İÇİMDEKİ KORKU

1.4K 57 32
                                    

"Beni öldürmen için sana yalvarmamı mı bekliyorsun?!" Raşa korkusuz bakışlarını Dimitri'nin gözlerine kenetleyerek yine korkusuz bir ses tonuyla sordu. Dimitri'nin ona yaptığı onca işkenceden sonra nihayet içindeki korkuyu tamamen atmayı başarmıştı. "Eğer bunun için sana yalvaracağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun!"

"Hayatının benim ellerimde olduğunu unutuyorsun galiba, Raşa?!" Dimitri adeta hırstan titreyen elleriyle Raşa'nın boğazına dayadığı bıçağı biraz daha bastırarak tısladı. "İstersen sana hatırlatayım, hımm?!"

"Ben unutmadım, Dimitri Volkov. Ancak görünen o ki sen unutmuşsun, küçükken bana verdiğin sözleri; beni ne kadar önemsediğini söylediğin o günleri! Hani ailemin mezarlarını bulacağını, beni onların yanına götüreceğini söylediğin günleri..." Bu kez Raşa'nın hırstan titreyen sesi yankılandı zindan duvarlarında. Genç kadının sesi kısık ancak bir o kadar da öfke doluydu, gözü öylesine dönmüştü ki soluğunu kulaklarında hissettiği adamın her an boğazına dayadığı çakı ile boğazını kesebilecek ya da adamın belindeki silahtan çıkan bir kurşun ile beyninin ortadan ikiye yarılabilecek olması umurunda bile değildi.

"Demek ailenin yanına gitmek istiyorsun, öyleyse bugün şanslı günündesin!" Dimitri, Raşa'nın boğazına dayadığı çakıyı yavaşça çekerek sağ eliyle belindeki silahı iyice kavradıktan sonra devam etti. "Eğer bana bildiklerini ötersen dileğini hemen gerçekleştirebilirim, ne dersin?!"

"Bildiklerimi ötmesem de beni ailemin yanına göndermeyecek misin?!"

"Elbette göndereceğim, ancak inan bana bu aileninki gibi acısız bir ölüm olmayacak!"

Raşa duyduğu son cümlenin anlamını kavrayabilmek için gözlerini kısarak birkaç saniye düşündükten sonra kısık gözlerini Dimitri'nin öfkeden kıpkırmızı olmuş gözlerine kenetledi ve oldukça kısık ancak sinirli bir ses tonuyla sordu. "Ne demek bu?! Benim ailem terör saldırısında ölmemiş miydi?!"

"Sen hâlâ anlamadın, değil mi?!" Dimitri tüm zindana yayılan ve zindan duvarlarından yankılanan korkunç bir kahkaha attı, ardından yüzüne en sinsi gülümsemesini yerleştirip belindeki silahı hızla kabzasından çıkartarak Raşa'nın boğazına dayadı. "Aileni ben öldürdüm, ben! Anneni, babanı, kardeşini... Hepsinin boğazını üçer kurşun ile patlattım! Bir sağa, bir ortaya, bir sola!.. Bir sağa, bir ortaya, bir sola!.. Hepsini teker teker öldürdüm!" Dimitri son cümleleri söylerken bir yandan da silahı Raşa'nın boğazında söylediği yöne doğru hareket ettiriyordu. Raşa'nın kendisine yönelttiği ateş topuna dönmüş bakışlara aldırmadan silahını yavaşça onun boynundan çekerek ayağa kalktı, gözlerini karşısındaki genç kadının gözlerine kenetleyerek devam etti. "Ne o Raşa, yoksa bunca sene sana gerçekleri anlattığıma mı inanmıştın gerçekten?! Aptal kız!.."

"Ulan şerefsiz y*vş*k! Ulan p*z*v*nk! Ne geveliyorsun sen?! Ne demek aileni ben öldürdüm?!" Raşa'nın sesi duyduklarını sindirebilmek için birkaç saniye süren bir sessizlikten sonra yankılandı zindan duvarlarında. Ardından sinirden ateş topuna dönüş gözlerinden ikişer damla yaş süzüldü yanaklarına. Genç kadın Dimitri'ye karşı içinde duyduğu o büyük korkuyu dahi bastıracak kadar kuvvetli olan öfkesine tutunarak yanaklarına damlayan gözyaşlarını sildikten sonra büyük bir hışımla ayağa kalktı ve Dimitri'nin gözlerine korkusuzca bakarak yavaş adımlarla karşısındaki adama doğru yaklaşmaya başladı. "Bana ailemin bir terör saldırısında öldüğünü söyledin, Ukraynalı Tatarlar tarafından vahşice katledildiklerini!.. Beni yanına aldın, kendine inandırdın! Bana ailemin mezarını bulacağına dair söz verdin sen! Ve tüm bunları yaparken, gözümün içine bakıp ben her ailem için gözyaşı döktüğümde bana sarılırken sen... Sen!..." Raşa, Dimitri'yi neredeyse zindanın dışarı açılan parmaklıklarına kadar geriletmişti ki çevik bir hamle ile Dimitri'nin elindeki silahı kaparak kolunu onun boynunun etrafına doladı ve silahı Dimitri'nin kafasına dayayarak öfkeden titreyen sesiyle konuşmaya başladı. "Şimdi benim senin gibi bir p*z*v*nge ne yapmam icap eder, sen söyle bakalım Leonardo Dimitri Volkov?!! Nefesini kesmem mi yoksa o nefesi kurda kuşa yem etmem mi? Hayatını zindan etmem mi yoksa acılarına sonsuza dek son vermem mi? Unutma, her ikisi de er ya da geç can alır. Bu yüzden bence kısa yoldan kurtulman en iyisi. Yine de, tabii ki, karar senin!"

KIZIL CAZİBE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin