2.Bölüm
MİLEY
Cebim titriyor, telefonum. Dar kotumun cebinden zorla telefonumu çıkardım. Ekranda Demi ‘nin fotoğrafını görünce hemen açtım. ‘’Efendim?’’ , ‘’Geldiler hadi aşağıya gelin sizi bekliyoruz.’’ , ‘’Bir şey soracağım, dün gelmeyen ikilide geldi mi?’’ , ‘’Bir dakika.’’ Sanırım onlardan uzak bir yere gidiyordu bir süre sonra ses geldi. ‘’Evet buradalar ve sen sormadan söyleyeyim Selena ‘nın esmer de burada. Ve bir şey fark ettim bu çocukların hepsi çok yakışıklıı..’’ Güldüm ‘’Neyse ben kapatıyorum masada ki herkes bana bakıyor, bu çok rahatsız edici.’’ Ses tonuna yine güldüm. ‘’Tamam ben Selena ‘yı alıp geliyorum.’’ Telefonu kapatıp yine büyük bir uğraşla cebime sıkıştırdım. Selena ‘nın kapısının önüne geldim elimi kaldırıp tam kapıyı çalacakken kapı açıldı. Kocaman gülümsedim. ‘’Günaydın.’’ O da bana kocaman gülümseyip ‘’Günaydın.’’ Dedi. ‘’Gelmişler hadi inelim.’’ Tek kaşını kaldırdı evet kesinlikle sitem edecek. ‘’Ya, ne vardı da kahvaltıya çağırdınız. Tatillerde sabahın köründe kalkmaktan nefret ediyorum. Öğle yemeği olsa ne olurdu sanki.’’ Gözlerimi devirdim yılların tecrübesi tanıyorum işte arkadaşımı. ‘’Bitti mi?’’ Başını onaylar biçimde salladı. ‘’Bitti’’ Kolundan çekip kapısını kapadım. ‘’Öyleyse hadi aşağı inelim.’’ Kolundan tutup sürüklerken birden durdu. Bıkkınca nefes verip ona döndüm. ‘’Bekle, o çocuk da gelmiş midir?’’ sırıtarak başımı salladım. ‘’Acaba inmesem mi? Şimdi kesin randevu gibi bir şeyler isteyecek, hayır kabul etmesem de olmaz çünkü ilk başta kabul ettim hem hiç havamda da değilim hani bir randevuya çıkmak falan hem yarında dönüyoruz.’’ Bir süre sessizce yüzüne baktım. ‘’Ne, ne var, niye öyle bakıyorsun her an üstüme atlayacakmış gibi?’’ Güldüm ‘’Ah, hayalim bakışıma mı yansımış, hiç farkında değilim.’’ Kaşlarını çattı. ‘’Hayalinde benim üstüme mi atlıyorsun?’’ Başımı salladım. ‘’Bazen çok boş konuşuyorsun. Hadi inelim, hem çocuk yakışıklı değil mi?’’ , ‘’Oh, hem de nasıl.’’ Sırıtarak ona baktım. ‘’Şey, yani hatırı sayılır bir güzelliği var ama..’’ , ‘’Tamam tamam boşuna uğraşma.’’ Bu sefer yan yana merdivenlere ilerlerdik. Şimdi işin yoksa bu kadar katı in. Asansöre binemiyoruz çünkü Selena ‘nın klostrofobisi var kapalı alanlara giremiyor.
Bir sürü merdiven indikten sonra nihayet restorana geldik. Masalara göz atarken onları cam kenarında ki masada gördüm. Selena ‘ya bakıp gülmeye başladım. ‘’Ne yapıyorsun otelin mimarisini mi inceliyorsun?’’ Bana bakmadan konuştu. ‘’Hayır, umursamaz davranıyorum. İlk ben onu değil o beni görmeli.’’ , ‘’Yani zor kızı oynuyorsun?’’ Bu sefer bana baktı ‘’Hayır zor kızı oynamıyorum ben zaten zor kızım.’’ Gözlerini kıstı. ‘’ Bu yüzden sen masaya bakıyorsun olanları bana çaktırmadan anlatıyorsun.’’ Gülüp başımı salladım ve masaya döndüm. Louis ile göz göze geldik ikimizde gülümsedik, koluna girip ilerlemeye başladım. ‘’Louis bizi gördü büyük ihtimalle masadakilere geldiğimizi söyledi ve herkes buraya bakıyor.’’ Gülümseyip Selena ‘ya döndüm masa hariç her yere bakıyordu. Tekrar masaya baktım. ’’Ve aralarında ki esmer çocuk şaşkın bir şekilde sana bakıyor. Surat ifadesini görmelisin.’’ Masaya biraz daha yaklaştık, ne vardı da bu kadar uzağa oturdunuz. ‘’Şimdi de sırıtyor.’’ Gözlerimi esmerden ayırıp dün onunla birlikte gelmeyen diğerine çevirdim esmer onun kulağına bir şey söyledi sonra ikisi de güldü. Nihayet masaya vardığımızda Selena nihayet başını kaldırıp masaya baktı ama ona bakmıyordu. Selamlaşıp bizim için ayırdıkları yere oturduk.
