17.Bölüm
MİLEY
‘’Heyecanlı mısın?’’ diye bininci defa soran Demi’ye gözlerimi devirdim. ‘’Tekrar ediyorum! Alt tarafı sinemaya gideceğiz neden heyecanlı olayım?’’ Selena yatakta doğrulup. ‘’Çünkü bu senin dört yıl sonra çıkacağın ilk randevu.’’ Diye konuştu. ‘’Bence de, bu durum da kim olsa heyecanlı olur.’’ Eleanor’da ona katılınca derin bir nefes aldım. ‘’Pekala birazcık heyecanlı olabilirim.’’ İşaret ve baş parmağımı üst üste getirip az işareti yaptım. ‘’Ama sadece birazcık.’’
Aynanın önüne geçip kendimi inceldim. Bol beyaz tişörtümü pantolonumun içine sokmuştum ve altıma da siyah konverslerimi giymiştim. Bence spor ve hoş oldum. Kızlara dönüp kendimi gösterdim. ‘’Nasılım?’’ üçünden de olumlu yanıtlar alınca gülümsedim. Biraz gerginim aslında, biraz da yanlış bir şey yapıp Harry’nin kalbini kırmaktan da korkuyorum. Pekala olumlu düşün olumlu düşün, her şey çok güzel olacak.
‘’Kızlar ben biraz gerildim sanki.’’ ‘’Aman, niye geriliyorsun ki, sanki erkek arkadaşının ailesi ile tanışacaksın.’’ Dedi Selena. Bunun üstüne Demi kolunu onun omzuna attı gülerek. ‘’Kıyamam sana! Bunun derdi büyük.’’ Dediklerine gülerken Eleanor konuştu. ‘’Gerilecek bir durum yok. Akşam için korkman gereken bir şey varsa o da Harry’nin berbat esprileri olmalı.’’ Kızlar buna gülerken ben derin bir nefes almakla yetindim. Ve hayır bu beni rahatlatmadı.
‘’Rahatla Harry seni yemez.’’ Selena’ya alaylı bir bakış attım. ‘’Evet bunu önce kendine söyle. Zayn’in ailesi seni yemez!’’ ‘’Heey!’’ kafama yediğim yastığı umursamadan kızların gülüşüne bende katıldım. ‘’Gülmeyin! Gülmeyin kötü olur! Bak hepinizi döverim!’’ Selena bize bağırırken hepimiz kendimizi toparladık. Dövebilir yalan söylemiyor(!) Bileğimi havaya kaldırıp saate baktım. Harry’nin gelmesine 10 dakika kadar vardı. ‘’Evet, gitme vakti yaklaştı.’’ İlerleyip havalar iyice soğuduğu için köşedeki montumu aldım. Telefonumu da çantama atıp kızlara döndüm. ‘’Öyleyse ben gidiyorum. Bensiz çok eğlenmeyin.’’ Dudaklarımı büzüp el salladım. Homurdanarak beni kendi odamdan kovdular. Aklıma gelen şeyle arkamı döndüm.
‘’Sakın odamı karıştırmayın!’’ bunu dememle hepsinin suratında sinir bozucu bir sırıtma oluştu. ‘’Aaa! Ama biz senin iç çamaşırlarını kurcalayacaktık(!)’’ Selena’nın alaylı sesine gözlerimi devirdim. ‘’Ben uyarımı yapayım da!’’ onlar arkamdan bir şeyler sayıklarken hızla merdivenleri indim. Dış kapının yanında ki Demi’nin almak için yırtındığı mor aynadan kendimi son kez kontrol ettim. İyi durumdaydım saçlarımı da kabarttıktan sonra dışarı, Harry’yi beklemeye çıktım.
Neyse ki çok bekletmeden siyah arabası evin önünde gözükmüştü. O hiç aşağı inmeden hızlı adımlarla ilerleyip arabaya bindim. ‘’Selam!’’ Harry gülümseyerek kocaman gamzelerini ortaya çıkardı. ‘’Selam, çok bekletmedim umarım?’’ başımı iki yana salladım. ‘’Hayır bende yeni çıkmıştım zaten.’’ Gülümseyerek arabayı çalıştırdı ve gideceğimiz yere doğru sürmeye başladı.
----------------------------------------
Büyük alış veriş merkezinden içeriye adımımızı attığımızda etrafa göz attım. Her zaman olduğu gibi oldukça kalabalıktı. Cadılar bayramı yaklaştığı içinde her yer korku aksesuarlarıyla süslenmişti. Ben gülümseyerek etrafı incelerken Harry konuştu. ‘’Hangi filme girmek istersin?’’ bilmiyorum anlamında dudaklarımı büzük omuzlarımı silktim. ‘’Benim için fark etmez.’’ Harry gülerek başını salladı ve muhtemelen daha bu hafta vizyona girmiş olan filmi gösterdi. ‘’Buna ne dersin?’’ ‘’Olur, hadi biletleri alalım.’’