Multimedya: Katya'nın yeni imajı... Keyifli okumalar... 😉
Katya, Dimitri'nin oradan uzaklaşmasıyla içinde hedefinin ülkeye iniş yaptığı koordinatların olduğu kâğıdı yavaşça açtı. Kâğıtta yazan koordinatları kolundaki akıllı saate girdiğinde ise tenha koridorda avının yerini söyleyen saatinin sesi yankılandı. "Girmiş olduğunuz koordinat: Batı Moskova Ormanları."
"Ne garip..." diye düşündü Katya, saatin sesi koridorda yankılanmayı sürdürürken. "Hiçbir ajanın tercih etmeyeceği şekilde halkın arasına karışmayıp tenha bir ormanın içine iniş yapmış. Bu adam gerçekten ahmak olmalı!"
Ardından aklına gelen planı uygulamaya sokarak onu ağına düşürebilmek için harekete geçmeye karar verdi. Ancak küçük oyununa başlamadan önce yapması gereken son bir şey daha vardı: Ona yepyeni ve tanınamayacak bir imaj vermesi için -5. kattaki estetik doktoruna gitmek.
****
Dimitri, Katya'nın son zamanlardaki hâlinden bir hayli endişeliydi. Henüz dört yaşında yanına alıp FSB'ye soktuğu, beynini yıkayarak sadece ona verilen görevleri yerine getirmek için programladığı gözde robotunun duygularını hatırlamaya başlamış olması onu fazlasıyla korkutmuştu. Bir de kendisine ikinci kez ihanet etmiş olan Aleksis meselesi vardı. Onun için en uygun ve en can yakıcı cezayı bulması gerekiyordu, hem de bir an önce. Aksi takdirde Aleksis, Katya'nın dikkatini dağıtmaya ve duygularını karıştırmaya devam edecekti ki bu, Katya'ya böylesine önemli bir görev vermişken Dimitri'nin isteyebileceği en son şeydi.
Birkaç dakika odasının içinde volta atarak düşündükten sonra nihayet aklına dâhiyane bir fikir gelmişti. Bu fikir sayesinde hem Aleksis denen p*z*venge haddini bildirmiş olacak hem de Katya'nın görevi esnasında neler yaptığından an be an haberdar olabilecekti.
Hızla masasının üstünde duran telefona uzandı ve teşkilattaki bir başka kuklası güvenlik görevlisi Jonas'ı aradı, telefonun açılmasıyla yalnızca tek bir cümle kurarak telefonu kapattı. "Jonas, Ajan 205'e asansör güvenlik kayıtlarındaki rezaletini izlet!"
Beş dakika sonra kapısının vurulduğunu duymasıyla sinsice gülümsedi Dimitri ve her zaman yaptığı gibi kapıya sırtını dönerek seslendi. "Gel!"
Kapıda görünen kişinin avı Aleksis olduğundan emin olabilmek için başını hafifçe sağ omzunun üstünden çevirerek gözlerini bir saliseliğine kapıya dikti. Her zamanki gibi yanılmadığını görmek onu memnun etti. "Oyun başlıyor işte!" diye geçirdi aklından.
Aleksis telaşlı bir ses tonuyla "İçeri girebilir miyim Efendim?" diye sordu.
"Gir!" Dimitri'nin sesinde kayıtsızlıktan başka bir şey yoktu.
Aleksis yavaş adımlarla içeri girip kapıyı kapattıktan sonra "Bakın Efendim, sandığınız gibi değil..." diyerek kendini savunmaya çalışsa da Dimitri'nin hızla arkasını dönüp sol elini kaldırarak susmasını işaret etmesiyle ağzına dizilmiş kelimeleri yutmak zorunda kaldı. Dimitri'nin sert bakışları ise yuttuğu kelimelerin boğazında düğümlenmesine neden oldu.
"Yaptığın p*çliğin hiçbir izahı yok, Ajan 205! Seni bu suç için bir kez affettim, aramıza dönmene izin verdim. Bunun karşılığında senden tek bir şey bekledim: Sadakat. Mutlak sadakat! Ancak sen ne yaptın, benim emirlerimi hiçe saydın! Katya'nın aklını karıştırmaya kalktın! Elbet bunun bir bedeli olacak!"
Aleksis'in dizlerinin üstüne çöküp yalvaran gözlerle kendisine bakarak "Yalvarırım, Efendim, beni bağışlayın. Bana son bir şans daha verin. Size şerefim üzerine yemin ederim ki bir daha sözünüzden çıkmayacağım, siz ne söylerseniz onu yapacağım. Ne olur, son bir kez affedin beni." demesi Dimitri'nin gözlerinin mutluluktan parlamasına neden oldu. "Av yemi yuttu." diye geçirdi aklından. Ardından yeniden en ciddi duruşunu takınarak "Senin benim gözümde zerre şerefin yok artık p*z*venk! Sen bana, hizmet ettiğin teşkilatın başkanına alenen yalan söyledin! Beni aptal yerine koydun! Hem de iki defa! Şimdi sana üçüncü bir şansı neden vereyim?!" diye kükredi.
