Wowo, işte yeni bölüm. Bu bölümü çok severek yazdım umarım beğenirsiniz:)
A Great Big World & Christina Aguilera - Say Something ile okuyun:)
22.Bölüm
İnsanların sesi bana uğultudan farksız geliyordu. Yağmur hızla yağmaya devam ederken yerdeki bedenine bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Titreyen elimle elini tuttum bu sırada bir gök gürültüsü duyuldu. O, korkardı ki gök gürültüsünden. Elini sıkıca tutup saçlarını okşadım. ‘’Korkma bebeğim ben senin yanındayım.’’ Gözyaşlarım yolunu bulup birer birer yanaklarımdan kayarken titrek bir nefes aldım. ‘’Aşkım, aç gözlerini ne olur. Özür dilerim, çok özür dilerim seni koruyamadım! Ne olur beni bırakma ne olur!’’ dudaklarımdan bir hıçkırık kaçarken yanıma birisi geldi. Orta yaşlarda siyahi bir adamdı.
‘’İlk yardım biliyorum izin verirsen bakayım?’’ sorar gözlerle bana bakarken onu başımla onayladım. İki parmağını sevgilimin bileğine koydu. ‘’Nabzı yavaş bir an önce hastaneye gitmesi gerek, iç kanama geçiriyor olabilir.’’ Aklıma gelen şeyle konuştum. ‘’Ambulans, ambulansı aramadım.’’ Ben endişeyle telefonumu ararken kolumu tutup beni durdurdu. ‘’Sakin ol genç adam ben aradım birazdan burada olurlar.’’ Başımı sallayıp sevgilime döndüm neyse ki yağmur durmuştu üşümeyecekti. Saçlarını okşarken başından akan kan elime bulaştı. Hızla yanımda ki adama döndüm. ‘’Kan, başı k-kanıyor.’’
Yavaşça başını inceledi. ‘’Sert çarpmış olmalı.’’ Nihayet sokakta ambulansın sesi duyuldu. Hızla yanımıza geldiler. Sevgilime bir şeyler yapıp sedyeye aldılar ve ambulansa bindirdiler. Peşlerinden bende bindiğimde bir an olsun elini bırakmıyordum. Yanımdaki sağlık görevlisi bir şeyler yaparken de bana sorular sordu. ‘’Hastanın neyi oluyorsun?’’ gözlerimi Selena’dan ayırmadan cevapladım. ‘’Sevgilisi.’’ , ‘’Pekala, hasta kaç yaşında ve kan grubu ne?’’ , ‘’22 ve A pozitif.’’
Asırlar gibi gelen bir süreden sonra hastaneye varabildik. Selena’yı ameliyathaneye alırlarken duvara yaslanıp yere çöktüm. Bizimkilere haber vermem gerekiyordu bu yüzden dar kotumun cebinden zar zor telefonumu çıkarıp Louis’i aradım. Birkaç çalıştan sonra neşeli sesi duyuldu. ‘’Selam dostum!’’ onun aksine titrek sesimle konuştum. ‘’Louis, biz hastanedeyiz Selena-‘’ devamını getiremeden dudaklarımdan bir hıçkırık çıktı. ‘’Zayn sakin ol, neler oldu söyle?’’ derin bir nefes aldım. ‘’Selena’ya araba çarptı. Ameliyata aldılar.’’ , ‘’Hangi hastanedesiniz?’’ bulunduğumuz hastanenin adını söyleyip telefonu kapattım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Çocuklar ve kızlar hastaneye geldiklerinde zaman kavramını yitirmiştim. Tek düşünebildiğim içeride nasıl olduğunu bilmediğim parçamdı. Onu kaybedemezdim, gidemezdi bu kadar her şeyim olmuşken giderse ben biterdim. ‘’Zayn nasıl oldu bu?’’ Miley’nin ağlayarak sorduğu soruyla başımı kaldırdım. ‘’Tartışıyorduk birden arabadan indi ve taksiyle gideceğini söyledi sonrada…hepsi benim suçum.’’ Saçlarımı yolmak ister gibi çektim. Lanet olası tavırlarım yüzünden oldu hepsi. Onu korumaya çalışırken daha da beter oldu her şey. ‘’Kendini suçlamayı kes bu senin suçun değil.’’ dedi Liam ve elini omzuma koydu. Ona hiçbir şey demeden başımı tekrar dizime yasladım ve dua etmeye devam ettim.
Ne kadar geçtiğini bilmediğim bir süreden sonra doktor çıkmıştı. Geldiğimden beri kalkmadığım yerden hızla kalkıp yanına gittim. ‘’Hastanın yakınları mısınız?’’ diye sorduğunda başımı sallayarak onu onayladım. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. ‘’İç organları hasar görmüş, her ne kadar iç kanamayı durdurmayı başarsak da böyle bir kazadan uyanması olasılığı üzülerek söylüyorum ki yüzde kırk.’’ Dedikleriyle beynimden vurulmuşa döndüm. Doktor üzüntüyle bakıp devam etti. ‘’Ama tabi ki de imkansız değil içeride anladığım kadarıyla güçlü bir bayan.’’ Başımı salladım. Öyleydi o kadar şey yaşadıktan sonra yıkılmamışken şimdi de ona bir şey olmazdı. ‘’Bir şey daha var, başına sert darbe almış bu yüzden eğer uyanırsa bir takım şeyler olabilir yani demem o ki her şeye hazırlıklı olun. Geçmiş olsun.’’