Only You & I ~ 20.Bölüm

150 12 6
                                    

20.Bölüm

Birkaç Ay Sonra,

DEMİ

‘’Tamam, bende seni seviyorum.’’ Dedim en sevecen sesimle telefondaki sevgilime. ‘’Pekala kapatıyoruz o zaman. Hadi kapat!’’ güldüm. ‘’Önce sen kapat telefonu yüzüne kapatmış gibi olmak istemiyorum.’’ Karşı taraftan kalbimin teklemesine sebep olacak kahkahasını duydum. ‘’Bebeğim önemi yok kapat hadi.’’ Omuz silkip ‘’Ben ciddiyim önce sen kapat.’’ Dedim. ‘’Ah! Siz zahmet etmeyin ben kapatırım!’’ Liam tam bir şey diyordu ki Selena telefonu hızla elimden alıp tatlı ayımın suratına telefonu kapadı. ‘’Hey, neden sevgilimin yüzüne kapadın’’ gözlerini devirip önünde ki deftere çevirdi başını. ‘’Sinirimi bozuyordunuz da ondan. Şurada farkındaysan bir şey ezberlemeye çalışıyorum.’’

‘’Gidip odanda ezberlesene sen, salonda ders mi çalışılır?’’ suratıma dik dik aktıktan sonra konuştu. ‘’Ben çalışırım. Hem odamda yatağımı gördükçe uykum geliyor.’’ Ona laf yetiştiremeyeceğimi bildiğim için boş verip Liam’a telefonu Selena’nın kapadığına ve üzgün olduğuma dair kısa bir mesaj attım. Nihayet yaz yaklaşmıştı ve bu durumda en çok sevindiğim şey sonunda mezun olacağımızdı. Hepimiz bu sene mezun oluyorduk. Yanımda ki şahısta son sınavlar için ezber yapıyordu. Bu sınavları ne kadar ciddiye aldığını anlamak zor değildi. Telefonunu kapatmış saatlerdir Zayn’le bile görüşmüyordu.

Oturduğum yerden kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Mutfakta da ders çalışan bir çift gördüğümde gözlerimi devirdim. ‘’Sizin hiçbirinizin odası yok mu?’’ Miley ve Harry kafalarını bile kaldırmaya gerek duymadan çalışmaya devam ettiler. Güzel şimdide görünmez olmuştum neden kimse beni takmıyor! Bu ikisi sevgili olduktan sonra pek bir uyuz oldular. Evet, sonunda kıvırcık Miley’yi ikna etmeyi başardı.

Dolaptan bir meyve suyu alıp bunca çalışan insan gördükten sonra ders çalışmak için odama doğru yol aldım. Eğer ki hiçbir dersten kalmadan mezun olursam kendimi ödüllendirmeliyim. Kolay iş değil sonuçta sayfalarca yazı ezberleyeceğim. Bir ödülü kesinlikle hak ediyorum. Evet bunu unutmamak için bir kenara yazayım.

Merdivenleri bitirip odama girecektim ki Eleanor’u köşedeki koltukta yatar bir şekilde ders çalışırken buldum. Gözlerimi devirdim burasıda iyice öğrenci evi oldu neden kimse odasında çalışmıyor. Geçen birkaç ayda Eleanor’da bizle yaşamaya başlamıştı. Zaten bizle tanıştığından beri sürekli bizim evdeydi bizde böylesinin daha kolay olacağını düşünmüş büyük evimizde ona da yer açmıştık. Tabii Louis bu işe biraz bozulmuştu neden onunla kalmıyor diye.

Onu rahatsız etmeden odama girdim ve kabusum olan büyük kitapla bakıştım. Evet, hadi başlayalım.

MİLEY

Kafamı masaya koyup derin bir nefes aldım. ‘’Yeter artık kıvırcık beynim bulandı.’’ Harry gözlerini kırpıştırıp elindeki kalemi bıraktı. ‘’Benim ki bulanalı baya oluyor aynı yeri sekiz defa okuduğum halde anlamadım.’’ Kafamı kaldırıp gerindim. ‘’Bence bir molayı hak ettik. Kahve içelim mi?’’ başını salladı. ‘’Olur.’’ Sırıtıp kolumu boynuna doladım. ‘’Öyleyse arabayla bir koşu bize kahve alır mısın benim kaslı kıvırcığım?’’ dediğim şeye gülerek dudaklarımı öptü. ‘’Bu bulanık beyinle kaza yaparsam suçlusu sensin.’’ Şirin olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim. ‘’Yavaş gidersen bir şey olmaz. Hadi ama beni mi kıracaksın?’’ pes eder gibi ellerini kaldırdı. ‘’Pekala gidiyorum.’’

Gülümseyerek onun gidişini izledikten sonra derin bir nefes aldım. Sonunda yıkılmaz sandığım duvarlarımı Harry yıkmıştı. İkimiz de birbirine delice aşık olanlardan değildik yani onu bilmem ama ben değildim. Yani bir Selena’nın, Zayn’e aşık olduğu gibi değilim ya da Demi’nin, Liam’a. Selena Zayn’i bir gün görmese depresyona giriyor. Ben öyle değildim ama içimde Harry’ye karşı gittikçe büyüyen bir sevgi ve güven vardı. Aslında ikisi de orantılıydı ona karşı olan güvenim arttıkça sevgim kat kat büyüyordu.

Saatlerdir oturduğum sandalyeden kalkıp salona gittim. Koltukta kucağında defterle komik bir şekilde uyuyan Selena ile karşılaşınca güldüm. Bu kadar çok uyumayı nasıl başarıyordu acaba? Yanına gidip yavaşça elindeki defteri çektiğimde hemen gözlerini açtı. Kaşlarını çatıp bana baktıktan sonra konuştu. ‘’Zayn mi geldi?’’ gözlerimi kırpıştırdım, acaba rüyasında falan mı görmüştü? ‘’Hayır.’’ Gözlerini ovaladı. ‘’Öyleyse neden beni uyandırıyorsun?’’ güldüm. ‘’Ben seni uyandırmadım sen kendin uyandın.’’ Başını kaşıyıp tatlı bir şekilde bana baktı. ‘’Ders çalışıyordum ben?’’ soru sorar gibi konuştuğunda ‘’Ama uyumuşsun.’’ Diye cevapladım onu. ‘’Niye uyudum ki sadece gözlerimi dinlendiriyordum?’’ gülmemek için dudağımı ısırdım. Selena’yı uykusunu almadan böyle birden bire uyandırırsanız saçma sapan konuşmaya başlıyordu işte. Birkaç dakika sonra ayıldığında kendine gelirdi.

Onu cevaplamadan yanda ki koltuğa kendimi atıp televizyonu açtım. Bir süre sonrada elinde kahvelerle Harry gelmişti. Buharı tüten kahvelere bakarken gözlerimin parladığına eminim. Kahvemi elime verdiğinde yavaşça bir yudum aldım. Yanıma oturup uyuklayan Selena’yı gösterdi. ‘’Boynu tutulmaz mı o şekilde?’’ omuz silktim. ‘’O alışık.’’

İkimizde dikkatle televizyondaki diziyi izlerken başımı omzuna yasladım. Aramızda ki kolunu çekerek omzuma attığına gülümseyerek ona biraz daha sokuldum…

Only You & IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin