Bölüm 17 Kızıl Ay

191 21 4
                                    

Çatıya çıktım karşımda bir kaç gölge belirdi ne yüzleri ne gözleri nede ağızları vardı sadece insan şeklinde gölgelerdi.

- Bizde seni bekliyorduk.

Gölgeler tuhaf sesler çıkararak saldırdılar. Elleri belli belirsiz görünüyordu bana vurmaya başladılar kaç tane olduklarını bilmiyordum sürekli vurup yok oluyorlardı tek yapabildiğim gelen yumruklardan kaçmaya çalışmaktı sonunda bir tanesini yakladım meleze dönüşüp elimi karın boşluğu olarak düşündüğüm yere soktum ve gölge çığlık atarak kayboldu bu sırada ileride cadı belirdi.

(Cadı)- Evladım !!!!

Cadı koşarak yanıma doğru geldi ve bana doğru eliyle işaretler yapmaya başladı yerden havalandım cadı sürekli birşeyler söylüyordu. İçimden cadıyı durdurmak için ne yapacağımı düşünürken bir ses duydum bu ses az önceki sesti.

- Şimşek şimşeği düşün.....

Yine birisi bana yardım etmeye çalılıyordu ama kimdi ? Sesin bir bildiği olduğunu varsayarak şimşekleri düşünmeye başladım tamda bu sırada cadının üzerine bir şimşek düştü ve bende yere doğru düştüm cadı sersemlemişti. Hala şimşekleri düşünüyordum derken cadının üzerine bir şimşek daha düştü saniyeleri içinde 10 kadar şimşek düştü çatıya hepside cadının üzerine düşüyordu.

(Ben)- Ne oldu hani sen yenilmezdin dünyadan intikam alacaktın ne oldu çok mu yoruldun istersen seni uykuya yatırayım.

Cadı birden yerinden kalkarak çatıdan atladı biraz sonra tam karşımda havada süzülüyordu ve o çok bilindik cadı kahkahasını attı.

(Cadı)- Seni aciz yaratık beni tanrı bile yenemez.

(Ben)- Kes sessini.....

Cadıya doğru az önce düşünlerden 3-4 kat daha büyük bir şimşek düştü ve cadı aşağı düşmeye başladı hızla merdivenlerden indim ve cadıyı aşağıda boynundan yakalıdım gözlerinin içinde ikinci defa korku gördüm.

(Cadı)- Beni öldüremezsin ben ölürsem dünyada ölür.

(Ben)- Ben seni öldüreyimde dünyayı sonra düşünürüz.
 
Cadıyı öyle kolay öldürmek istemiyordum boynunu ısırdım ve kanını içmeye başladım böylece hem sihir gücünü hemde hayatını elinden alıyordum acı içinde titreyim ağlamaya başladı. Az önceki sesi yeniden duydum.

- Baba dur öldürme.

(Ben)- Kızım..... Neredesin ?

- Baba cadıyı öldürürsen bende ölürüm.

(Cadı)- Sana söylemiştim beni öldüremezsin ben ölürsem kızında ölür.

(Ben)- Kızım nerede ?

(Cadı)- Beni bırakırsan kızını sana veririm.

(Ben)- Kızımı vermezsen seni öldürürüm.

(Cadı)- Anlamıyorsun galiba beni bırakmazsan veya beni öldürürsen kızına asla kavuşamazsın.

(Ben)- Kızımı ver seni bırakayım.

(Cadı)- Önce beni bırak senin gibi bir canavara asla güvenmem.

Cadıyı bıraktım boynunu tutarak geri çekildi sonra parmağını şıklattı ve hemen cadının yanıda kıvırcık saçlı küçük bir kız belirdi.

(Cadı)- İşte kızın.

Küçük kız bana bakıyordu yanıma doğru yaklaştı.

- Baba ....

Koşarak yanıma geldi ve bana sarıldı yıllar sonra kızımı bulmuştum. Bana sarılınca içimden yine aynı sesi duydum.

- Baba cadıya dikkat et sana saldıracak onu yakalamalıyız.

Kızım kenara çekildi tamda bu sırada cadı bize doğru hamle yapmıştı ki cadıyı yakaladım büyülü sözler söylemeye başladı gücünü geri kazanmıştı bu sırada kızımında bir şeyler söylediğini fark ettim bunu görünce cadı şaşkın bir şekilde kızıma baktı ama büyüye devam ediyordu kızım daha yüksek sesle söylemeye başladı ve bir az sonra cadının dudakları birbirine yapıştı.

(Kızım)- Baba cadının ağzını bağladım ama çok fazla vaktimiz yok buradan gitmeliyiz cadı çok kötü bir gücü çağırdı.

Cadıyıda aldık ve şehirin dışına doğru hareket ettik.

(Kızım)- Adamlarının hepsi öldü zombiler buraya geliyor cadının çağırdığı güçte geliyor.

Cadının dudakları birbirine yapışmıştı ama yinede güldüğünü anlaya biliyordum.

(Ben)- Cadıdan kendini kurtar hemen burada öldüreyim şu cadıyı.

(Kızım)- Olmaz önce tüm güçlerini almalıyım.

(Ben)- Güce İhtiyacın yok ben seni korurum.

(Kızım)- Cadının o çatıda çağırdığı şeyi durdurmaya güçlerin etkisiz kalır baba o şey çok güçlü ve çok büyük.

Çalışan bir araba bulmaya çalışıyordum cadının ellerini bağlamıştım kaçmak ister gibi bir halide yoktu aslında. Sonunda çalışan bir araba buldum cadıyı bagaja koydum ve şehrin dışına doğru yola çıktık tamda bu sırada bulutların arasında ay belirdi ama tuhaf bir şekilde kızıl ay belirmişti bir önceki kızıl ay 2. Dünya savaşının sonunda belirmişti yani daha 200 yıl vardı ama beklenmedik bir şekilde kızıl ay olmuştu bu iyiye işaret değildi.

(Kızım)- Annem nasıl öldü baba ölümünü göremedim.

(Ben)-  ....... Annen seni kurtarmak için kendini feda etti onu ben öldürdüm.... öldürmek zorunda kaldım ama merak etme kızım buna sebep olan şeyi yani Azraili öldürdüm.

(Kızım)- Ne yaptım dedin baba ?

(Ben)- Bana yalan söyleyip annenin ölümüne neden olan Azraili öldürdüm.

(Kızım)- ........... Bu herşeyi açıklıyor bilmeden de olsa cadıya yardım ettin baba Azrail ölünce güçleri başka birine geçti ama tüm ölü ruhlar yeniden dünyaya dönecek yani cadı çocuklarını kurtardı.

(Ben)- ....... Peki ya annen onu geri getirebilir miyiz ?

(Kızım)- Getirebiliriz ama cadının güçleri lazım.

(Ben)- Ailemiz yeniden bir araya geliyor.

Zombilerin ŞafağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin