Bölüm 11 Hastane

315 34 6
                                    

   Bombanın patlaması ile geriye doğru savrulduk. Bir anda kapı açıldı içeriden eli silahlı adamlar çıktı etrafımızı sardılar kafamı çevirip baktığımda Mert orgeneral ayaktaydı ve bize doğru silah doğrultuyordu.

(Mert)- Sizinle birlik olup kendi türüme ihanet edeceğime ölürüm daha iyi.

(Ben)- Anlaşmamız vardı.

(Mert)- O anlaşma Cumhurbaşkanı ile yapıldı benimle değil alın şunları içeri.

   Adamlar bizi almak için yaklaştığında eceyle göz göze geldik ve bir anda yerimizden sıçrayıp etraftakilere saldırmaya başladık biz saldırdıkça daha fazla adam içeriden çıkıyordu. Herkesi yere sermiştik dönüp baktığımda Mert orgeneral binaya doğru kaçıyordu hemen peşine düştüm ve binaya  girdim peşimden eceden girdi binaya Mert orgeneral kaybolmuştu  seslerden dolayı olacak ki etraftan zombiler gelmeye başladı çok hızlı hareket ediyorlardı saldırmaya başladılar zombileri de alt etmiştik birden karşımda dev gibi bir yaratık belirdi daha önce böyle bir yaratık görmemiştim ağzını açtı ağzı dört tarafa doğru açılıyordu ağzının içinde her yerde diş vardı üzerime doğru koştu ve bana saldırdı. 

   İlk şoku atlattıktan sonra bu yaratığı üzerimden kaldırmaya çalıştım çok ağırdı ve sürekli beni ısırmaya çalışıyordu ilk seferde kurtuldum ama ikinci defa boynumdan ısırdı ve birden üzerimden çekildi yavru köpek gibi sesler çıkarmaya ve benden uzaklaşmaya başladı bir duvarın kenarına çekildi ve titremeye başladı vücuduna bir şeyler oluyordu ve daha fazla dayanamayıp birden yere çöktü ne olduğuna bakmak için yaklaşırken aniden patladı etrafa parçaları sıçradı galiba kanım bu yaratığı öldürmüştü.

   Binanın içinde Mert orgenerali aramaya devam ediyordum ece alt katlara bakıyordu yukarıdan ayak sesleri duydum yukarı kata doğru koştum tam merdivenlerin başında mert orgeneral duruyordu elinde de bir lav silahı vardı üzerime doğru silahı ateşledi çok kuvvetli bir ateş tam üzerime geldi üzerimdeki kıyafetler yanıyordu ama acı hissetmiyordum merdivenleri çıkmaya başladım ama Mert orgeneral lav silahını sıkmaya devam ediyordu son basamağa gelince mert orgeneralin üzerine atladım ikimiz birden yere düştük bu sırada silah hala yanmaya devam ediyordu ama mert orgeneralin elinden düşmüştü.

  Ayağa kalktım ve mert orgenerali ayağa kaldırdım tek elimle tutuyordum.

(Ben)- Anlaşmamıza ihanet ettin her şeyden önemlisi ailemi tehlikeye attın.

(Mert)- Ben ne yaptıysam kendi ırkım için yaptım.

(Ben)- Irkın değil kendin için yaptın anlaşmıştık bu savaşı bitire bilirdik ama artık çok geç senin hainliğin yüzünden anlaşmamız bozuldu artık bu ülke ve daha sonra tüm dünya asıl sahibine yani bize geri verilecek. 

   Ellerimin arasında duran Mert orgeneralin boynunu kopartıp camdan attım. Benimle yaptığı anlaşmayı bozarak tüm insanları tehlikeye atmıştı artık savaş daha da kızışacaktı cesedini lav silahı ile yaktım tam aşağı inerken tam arkamdan bir ses geldi 

- Baba ...babamı öldürdün bende seni öldüreceğim.

   Arkamda 20 yaşında bir çocuk vardı silahını bana doğrulttu ve ateş etti mermileri gümüştü hissediyordum üzerime bir şarjör mermi boşalttı ama hiç bir şey olmuyordu sadece biraz yavaşlatmıştı tam onu yakalayacakken camdan içeri bir top mermisi girdi ve duvara saplandı hemen ardından da patladı camdan dışarı doğru savruldum 5 kattan aşağı düştüm yerden ayağa kalktım tam karşımda 50 kişilik bir birlik duruyordu yanlarında tankta vardı ilk önce bunların Edgartın adamları olduğunu düşündüm ama o değildi bunlar insandı kalp atışlarını duyuyordum birden askerlerin arasından Marcel ve kardeşim Cansu çıktılar yanıma geldiklerini düşündüm ama yanılmıştım.

(Ben)- Neler oluyor burada kardeşim.

(Cansu)- Yakında anlarsın adi yaratık.

(Ben)- Ne diyorsun sen kardeşim ne oldu sana Marcel ne oldu size.

(Marcel)- Artık senin kölelerin yok biz doğru tarafı seçtik seni bizzat öldüreceğim.

(Cansu)- Vurun şunu.

   Tanktan bir top mermisi tam göğsüme geldi ve patladı göğsümde bir acı hissettim elimi attığımda göğsümde delik vardı tekrar ayağa kalktım ece de bu sırada yanıma geldi.

(Ben)- Bu laneti bu yüzden seviyorum beni öldüremezsiniz. 

(Cansu)- Sende kendi kardeşini öldüremezsin değil mi ?  

(Ben)- Evet ama acı çektirebilirim daha önce tatmadığınız acıları çekeceksiniz sonrada size ne olduğunu bulup iyileştireceğim.

(Marcel)- Saldırın şunlara. 

   Askerler tam üzerimize doğru hareketlenmişti ki bir anda etrafımda yüzlerce vampir belirdi bunlar bana ormanda yardım eden vampirlerdi. Kardeşim ve Marcelin yanında da vampirler belirmişti hatta kurt adamlar bile vardı çok kanlı bir savaş olacaktı.

(Ben)- Kardeşim ve Marceli sağ istiyorum geri kalan herkesi öldürün!!!!!

Zombilerin ŞafağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin