemi yoktu.
Remus, kendini rahat hissetmenin tadını çıkarttı. Etrafta James ve Peter olmadan doğru düzgün konuşamıyorlardı bile. Özellikle SBD'ler gelecek dönemde olduğu için.
İkisi de, birbirlerinin dudaklarına olan özlemlerini giderirken yatakhanenin kapısının açıldığını fark etmediler bile. Kapı anında kapandığı için belki de.
***
"Sirius! Remus! Şey yapıyorlar-" diye ciyakladı Peter, bahçede oturan Lily Evans ve James'in yanına gelirken nefes nefese kalmıştı.
"Biliyoruz," dedi ikili aynı anda.
"Ne?! Y-yani her ders çalışmaya gittiklerinde.."
"Evet," dedi Lily yüzünde hafif bir sırıtışla.
"Çok zeki olduklarını sanıyorlar," diye ekledi James, yüzünden oldukça zevk aldığı belliydi.
Lily elini çenesine yerleştirdi. "Neden biz bu durumla biraz eğlenmiyoruz?"
"Hayır hayır eğlenme yok, eğlenme yok! Söyleyelim onlara, daha fazla sır olmasın."
"Bu harika bir fikir Evans!" James el çırptı. "Sirius'a benden sır saklamak neymiş gösterebilirim!"
![](https://img.wattpad.com/cover/89945368-288-k482628.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Until The Day I Die (Moony x Padfoot)
FanfictionHikayemizin gidiş yönü tam bir trajedi. "Belki, eğer, neredeyse."