SELENA
Oturduktan sonra başımı kaldırdım. Kaldırmamla onunla göz göze geldim bunu bekliyormuş gibi gülümsedi. Lanet, bir de onun karşısına mı oturdum kesin Demi ’nin işidir. Hiç bozuntuya vermeden şaşırmış gibi yaptım sonra da sırıttım. Onunla hiç ilgilenmeden Miley ‘e döndüm zaten o da bana bakıyordu. Sessizce ‘’Sen tam bir sürtüksün.’’ Dedim. Pis bir şekilde sırıtıp omuz silkti beni buraya o oturtturdu, bilerek. ‘’Kızlar sizinle tanışma fırsatımız olmadı. Ben Harry ,bu da Zayn’’ Yanımda ki uyuz kendini tanıttı. ‘’Miley.’’ Harry bana dönüp sırıttı. ‘’Selena, siz zaten Zayn ’le tanışıyorsunuz dimi?’’ Aynı şekilde gülümseyip konuştum. ‘’Ah, evet.’’ Yandan Liam ’ın sesi duyuldu ‘’Nasıl?’’ Harry yüzünde ki ifadeyi bozmadan Liam ’a döndü ‘’Dostum Zayn ‘in aradığı kız, Selena.’’ Masadakilere baktığımda hepsi şaşkınlıkla bize bakıyordu. Louis ‘’Demek o meşhur kız sendin.’’ , ‘’Evet, benmişim.’’ Benden onlara ne kadar bahsetmişse artık meşhur olmuşum. Niall ‘’Seni tebrik ederim Zayn ‘i peşinden koşturan ilk kızsın.’’ Şaşırmıştım, Zayn ‘e baktım sinirle tek tek arkadaşlarına bakıyordu. Gülmemi bastırıp başımı eğdim. Hey, biraz şımarmıştım. Başımı kaldırıp Demi ‘ye baktım kısa bir süre sonra o da bana bakıp göz kırptı. Masada ki sessizliği garsonun sesi bozdu, klasik kahvaltı şeylerini masaya dizdikten sonra gittiler. Herkes, eski haline dönüp yemeklerini yerken arada sırada esmere bakıyordum ama her defasında göz göze geliyorduk çünkü o hep beni izliyordu. Telefonum çaldığında kimin aradığına baktım. Arayan annemdi Tanrım sonunda gülümseyip masadakilerden izin istedim ve sessiz bir yere gidip bekletmeden açtım. Bu kadar heyecanlıyım çünkü annem bir yardım kuruluşunun müdürü bu yüzden sürekli yardıma muhtaç insanların yanına gidiyor gittiği yerlerde pek telefon çekmediği için fazla görüşemiyoruz. ‘’Anne.’’ , ‘’Bebeğim, seni çok özledim.’’ Burukça gülümsedim. ‘’Bende seni çok çok çok özledim.’’ Annemin güldüğünü duydum. ‘’Neler yapıyorsun bakalım, nasıl gidiyor tatilin?’’ , ‘’Her şey güzel gidiyor, burası çok güzel seninle de gelmek istiyorum.’’ Derin bir nefes aldı. ‘’Umarım bebeğim, işlerim biter bitmez seninle uzun bir tatile çıkacağım.’’ Görmese de başımı salladım. ‘’Sen neler yapıyorsun?’’ , ‘’Aynı şeyler sadece burada ki çocukların durumu biraz daha kötü ve işimiz uzun sürecek gibi bu yüzden şey..biliyorum haftaya doğum günün ama ben büyük ihtimalle yine gelemeyeceğim bitanem üzgünüm.’’ Gözlerim dolmuştu her ne kadar akmaması için yukarı baksam da birkaç damla süzülmüştü yanaklarımdan. ‘’Sorun değil anne ben büyük bir kızım onların sana daha çok ihtiyacı var.’’ Her sene aynı şey oluyordu sorun etmemeye çalışıyordum ama içten içe de üzülüyordum. ‘’Teşekkür ederim bebeğim, seni çok seviyorum.’’ Titrek bir nefes aldım ‘’ Ben de seni çok seviyorum.’’ Arkadan birkaç ses duyuldu. ‘’Benim şimdi kapatmam lazım uygun bir zaman da seni yine arayacağım.’’ , ‘’Anne’’ , ‘’Efendim?’’ , ‘’Seni çok çok seviyorum bu, yüzden sakın kendini üzme başka zaman acısını çıkartırız.’’ , ‘’Tamam bebeğim, teşekkürler.’’ Telefonu kapatıp ellerimle yüzümü kapadım. Biraz öyle durup göz yaşlarımı sildim şimdi kesin gözlerim şişmiştir. Arkamı döndüğümde karşımda onu beklemiyordum. ‘’Çok mu uzakta?’’ Başımı salladım ‘’Afrika’ da’’ , ‘’Bu yüzden de sık sık görüşemiyorsunuz?’’ Yine başımı salladım ‘’En son bir ay önce gördüm yüzünü, telefonla da sürekli konuşamıyoruz.’’ Elini uzatıp baş parmağıyla göz yaşımı sildi. ‘’Her konuştuğunuz da bu kadar çok ağlıyor musun?’’ , ‘’Hayır, sadece haftaya doğum günüm ve o yine olmayacak.’’ 16 yaşımdan beri alışmıştım doğum günlerimde olmamasına babam olmadığı için benim tek ailem annem ve o da kaç yıldır doğum günlerime gelmiyor. Kızların doğum günleri olduğun da aileleri iki gün önceden gelip onlara sürpriz yapıyorlar onları görünce de içimde bir burukluk oluyor. Bunları düşünürken çoktan ağlamaya başlamıştım bile, insanların yanında ağlamayı sevmem bu yüzden ellerimle yüzümü kapadım. Birden bir çift kol beni sarmaladı. ‘’Şşhh..en azından şöyle düşün o iyi bir şey yapıyor.’’, ‘’ İyi bir şey yaptığını nereden biliyorsun belki orada maden kaçakçılığı yapıyor.’’ Kıkırdadı ‘’Miley, annenin aradığını görmüş onlar söyledi.’’ Kollarından sıyrılıp göz yaşlarımı sildim. ‘’Öyle düşünüyorum hep ama insanının bir zaman sonra zoruna gidiyor.’’ Derin bir nefes aldım. ‘’ Her neyse boş verelim bu konuyu.’’ Sırıttı ‘’Evet, bir diğer önemli konumuza geçelim bu akşam sizin planlarınız varmış yarın seni kaçta alıyım?’’ Güldüm ‘’Uhmm..yarın beni alamazsın çünkü sabah dönüyoruz.’’ Gözleri irice açıldı. ‘’Nasıl dönüyorsunuz?’’ , ‘’Bildiğin uçağa binip eve dönüyoruz.’’ Bir süre öylece durdu sonra aklına bir şey gelmiş gibi güldü. ‘’Tamam, o zaman bizde California ‘da buluşuruz ayrıca orada da arada bir gittiğim bilardo salonu var verdiğin sözü de tutmuş olursun.’’ Kaşlarımı kaldırdım. ‘’California ‘ya mı geleceksin?’’ , ‘’Hayır güzelim ben zaten orada yaşıyorum tesadüfe bak.’’ Piç bir şekilde güldü, gözlerimi kıstım ‘’Pes etmeyeceksin dimi?’’ Başını hayır anlamında iki yana salladı, derin bir nefes aldım. ‘’İyi oraya dönünce ayarlarız bir gün.’’ , ‘’Öyleyse telefon numaranı alabilir miyim?’’ , ‘’Söylüyorum yaz.’’ Cebinden telefonunu çıkardı numaramı söyledikten sonra bir dakika kadar telefonun da oyalandı sonra da cebine atıp bana baktı. ‘’Yarın kaçta uçağınız?’’ , ‘’ 9’da’’ , ‘’Pekala artık masaya dönmeliyiz sen de istersen yüzünü yıka kızlar seni bu halde görmesin.’’ Başımı salladım haklıydı kızlar beni böyle görürlerse iyi olmazdı. ‘’Bİ de,’’ eğilip yanağımı öptü ‘’Akşam telefonun açık olsun belki mesaj atarım.’’ Ben bir şey demeden masaya doğru gitti. Hıh, akşam telefonum açık olsunmuş, bi de yanağımı öpüyor sanki çok etkilendim de hemen bütün gece telefon kollarım mesaj attı mı diye. Uyuz. Beni böyle etkileyemezsin ki, tamam tatlı çocuksun ama ben bir öpücükle etkilenmem. Söylene söylene lavaboların olduğu yere geldim içeri gidip yüzüme soğuk su vurdum. Aynada kendimi kontrol edip saçımı düzelttikten sonra masaya döndüm.