Aleksis bir an başını kaldırıp Dimitri'ye bakmaya çalışsa da cesaret edemedi. Sadece kalan son cesaretiyle "Eğer beni affetmezseniz, önce kendimi ifşa eder ve sizin bu teşkilatta yapmış olduğunuz tüm yasa dışı faaliyetleri gözler önüne sererim, ardından da kendimi öldürürüm. Canımın nazarınızda hiçbir kıymeti olmadığını biliyorum. Hemen burada beni gözünüzü kırpmadan öldürebileceğinizi de öyle. Ancak elimde yıllar önce beni bu teşkilattan kovduğunuzda samanlıkta iğne arayarak bulduğum, yapmış olduğunuz yolsuzlukları ve aldığınız rüşvetleri gösteren onlarca belge var. Birini bile medyaya vermem yeter. Önce teşkilattaki itibarınızdan olursunuz, ardından görevinizden, hatta belki de canınızdan. İşte tam da bu sebeple, siz bana muhtaçsınız, ben de size." diyebildi.
"Ulan, or*sp* çocuğu, sen beni tehdit mi ediyorsun?!" Dimitri'nin yüzündeki ifade duyduklarının ardından tam tersi bir hâl almıştı. Delicesine öfkeliydi. Sağ yumruğunu sıktığı gibi Aleksis'in yüzüne patlattı.
Aleksis ayağa kalkıp ağzından akan kanları eliyle bir hamlede sildikten sonra Dimitri'nin yüzüne cesurca baktı. Ondan korkmuş olması Aleksis'e cesaret vermişti. "Arzum bu değil elbette, ancak siz beni buna mecbur bırakıyorsunuz. Benim tek bir isteğim var, o da bu teşkilatta kalarak görevime devam etmek. Eğer beni son bir kez affeder ve teşkilatta kalmamı sağlayarak vakti geldiğinde sizin koltuğunuza oturmamı garantilerseniz emrettiğiniz her şeyi yapacağım. Aksi takdirde ise elimdeki belgeleri medyaya vermek durumunda kalacağım. Karar sizin."
Dimitri bir süre düşündükten sonra, "Pekâlâ, dediğin gibi olsun. Ayrılma yaşın gelene kadar görevde kalmanı ve benden sonra bu teşkilatın yönetimini devralmanı sağlayacağım. Ancak benim de şartlarım var. Birincisi, bundan böyle emirlerime harfiyen uyacaksın! İkincisi, Katya'dan uzak duracaksın! Ve üçüncüsü, elindeki tüm belgeleri eksiksiz bir şekilde bana teslim edeceksin!" dedi âdeta tıslayarak.
"Anlaştık o zaman. Belgeleri yarın yanımda getireceğim. Siz de yarınki kurul toplantısında sizden sonra teşkilatın başına benim geçeceğimi bildiren bir bildirge okuyarak imzalayıp bir kopyasını bana vereceksiniz, bir kopyasını da arşive koyacaksınız. Ondan sonra belgeleri kendi ellerimle size teslim edeceğim." dedi Aleksis tıpkı Dimitri gibi sinsice gülümseyerek. "Bana şimdiki emriniz nedir, Bay Volkov?"
Dimitri ne kadar kabul etmek istemese de Aleksis'e karşı gafil avlandığının farkındaydı. Yine de bu, onu Aleksis'i cezalandırmaktan, ona acı çektirmekten alıkoyamazdı. Ancak gücü yeniden ele geçirene, dizginleri yeniden ele alana, kısacası yarın o belgeleri ele geçirip karşısındaki p*ç onu yakmadan belgeleri ortadan kaldırana kadar beklemek zorundaydı. "Şimdilik bir emrim yok, çekilebilirsin!" dedi gözlerinde parlayan intikam ateşini Aleksis'ten saklamaya gerek duymadan. Karşısındaki adam ise onun gözlerindeki bu bakışa hiç aldırmadan aynı sinsi gülümsemeyle selam vererek odadan ayrıldı.
Selam, aşklarım. 🤗 Bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Acaba bundan sonra neler olacak? Dimitri, Aleksis'ten intikamını nasıl alacak? Aleksis, Katya'ya olan hislerine nokta koyabilecek mi? Katya, Maksim'i kendine aşık edebilecek mi? Yoksa aşk ateşinde asıl yanan Katya mı olacak? Tüm bu soruların cevabı için yarın saat 18.00'da Katya ve Maksim'in dünyasına davetlisiniz. 😉
Ayrıca bölümle ilgili yorumlarınızı da merakla bekliyorum. Sizleri çok seviyorum, bebeklerim... 💖😘💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL CAZİBE +18
Teen FictionGÖREVLERİNİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE TUTAN İKİ DÜŞMAN AJANIN AŞKI... **** Kulübeye vardıklarında kıyafetlerini sıksalar içinden küçük bir gölet oluşturacak kadar su çıkardı. Katya kızıl saçlarındaki suyu sıkarken bir...