ZAYN
‘’Hadi ama çocuklar zaten yeterince burada kaldık dönelim işte yarın.’’ Liam bıkkınca nefes verdi ‘’Neden bu kadar çok dönmek istiyorsun Zayn bize bir açıklar mısın?’’ Harry oradan atladı ‘’Ben sana açıklıyım dostum çünkü Selena ‘sı da yarın dönüyor.’’ Başımı sallayıp konuştum ‘’Evet, hadi ama çocuklar benim için bu iyiliği yapsanız ne olur?’’ Louis gülmeye başladı ‘’ Çocuklar Zayn aşık olmuş hem de iki güne.’’ , ‘’Bak bu aşk mı değil mi bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa o kızda beni ona çeken bir şeyler var.’’ Niall kolunu omzuma attı. ‘’Beni duygulandırıyorsun dostum senden böyle şeyler duymak, beni gerçekten duygulandırıyorsun.’’ Çocuklar gülmeye başladı Niall ’ın kolunu omzumdan attım. ‘’Kes dalgayı Niall, Hem sen kendine bak Demi ile ne iş?’’ , ‘’Biz sadece arkadaşız dostum hem ben onu Liam ‘a ayarlayacağım.’’ Tek kaşımı kaldırdım ‘’Liam mı?’’ Liam ‘da hemen atladı ‘’Ben mi?’’ , ‘’Yapma ama Liam hoş kız değil mi hem sende öyle diyordun.’’ , ‘’Hoş kız ama, gerçekten kes şunu Niall.’’ Derin bir nefes alıp konuştum. ‘’Her neyse ben dönme konusun da ciddiyim siz gelmezseniz de ben tek dönerim.’’ Louis omzuma yumruk attı. ‘’Pekala aşık çocuk yarın dönelim ve seni sevdiğine kavuşturalım.’’ Gözlerimi devirdim, Eleanor onun koluna vurdu. ‘’Dalga geçme Lou, bu ciddi bir konu hem bence çok yakışırlar.’’ Eleanor ‘a dönüp gülümsedim. ‘’Teşekkür ederim beni burada anlayan tek insan.’’ , ‘’Pekala madem yarın dönüyoruz, kaçta?’’ Harry ‘e dönüp cevapladım ‘’9 ‘da.’’ Harry sırıttı ‘’Onlar da o saatte gidiyor dimi yoksa sen sevmezsin erken kalkmayı.’’ Aynı şekilde sırıttım ‘’Evet, bu yüzden hava alanına gidip biraz fazla para harcamamız gerekecek.’’ Hepsi beni onayladıktan sonra kendi aralarında sohbet etmeye başladılar. Biliyorum daha iki gün önce gördüğüm kız için böyle şeyler yapmam saçma ama o kız bana böyle hissettiren tek kız. O gün Niall ‘la kumarhaneye biraz eğlenmeye gittiğimizde onu gördüm diğer ikisinin aksine oldukça sıkılmıştı etrafına bakıp sürekli yanaklarını şişiriyordu ve bu onu öyle tatlı yapıyordu ki. 1 saat boyunca onu izledim sonra dayanamayıp bir şeyler söyledi ve onların yanından ayrıldı ben de onunla beraber kalkıp peşine takıldım bilardo masalarının bulunduğu yere gitti ben de peşinden. Bütün gece o adamla oynadığı oyunu izledim. Yaptığı her hareket, her mimik bende farklı bir etki yaratıyordu, farklı ve güzel şeyler hissediyordum. Bu yüzden de bu kızı istiyorum hep yanımda olsun ve ben hep o güzel şeyleri hissedeyim istiyorum. Kolumun dürtüklenmesiyle gerçek dünya ya döndüm. Liam konuştu ‘’Biletleri almak için hava alanına geç olmadan gitmeliyiz bu yüzden kalk da gidelim.’’ Başımı sallayıp ceketimi giydim ve Liam ‘ın peşinden çıktım.
SELENA
‘’Nasıl yerleriniz değişti ya, ben sizi aramadım diyorum.!’’ Seslice nefes verip uçağın ortasında görevliye bağıran Demi ‘nin kolunu tuttum ama hiç umursamadan konuşmaya devam etti. Uçağa bindiğimizde yerlerimizin değiştiğini ve bunu bizim arayıp onlardan istediğimizi söylediler. Demi bir yanlışlık olduğunu ve eski yerlerimize oturmak istediğimizi söyledi görevli de bunu kabul etmeyince Demi çıldırdı aslında uykulu olmasam onu çoktan susturmuştum. Miley ‘e baktığım da ona gösterilen yere çoktan oturmuş ve uyukluyordu. Tuttuğum kolunu çekiştirdim ‘’Demi tamam, yeter artık oturalım ne fark edecek 1-2 saat sabret işte.’’ Demi görevliye bakarak konuştu ‘’İyi, oturalım.’’ Kolunu çekip yerine oturdu bende bize bakan insanları umursamadan yerime oturdum. Kulaklığımı çözmeye çalışırken yanıma bir oturdu ve yanağımı öptü. Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda onu gördüm. ‘’Günaydın.’’